SENDİKA
100 Bin Öğretmen Atama Talebi
Türkiye’nin muasır medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi, eğitimde çağ atlaması, tüm çocuklarımızın sağlıklı bir eğitim-öğretim görmesi öğretmenlerimize bağlıdır. Çocuklarımız eğitimin kilometre taşı olan öğretmenlerimiz sayesinde ufkunu genişletir, hayata atılır, meslek edinir ve en önemlisi de iyi ve ahlaklı bir birey olur. Ancak bizim ülkemizde ne yazık ki öğretmenlere yeteri kadar değer verilmemektedir. Öğretmen istihdamı da sanki eğitimin dördüncü, beşinci meselesi gibi görülmektedir. Öğretmen açığını sorun olarak görmekten uzak bir MEB anlayışıyla karşı karşıyayız. MEB Ağustos ayında 40 bin öğretmen ataması yapacaktır. Bununla ilgili tasarı hazırlanmıştır. Oysa her yıl yapılan 40 bin, 50 bin atama ile öğretmen açığı sorunun giderileceğini, öğretmensiz okul kalmayacağını, çocuklarımızın donanımlı bir eğitim-öğretim göreceğini düşünmek safdilliktir.
Ülkemizde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilkokulda 19, ortaokulda 18, ortaöğretimde de 16’dır. Bu rakam tabii ki, matematiksel açıdan ülke ortalamasını göstermektedir.Biliyoruz ki, Büyükşehirlerde ve bazı bölgelerimizde inanılmaz mevcutlu okul ve sınıflarımız bulunmaktadır. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı İstanbul’da ilkokulda 24, ortaokulda 23, ortaöğretimde 22; Ağrı’da ilkokul’da 28, ortaokulda 30, ortaöğretimde 23; Van’da ilkokul ve ortaokulda 27, ortaöğretimde 21; Hakkari’de ilkokulda 30, ortaokulda 23, ortaöğretimde 24; Şırnak’ta ilkokulda 34, ortaokulda 23, ortaöğretimde 24, Şanlıurfa’da ilkokulda 29, ortaokulda 32, ortaöğretimde 25’dir.
OECD ülkeleri ile kıyasladığımızda öğretmen başına düşen öğrenci sayısında büyük bir uçurum vardır. OECD ülkeleri ortalamasına göre öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilkokulda 15,4, ortaokulda 13,3, ortaöğretimde ise 13,9’dur. Bu standartlardan hareket edildiğinde ülkemizde öğretmen açığı ilkokulda 82 bin 867, ortaokulda 116 bin 461, ortaöğretimde ise 32 bin 163’tür.Bu koşullarda Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen atama politikasını gözden geçirmesi bir mecburiyet haline gelmiştir.
350 bin öğretmen atanmak için yıllardır beklemektedir. Öğretmen ihtiyacı da rakamlardan da görüldüğü üzere gün gibi ortadadır. Buna rağmen Bakanlığın bir dişin kovuğunu doldurmayacak sayıda atama yapması inanılır gibi değildir.Bu tam anlamıyla göz boyamaktır.
Atama bekleyen öğretmenlerin ciddi sayıda beklentisi bulunmaktadır. Başbakan atama bekleyen öğretmenlerin bu talebine ‘Biz devlet yönetiyoruz, bakkal dükkânı yönetiyorlar’ şeklinde cevap vermişti. Eğitim ciddi ve milyonlarca kişiyi ilgilendiren bir
Buradan sesleniyoruz: Memleket evlatlarını kahvehane köşelerine mi terk edelim? Sokaklarda işsiz güçsüz gezmelerine göz mü yumalım? Gözümüzün önünde travma yaşamalarına, hayata küsmelerine seyirci mi kalalım?37 öğretmen ataması yapılmadığı için intihar ederken, elimizi kolumuzu bağlayıp mı oturalım? Devlet imkânları bu mu diyelim? Oysa ülkeyi yönetenler güçlü bir ekonomiye sahip olduğumuzu sürekli vurguluyor. Her şeyi geçtik, yolsuzluklar yerine bu gençlerin istihdamına ağırlık verilseydi, bugün Türkiye bambaşka bir ülke olurdu. Bu noktada talebimiz Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde bu kararın yeniden gözden geçirilmesi, Başbakan’ın inadından vazgeçmesidir. Talebimiz şudur: Ağustos ayında yapmayı planladığınız 40 bin atamaya 50 bin öğretmen ataması daha ilave edin. Böylece geçtiğimiz Şubat ayında yapılan 10 bin atama ile 2014 yılında ataması yapılan öğretmen sayısı 100 bin olacak ve bu da eğitim-öğretim hayatımıza ilaç gibi gelecektir.
MODERN KÖLELİK OLAN
ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİKLE NEREYE KADAR?
Ücretli öğretmenlik, eğitim hayatımızı 90 yıl geriye götüren bir uygulamadır. Devletin öğrencilerin kaderini belirleyen öğretmenleri, yevmiye usulü yani girdiği ders başına ücret vererek çalıştırması utanılacak bir durumdur. Bakanlık, aylık geliri 600-700 TL olan, iş güvencesi, sağlık ve sosyal güvencesi olmayan öğretmenlerle öğretmen açığını kapatmaya çalışmaktadır. Bu şekilde öğretmen çalıştırarak kar elde eden devlet ne yazık ki eğitim-öğretimin kalitesini düşürmektedir. Sendikamızın, geçtiğimiz yıl yaptığı araştırmaya göre; 68 ilde ücretli öğretmen sayısı 55 bin 987’dir. Ücretli öğretmenlerin 23 bin 117’si eğitim fakültesi mezunu, 23 bin 248’i lisans mezunu, 9 bin 622’si ön lisans (iki yıllık meslek yüksek okulu) mezunudur. İki yıllık yüksek okul mezunları bile bu ülkede ücretli öğretmen olarak derslere giriyorsa, vay eğitimin haline… Ücretli öğretmen istihdamı, ne yazık ki asıl istihdam haline gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Milli Eğitim Bakanlığı bu kadar mı acizdir? Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu kadar mı yoksuldur? Eğitimde kısıtlama yapamazsınız. Eğitimde nitelikli öğretmen istihdam etmek zorundasınız. İki yıllık okul mezunları, açık öğretim mezunlarıyla bu iş olmaz. Doğru bir istihdam politikası oluşturamazsanız eğitimin kalbine ok saplamış olursunuz. Gelin modern kölelik düzeni olan ücretli öğretmenlik uygulamasına son verin ve tüm öğretmenleri kadrolu istihdam edin.Aksi takdirde geleceğimizi kaybederiz.
İsmail KONCUK
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı