SENDİKA
'10 bin Tar-Gel çalışanı kırsala mahkum edildi'
Yüzlerce mühendisi ve veteriner hekimi Ankara’da buluşturan eylemde basın açıklaması Memur-Sen Genel Başkan Vekili ve Toç Bir-Sen Genel Başkanı Günay Kaya tarafından yapıldı. Kaya, TAR-GEL Projesi’nin artık kanayan bir yara haline geldiğini, proje kapsamında görev yapan çalışanlara uygulanan haksız ve adaletsiz uygulamanın ise bir an önce bitirilmesi çağrısında bulundu.
“STATÜ HUKUKUMUZA AYKIRIDIR”
Genel Başkan Kaya; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Teşkilat Yapılanması’nda yer almayan köylere atama yapmasının kamu personel sistemine ve statü hukukuna aykırı olduğunun altını çizdi. Yetkili sendika Toç Bir-Sen olarak TAR-GEL çalışanlarının kadro sorununu çözdüklerini, köyde istihdam sorununu da yine kendilerinin çözeceğini kaydeden Kaya şunları söyledi: “Büyük bir onur, büyük bir gururla haykırıyoruz ki; kadro kazanımı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan iken büyük katkısı ve desteği ile her süreci Toç Bir-Sen ve Memur-Sen tarafından ilmek ilmek işlenen gurur duyduğumuz büyük bir sendikal kazanımımızdır. Bu konuda o zor süreçte başka hiçbir desteğimiz üzülerek söylemeliyiz ki yoktur. Bugün önümüze baktığımızda bütün bu kazanımları elde etmiş Toç Bir-Sen’liler olarak; 10 bin civarındaki kardeşimizin, Bakanlığın anlaşılmaz inadı ve ısrarı ile köylere ve kırsala mahkûm edilmelerini, bir mühendise ve veteriner hekime yakıştıramadığımız, bilimsellikten uzak, fevkalade ilkel çalıştırılma şekliyle mühendisliklerinin ve veteriner hekimliklerinin her geçen gün yok edilmesini, insani sosyal gelişmişlikleri tüketilen bu kardeşlerimiz için her geçen günün bir saniyesinin dahi artık çekilmez bir duruma gelmesini kabul etmiyoruz. Kadro mutluluğumuz zirvede iken, sorun Toç Bir-Sen’ce bütünü ile çözülmüş iken Bakanlık, 4/A’lı kardeşlerimizi Bakanlık Teşkilat Yapılanması’nda yer almayan köylere kamu personel sistemimiz ve statü hukukumuza açıkça aykırı bir biçimde atayarak yeni bir paradoksal sorun oluşturmuştur. Bu sorunun çözümü adına ivedilikle, Danıştay 2. Dairede açmış olduğumuz 2011/7151 esas sayılı davamızın olumsuz neticelenmesi; kamu personel sistemimiz ve idari hukukumuz açısından büyük bir talihsizliktir. 2. Dairenin vermiş olduğu bu kararın gerekçesini ve bu gerekçenin hukuki içeriğini merak etmekteyiz. Bütün kamuoyu bilsin ki hukuki sürecin son noktasına kadar da konunun takipçisi olacağız.”
“BAKAN VE BAKANLIK BÜROKRASİSİ GÖRMEZDEN, DUYMAZDAN GELİYOR”
Kaya, Tarım Bakanı’nın ve Bakanlık Bürokrasisi’nin Toç Bir-Sen’in haykırdığı dramı duymamazlıktan, çalışanların çektiği çileyi de görmemezlikten geldiğini belirtti. Yetkililere; “Acaba siz bu kardeşlerimizin çektiği zulmü, çalışma yerlerindeki sıkıntıları kendi evlatlarınızın, kızlarınızın çekmesine; orada çalışmalarına bir saat bile katlanabilir misiniz?” diye soran Kaya şöyle konuştu: “Senelerdir yaşanan, artık dayanılmaz boyutlara gelen bu çileleri, Sayın Bakan ve Bakanlık Bürokrasisi gözleri yokmuşçasına görmezden geliyorlar. Senelerdir Toç Bir-Sen’in haykırdığı bu dramı, kulakları yokmuşçasına duymamazlıktan geliyorlar. İsterdik ve beklerdik ki; yaşanan bunca drama duyarlı davranılıp, haykırdığımız bu sese kulak verilip binlerce kardeşimizin ödediği o büyük faturalar, o büyük bedeller keşke ödenmeseydi. Buradan hep birlikte Sayın Bakana, Bakanlık bürokrasisine 10 bin temiz yürekli meslektaşımız adına soruyoruz? Acaba siz bu kardeşlerimizin çektiği zulmü, çalışma yerlerindeki sıkıntıları kendi evlatlarınızın, kızlarınızın çekmesine; orada çalışmalarına değil on bir yıl, değil bir yıl, değil bir ay, değil bir hafta, değil bir gün, değil bir saat bile katlanabilir misiniz? Babalığınız, insanlığınız, Bakanlığınız ve bürokratlığınız acaba bu duruma ne refleks verirdi? Bu empatik durumu; vicdanlarınıza, insanlığınıza ve yöneticiliğinize havale ediyoruz.”
“YENİ BEDELLER ÖDENMEMELİ”
Köyde sürekli görevlendirmelerin sonlandırılması, tarım sektörüne mühendis ve veteriner hekimlerin yeniden kazandırılması ve insan kaynağının yeniden rasyonel planlanması gerektiğini dile getiren Kaya konuşmasını şöyle sürdürdü: “Toç Bir-Sen olarak, yeni bedellerin ödenmemesi için, TAR-GEL ucubesinden bir an önce kurtulabilmek adına bugünkü Bakanlık yönetiminden ivedi olarak, 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri’ne kadar, 18. yüzyıl dayatmasını çağrıştıran bu feodal uygulamadan bir an evvel vazgeçilerek tarım sektörümüze 10 bin genç mühendisimizin ve veteriner hekimimizin yeniden kazandırılmasını istiyor ve insan kaynağının yeniden rasyonel planlanmasının bir zaruret haline geldiğini haykırıyoruz.Buradan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı’na sesleniyoruz: Gerçekler apaçık ortadayken, akıl ve bilim bu kadar net tespitlerde bulunurken, Toç Bir-Sen bu kronik sorunu yıllardır haykırırken, hadi bunların hiçbirini önemsemediniz; ama biz yine de sizlere kısa bir kestirme yol söylüyoruz. Atamalarını kendinizin yaptığı il ve ilçe müdürlerinizi, taşradaki yöneticilerinizi toplayıp istişare ediniz. Eğer bir elin parmak sayısı kadar il ve ilçe müdürleriniz TAR-GEL’in devam etmesi yönünde görüş ifade ederlerse; bu anlamsız, bu mantıksız, tarım sektörü açısından fevkalade talihsiz olan TAR-GEL uygulamanıza devam ediniz. Aksi takdirde bu adaletsiz, bu kangren olmuş projeye derhal son veriniz. Modern demokratik yönetimlerde olmayan, tarihin despot yönetimlerinde olan bu yanlışı bile bile devam ettirmeyin. Zira yapılan onlarca bilimsel çalışma, hatta Bakanlığın kendi yaptığı çalışmalar dahi TAR-GEL ucubesini bütün detaylarıyla ortaya koyarken; on bin genç insanın rasyonel ve bilimsel bir şekilde çalıştırılamamasının acı faturasını tarım sektörümüz maalesef ödemek zorunda kalmış; tarım sektöründeki bu kötü gidişat tüm ülkeye, 77 milyon aziz milletimize fatura oluşturmuştur. Tarımın, Türkiye’nin 2014 yılında 2,9 gibi düşük bir oranda büyümesindeki ana etken olması da Bakanlık yöneticilerinin tamamı için ibretlik bir sahnedir. Şunu söylememiz gerekir ki; bu millete, bu ülkeye böyle acı faturalar oluşturmak hiç kimsenin lüksü olmamalıdır”
“HAFIZALARDA VE TARİHİN SAYFALARINDA”
Kaya, “10 bin insanın insani ve mesleki hürriyetleri olsun, çalışma barışı ve adaleti olsun” dediği konuşmasını; “Sayın Bakan başta olmak üzere bütün yetkililere sesleniyoruz: Hem kendinize hem çalışanlarınıza hem de yönettiğiniz Bakanlığa bir iyilik yapın; ilk adımı atın. Bu ilk adımınızda on bin genç insanın insani ve mesleki hürriyetleri olsun. Çalışma barışı ve adaleti olsun. Yoksa, bu güne kadar yaptığınız gibi, gözlerinizi kapayarak yaşadığımız binlerce olumsuzluğu görmemenizin, kulaklarınızı tıkayarak çığlıklarımızı ve haykırışlarımızı duymamanızın hakikat ve tarihteki yeriniz açısından hiçbir anlamı olmayacaktır” diye sonlandırdı.