GÜNDEM
Yusuf Tekin Yeni Hakan Fidan’dır
GAZETEKAMU / ÖZEL HABER
Hükümet-Cemaat ve Muhafazakâr kesim yeni bir sınavdan geçmektedir. Muhafazakâr kesim derken kastedilen kitleyi, hükümet ve cemaat restleşmesinin dışında bulunan ama ilerleyen zaman diliminde hükümet lehine konumlanacak kitle olarak şimdilik ayrı tutarsak; dershaneler üzerinden başlayan tartışmada hırçınlaşan, sınırları dışına çıkan; muhalefet başta olmak üzere baronların kullanımına müsait hale gelen cemaatin kaybedeceğini söylemek keramet olmayacaktır.
Hatırlanacağı üzere ilk restleşme Hakan Fidan üzerinden yaşanmış ve hükümete diz çöktürülmek istenmişti. “Sarı Öküzü kaybettiğimizde kaybettik” diyen bir hükümet olmamak için kararlı ve tutarlı davranan siyasi irade “Hakan Fidan’ı yedirtmeyiz” modunda davranarak ilk sınavı başarıyla tamamlamıştı. “Hükümet Türkiye’yi, biz ise hükümeti yönetiriz” karizması oluşturmaya yönelik atraksiyonlar olarak algılanan ne varsa, hizmet hareketi hepsinden yara aldı. Neden böyle oluyor ve sorun nerede dersek; sorun, herkesin kendi yörüngesi içerisinde hareket etmekten uzaklaşmasındadır denilebilir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin aslında dershaneleri biz kapatacaktık tarzından açıklamaları ve #dershaneolmasın diyenlerin sıcak gündem dershanelerin kapatılması meselesinde #dershanemolmasaydı noktasına evirilmelerinin, hidayete ermelerinden dolayı olmadığını herkes kabul edecektir. Seçim öncesi bıçak sırtı zeminde yürüyen tartışmalarda konjontürel konumlanmalar tabii ki işin doğası gereğidir. Neden böyle diye çokta kafa patlaşmanın bir anlamı yok.
Dershanelerin dönüştürülmesi konusunun bir hükümet projesi olduğu dün akşam canlı yayında Başbakan’ın cümlelerinden çok net olarak algılanmış durumda. Tartışmanın başlangıcında Başbakan’ı gazaba getirmemek ve bodoslama girmemek için Milli Eğitim Müsteşarı Yusuf Tekin’in projesi olduğu yönünde atılan manşet ve yapılan yayınlar cemaat açısından stratejik olarak kesinlikle doğru bir hareketti. Eğer hükümete mesaj verilecek ve viraj almalarına olanak tanınacaksa, esneme payı bırakmak için Bakan bile değil Müsteşar üzerinden cümle kurmak akıllıca bir hareket olarak algılandı. Dün akşamki canlı yayın, bu aşamadan sonra Müsteşar eksenli cümle kurmakla Başbakan eksenli cümle kurmanın aynı kapıya çıktığını göstermiş oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı hükümetin başarılı olamadığı bakanlıktır. Sağlık ve diğer alanlarda yaşanan dönüşümler Milli Eğitimde başarılamamıştır. 10 yılda 6 sınav sistemi denemesi arayışın devam ettiğini gösteriyor. Müfredat değişikliği, yeni derslik sayısında artış, mevcut öğretmenlerin yarısının bu hükümet döneminde alınması, Fatih Projesi, ücretsiz ders kitapları, 8 yıllık kesintisiz eğitimden vazgeçiş ve 444’lü eğitim, seçmeli din dersleri gibi peş peşe sayılabilecek birçok önemli adım mevcut ama bunlar toplumun “eğitim” kelimesinden beklentisini karşılayan şeyler değil, hükümetin eğitimde bir şeyler yapmak için attığı kararlı adımlardır. Tıpkı bütçeden en fazla payın eğitime ayrılmasındaki sembolik ve anlamlı mesaj gibi.
Hükümet Milli Eğitim Bakanlığı’nda yıllardır jokeyini aramaktadır. Değişim ve dönüşüm noktasında reformist yaklaşımları nedeniyle cesaret açısından ustalık dönemi adamı olarak seçilen Ömer Dinçer ve Müsteşar Zararsız açık ameliyat yapmaya çalıştıkları ve ameliyattan da anlamadıkları için tansiyonu yükseltmiş; kısa sürede en istenmeyen siyasetçi ve sevilmeyen bürokrat olmayı başarmışlardır. Onlar, aynaya bakmamaya ve eğitimciler bizi anlamadı diye kendilerine teselli vermeye devam ede dursunlar yeni dönemi nasıl okumak lazım ona yoğunlaşalım.
Milli Eğitim Bakanlığı’nda gerçek manada bir enkaz devralarak başlayan Nabi Avcı ve Müsteşar Yusuf Tekin kısa sürede tansiyonu düşürmeyi başarmışlardır. Nabi Avcı’nın iletişim dilini bilmesi ve Müsteşar’ın mutfakta harcadığı zamanın bunda çok önemli payı var. Eğitim personelinin canını acıtan sorunlar bir bir çözülüyor ve sorunlara vakıf çözümlere odaklı Bakanlık algısı her geçen gün daha da güçleniyor.
Nabi Avcı’nın olgun ve tecrübeli yanı ile Müsteşarın liyakati umutları artırıyor fakat Dershane imtihanı çok çetin görünüyor. Hükümetin verdiği performans ödevinin altından kalkmak gelecek açısından karneye yansıyacak sınıf geçmeyi belirleyecektir. Cemaatin süreci okumak yerine etki alanına ve manipülasyon gücüne güvenerek ilk hedef olarak Müsteşar Yusuf Tekin’den başlaması dikkatleri Yusuf Tekin ismine odaklamıştır.. Başbakan’ın sıradan bir bürokrat olarak görmediği ve önemli anlamlar yüklediği Milli Eğitim Müsteşarı Yusuf Tekin, siyasi iradenin abdestinden asla şüphe etmediği önemli bir bürokrat ve misyon adamıdır.
Yusuf Tekin, eğitim personelinin örgütlü olduğu önemli yapıları/yapıyı karşısına almadığı müddetçe geleceğe yolculukta her geçen gün bonuslar biriktirecek ve o kendini bitirmediği müddetçe hükümetin yeni krediler açarak gelecekte daha da markalaştıracağı bir bürokrat olacaktır. Bürokrasi imtihanındaki başarısı ise zamanla siyasetin enleri listesine girmesine de yol açacaktır.
Başbakan’ın A Haber’deki kararlılığından sonra dershane kavgasında Yusuf Tekin’e abanmak, ona yeni bonuslar hediye etmek ve yeni bir Hakan Fidan markası oluşturmaktır.
Tüm bunlardan sonra söylenecek söz, Yusuf Tekin sadece Milli Eğitim Müsteşarı değil, hükümetin gelecek kurgusunda eğitimdeki anahtarıdır.
Dershane-cemaat- hükümet ekseninde cümle ile bitirecek olursak bu süreç sevap galerisi ön plana çıkan cemaatin zamanla günah galerisinin ön plana çıkarılmasına neden olacak ve diğer cemaat- sosyal gruplarla arasında köprü kuramayan hizmet hareketinin ortaya alınmasıyla sonuçlanacaktır. Sosyal medya savaşları ve açılan kartlar bunu işaret ediyor. Bu tartışma hükümete de cemaate de kaybettirecektir. Ama uzun vadede en fazla cemaate kaybettirecektir. Sonuçta iki taraf açısından müntesipler çelikleşecek ama fay derinleşecektir.
İnsanı tanımanın anahtarı ve hidayet kaynağı Kur’an-ı Kerim; “Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.” der.(Enfal-46)
Bu nedenle #dersanemolmasaydı demek yerine #dersanemolmasadaolur demek doğru olandır.
Abdullah Hakem
Bu yazının tüm hakları GazeteKamu.com'a aittir. "www.gazetekamu.com" biçiminde bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir.