EĞİTİM
Yönetici Atamalarında Önemli Yargı Kararı
Yönetici Atamalarında Önemli Yargı Kararı
11 Ocak 2014, Cumartesi
Sivas İdare Mahkemesinin 2013/1606 E. Sayılı ve 19.12.2013 tarihli kararı ile sendikamız üyesi Şemsettin SUNGUR’un Sivas İlinde katıldığı münhal okul müdürlüğü ataması için yapılan 03.09.2013 tarihli mülakat sınavından düşük puan alınmasına ilişkin işlemin yürütmesi durdurulmuştur. Kararın gerekçesinde, davacının yazılı sınavdan 87,879 puan alarak başarılı olduğu, mülakatta ise kendisine 53,0156 puan verilmek suretiyle başarısız sayıldığı, yapılan mülakatta başarısız sayılma işleminin yargısal denetimini sağlayacak alt yapının oluşturulmasının idarenin görevi olduğu, hukuk devleti ilkesinin yargısal denetim yapılmasını ortadan kaldıracak, imkânsız kılacak ya da güçleştirecek şekilde idari işlem tesis edilmesine izin vermediği, somut olayda sınav komisyonu tarafından düzenlenen rapor ve tutanakların objektif değerlendirme yapmaya imkan sunacak nitelikte olmadığı, mülakat komisyonu üyelerinin her biri tarafından değerlendirme yapılarak tutanağa bağlanmış soruların ve davacının yanıtlarının neler olduğunun, bu yanıtlara komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulması gerekirken bunların yapılmaması sebebiyle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı belirtilmiştir.
Bilindiği üzere, Türk Eğitim-Sen olarak 04.08.2013 tarih ve 28728 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumu Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin; “Yöneticilik Sınavları ve Değerlendirme” başlıklı 8/1. Madde de yer alan “sözlü sınav” ibaresinin, 8/3, 8/4, 8/6 maddelerinin ve “Sözlü Sınav Konuları ve Puan Değerleri” başlıklı 11/4. Maddesinin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve devamında iptali talebiyle açtığımız dava Danıştay’da görüşülmektedir.
Türk Eğitim-Sen olarak bugüne kadar her platformda sözlü sınavın sakıncalarını dile getirerek, Bakanlığı bu konuda defalarca uyarmış bulunmaktayız. Sözlü sınav uygulaması, objektiflik denetiminin yapılması neredeyse imkânsız olduğu için kariyer ve liyakat ilkelerine aykırı olup, uygulamada birçok haksızlığı beraberinde getirmektedir. Suistimale son derece açık olan bu uygulama sebebiyle kamu personeli arasında eşitlik ilkesi zedelenmekte ve idareye olan güven sarsılmaktadır. Geçmişte de bunun örnekleri yaşanmıştır.
Danıştay’ın yerleşik içtihatlarında ve çok sayıda yargı kararında da, sözlü sınav uygulamasına yer verildiği takdirde, sözlü sınav usulü ve kriterlerinin genel düzenleyici işlemlerle açık ve net bir biçimde belirlenmesi, mülakat merciinin adaylara eşit ve tarafsız yaklaşıp yaklaşmadığı, sonuç gerekçelerinin somut değerlendirmeyi esas alıp almadığı ve kendilerine verilen takdir hakkının hukuka ve kamu yararına uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı hususlarının değerlendirilmesi, sözlü ve görüntülü kayıt imkânı varken bu teknolojik imkanların kullanılması, ayrıca sözlü sınav komisyon üyelerinin soru ve cevaplarının tutanağa geçirilmesi, sözlü sınavda komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçelerinin ortaya konulması, sınav öncesinde soruların ve cevaplarının hazırlanmış olması gerektiği ifade edilmiştir. Nitekim, mülakat uygulamasında takdir hakkının keyfi ve siyasi amaçlarla kullanıldığı, sendikal ayrımcılık yapıldığı somut olarak gözlenmektedir.
Türk Eğitim-Sen olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sözlü sınav uygulamasının karşısında duracak ve bu uygulamanın yarattığı her türlü haksızlığı bertaraf etmek için mücadele etmeye devam edeceğiz.