EĞİTİM
YÖK kaldırılmalı mı?
Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya'nın bile kapatılmasını önerdiği YÖK, misyonunu tamamladı mı?
25 Mart 2014, Salı
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya'nın YÖK'ün kuruluş felsefesi ve işleyişi bakımından bugün artık yaşamasının ve savunulmasının mümkün olmadığını belirterek, "Artık bu kurumu geçmişe bir tepki olarak değiştirmek de yetmez. YÖK'ü tamamen lağvetmemiz lazım" sözleri polemik konusu oldu. Peki başındaki kişinin bile eleştirdiği YÖK neden hala duruyor, kaldırılmalı mı? İşte uzmanların görüşleri...
"YÖK MİSYONUNU TAMAMLADI"
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere:
"Sayın Çetinsaya, bizim daha önce anlattıklarımızı söylüyor. YÖK misyonunu tamamladı. Çünkü YÖK'ün misyonu 12 Eylül rejiminde üniversiteleri tek tipleştirmek, bilimden uzaklaştırmak, akademik özgürlükleri yok etmek, bilim insanları üzerinde baskı kurmaktı. Ayrıca sosyal, toplumsal ve siyasi bilimlerde birçok yasaklar getirerek bilimsel araştırmaları engellemeye de katkıları oldu. Üniversite ve öğretim üyeleri üzerindeki baskılar, hak ihlalleri hala devam ediyor. YÖK bilimin, araştırmanın, nitelikli insan yetiştirmenin önündeki engel olarak her tür katkısını yapmıştır, bu nedenle misyonu tamamlanmıştır. Hükümet birçok yasayı kaldırmasına rağmen YÖK yasasına dokunmadı. YÖK Başkanı'nın sözleriyle bitmez, üniversiteleri yeniden yapılandırmak lazım. Üniversitelerin YÖK'ten kurtulması, demokratik bir yapıya kavuşması gerekir. Üniversitelerin sorunlarına kendi bünyesinde çözüm önerileri getirilmeli, çözüm merkezden yapılmamalı. Bilimin tüm baskılardan arındırılarak, özgürce üretilmesi gerekir. Arındırılmış, özgürce bilim üretilmeli. Üniversitedeki bileşenlerin, demokratik örgütlerin biraraya gelerek yeniden üniversitenin nasıl yapılandırılacağı konusunu tartışması şart. Bizim bu konuda ürettiğimiz çalışmalar var. Tüm bunları Cumhurbaşkanı ve ilgili bakanlıklara verdik, ancak sonuç alamadık. Türkiye'nin artık bu sıkıntıdan kurtulması lazım. Türkiye'de birçok toplumsal sorun yaşanıyorsa, bu bilime yapılan baskılardan kaynaklanmaktadır. Twitter kapatılıyor, üniversiteler hiç fikir üretemiyor. YÖK'ün kendi kendisini lağvetmesi gerekir. Böyle üniversite yönetilmez."
"YÖK ÜNİVERSİTELERİN ÇOK GERİSİNDE, KALDIRILMALI"
Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Danışmanı Turgay Polat:
"YÖK kesinlikle kaldırılmalı. Biz üniversiteleri liseler gibi eğitim veren kurumlar olarak kabul ediyoruz. Oysa üniversiteler, dünyanın pek çok yerinde hem sosyal, hem toplumsal açıdan toplumun ilerlemesine yol açan kurumlardır. Üniversitelerin daha özerk, daha bilimsel çalışması için kısıtlamalardan vazgeçilmesi lazım. YÖK kısıtlayıcı bu anlamda. Rektörü bile belirleyemiyorsunuz, hangi bölümü açacağınıza karar veremiyorsunuz. Bu durum bilimselliğe çok aykırı. Herhangi bir konuda YÖK'ün iznine gerek duyulmadan bilimsel çalışmalar yapılabilmeli. YÖK bugün üniversitelerin çok gerisinde kalmıştır, işlevini yitirmiştir. Ancak akredite eden bir kuruma da ihtiyaç var. Akreditasyon olmak zorunda. Üniversitelerin açılması, yürütülmesi konusunda bir kalite kurumuna hep ihtiyaç var. Onların işleyişini denetleyen bir kurum olmalı. Üniversitelerde denetime ihtiyaç var, ama ne yapması gerektiğini belirleyen bir kurum olmamalı bu. YÖK'e ihtiyaç yok artık."
"YÖK KALDIRILMALI YA DA YENİ BİR YASAYLA ISLAH EDİLMELİ"
Eğitim Bir Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer:
"YÖK mevcut yapısını aynen devam ettiriyor. Bir anlamda toplamda 176 üniversite var. Şu anda dünya üniversiteleri karşısında Türkiye'deki üniversitelere bakarak YÖK'ün mevcut işlevini göremediği kanaati var ki, biz yıllardan beri bunu söylüyoruz. Biz 'YÖK kaldırılsın' demiştik. 'YÖK madem kaldırılmıyor, öyleyse yeni bir YÖK Yasası'yla ıslah edilsin' dedik. Yeniden düzenleme yapılmasını istedik. Bununla ilgili çalışmalar yaptık. Tüm bu çalışmalar yıllardır devam ediyor. Ama bir türlü gelişme kaydedilmedi. Demek ki Gökhan Bey artık daha fazla böyle devam edemeyceğini gördü ki bu açıklamayı yaptı. Ben de kendisine katılıyorum. Hep bereber gördük ki, bu iş şu anki YÖK anlayışıyla gitmiyor."
"YÖK BÜTÜN İŞLEVSELLİĞİYLE DEĞERLENDİRİLMELİ"
Türk Eğitim Sen ve Türkiye Kamu Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk:
"Sayın Gökhan Çetinsaya'nın bu sözleri beni şaşırttı. Birkaç yıldır YÖK Başkanlığı yapan Sayın Çetinsaya'nın böyle bir kanaat belirtmesi önemli bir tespittir. Dikkate alınması gerekir. Çetinsaya YÖK'ün işleyişini, üniversite hayatımıza faydasını, zararını herhalde iyi bir şekilde etüd etmiş ki, YÖK Başkanı olmasına rağmen bu tespiti kamuoyuyla paylaşma kararı almış. Yıllardır ülkemizde YÖK ile ilgili ciddi tartışmalar var. Bu arada YÖK ile ilgili kanun taslağında maalesef bizim yani sivil toplum kuruluşlarının talepleri hiç dikkate alınmadı. Taleplerimiz hiçbir şekilde o taslağa yansıtılmadı. Anti demokratik bir taslak olarak hazırlandı. Ancak buna rağmen Çetinsaya'ınn bu sözü değerlendirilmelidir. YÖK kapatılmalı mıdır, yoksa YÖK'ün fonksiyonu değiştirilme midir, bu konu artık Türkiye'de ciddi olarak masaya yatırılmalıdır. YÖK üniversitelerin başına bela gibi görülüyor. Üniversitelerde demokratik açılımı yapamadı. YÖK bir koordinasyon kurumu olmanın ötesinde üniversitelerin tepesinde Demokles'in kılıcı gibi duran bir kurum niteliğinde. Bu tür kurumları konjonktürel olarak değerlendirmemek lazım. Gerçekten YÖK'ün tüm yönleriyle, bugünkü işlevselliğiyle masaya yatırılıp değerlendirilmesi lazım. Ben direkt kapatılsın demek istemiyorum. Türkiye'de 160'ın üzerinde üniversite var. Bir şekilde bu üniversiteler arasında koordinasyonu sağlamak gerekir."
"BİR KOORDİNASYON KURULUNA İHTİYAÇ VAR"
Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu :
"Bu açıklama anlaşılabilir bir durum. Sayın Çetinsaya neye istinaden söylüyor bilmiyorum, ama bir koordinasyon kuruluna ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de çok sayıda üniversite ve öğretim üyesi var. Bu nedenle koordinasyona ihtiyaç var. Şimdiki hantal YÖK yapısıyla bu durumun yürüyebileceği kanaatinde değilim."
"TAMAMEN KALDIRMAK DEĞİL DE,
EŞGÜDÜM MEKANİZMASI HALİNE GETİRİLEBİLİR"
Eğitimci Cihat Şener:
"Ben 20 yıldır bunu söylüyorum. Belki tamamen kaldırmak değil de, bir kontrol mekanizması, eşgüdüm mekanizması gibi bir hale getirilebilir. Ama bu, sıkıntılı bir konu. Üniversitenin bilimin özerkliğine aykırı bir pozisyonu var. Bu açıklamanın bir arkası olmalı. 'YÖK'ü kaldıralım' ya da 'Yerine başka bir kurumu kuralım' diyorsa o da tehlikeli olabilir. 'Kaldıracağız' deyip bir parmak bal verip, ondan sonra üniversitelerin başına balyoz vurulmamalı. Ben bu açıklamayı sakinlikle karşılamak istiyorum. Açıklama sadece bundan ibaretse ben de katılıyorum. Ama sonrasını da duymak istiyorum. Daha çok eşgüdüm, üniversiteler arasında bir koordinasyon kurumu olarak görev yapabilir. Yaptırım, baskı gücü olmayan üniversiteler arası kurul gibi birşey olabilir. ÖSYM de özerk olmalı, YÖK'e bağlı olmamalı. YÖK'ün siyaset üstü astığı astık, kestiği kestik bir kurum olması beni hep rahatsız etmiştir. Ama bir eşgüdüme de ihtiyaç vardır."