EĞİTİM
Yeni Türkiye ve dershane-hafta sonu kursları açmazı
Dershane olayı uzun süredir kamuoyunun gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda da “Dershaneler kaldırılıyor.” haberleri sık sık gündeme gelirdi. Fakat eğitimciler dahil olmak üzere hiç kimse, bu habere can-ı gönülden inanmazdı, inanamazdı. Fakat bu gün artık toplumun her kesimi dershanelerin kalkacağına gönülden inanmış durumda. Yapılan kanuni düzenlemeler sonucuna göre, 2014-2015 eğitim öğretim yılı sonu itibarı ile dershanelerin kapılarına kilit vurulmuş olacak.
Toplumun bir kesimi hâlâ dershanelerin varlığına ihtiyaç olduğunu ileri sürerekdershaneler kapandığında öğrencilerin mağdur olacağı fikrini işleme çabasında. Fakat yıllardır veliyi hassas noktasından yakalayarak, öğrencisinin eğitimi için dershaneye ihtiyacı olduğunu vurgulayarak her veliden yıllık az veya çok bir dershane ücreti alan sistem artık son bulmuş durumda. Velilerin büyük çoğunluğu sırtlarındaki bu kamburun inmesinden haklı olarak memnun durumdadırlar.
Ortaokul 8. sınıflarda uygulanan TEOG sistemi dershanelerin vazgeçilmez olmadığının bir ilk uygulaması olarak karşımızdadır. Devlet okullarda yapılan sınavlardan 1. dönem ve 2. dönemlerinde sınavların birer tanesini tüm ülkede kendi okullarında olmak üzere yapmış ve çarpık dershane yapılanmasının gereksiz olduğunu ispatlamıştır.
Dershane sistemi niye çarpık diyoruz. Çünkü öğrenci zaten tüm hafta beş gün okula devam etmektedir. Dershane ise öğrencinin geriye kalan dinlenme sürelerini hafta içi ve hafta sonu test çözmek üzere el koymaktadır. Bu durumda öğrencinin kendi istediği alanlarda sosyalleşmesine hiçbir vakit bırakmamaktadır. Böylece öğrenciler hepimizin nakarat gibi tekrarladığı, “Test ve tost” sisteminin girdabında boğulmaktadır. Ardından veliler öğrencilerin robotlaştığı türküsünü söylemektedirler.
Ortaokullarda sınavların birer tanesinin merkezi hâle getirilmesi okula, öğretmene olan ilgiyi bir nebze arttırmıştır. Bu arada okul idareleri okullarının başarılarını arttırma yönünde önlemler almaya başlamıştır. Öğretmenler de zaten canla başla yaptıkları görevlerinde kendilerine güveni tazeleyip, yeni bir başlangıç ile canla başla çalışmak üzere tekrar yenilenmişlerdir.
Aynı sistemin lise öğrencilerinin üniversite geçişinde de uygulanacağı; MEB’in liselerde de birer sınavı merkezi yapıp, alınan sonuçlara göre üniversitelere yerleştirme yapacağı konuşulmaktadır. Bu sistem liselerde de uygulanabilir ise dershane ihtiyacı kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Tabi MEB bu eğitim öğretim yılı için liselerde ortak sınav yapacağı üzerine bir açıklama yapmamıştır. Zaten bu yıl için dershaneler yoğun bir çalışma içerisinde kapanacakları süre olan 2015 eğitim yılı sonu için yoğun bir reklam süreci ile özellikle 8. sınıf ve 12. sınıf öğrencileri için kapasitelerini doldurmak üzere tam kapasite çalışmaktadır. Ortaokullardaki süreç doğru işletildiğinde seçim için ayrıca bir yarışa gerek kalmadığı zaman dershane olayı kendiliğinden ve kökten çözülmüş olacaktır.
Son günlerde medyanın sık yayınladığı “Öğretmenlere ek ders müjdesi”, “Ücretsiz hafta sonu kursları” gibi haberler; bu doğru yapılanmanın devamını bilerek veya bilmeyerek baltalayanların yanlış yönlendirmesidir. Hafta sonu okullarda kursların düzenlemesi, dershane sisteminin okullara getirilmesi doğru bir iş değildir. Zaten kanun ve yönetmelikler buna izin vermemektedir.
Öğretmenlerin haftalık 10 saat olmak üzere, 4 hafta sonu cumartesi ve pazar hiç aralıksız derse girmesi durumunda 389 TL ek ders ücreti alabileceği haberi müjde gibi sunulmaktadır. Haftanın 7 günü hiç durmadan çalışan bir öğretmenden ne kadar verim beklenebilir? Öğretmenler de bu ücrete haftanın 7 günü ders vermezler diye düşünüyorum.
Sistemin akamete uğratılmadan, öğrencinin ve öğretmenin hafta sonunu sosyal işlere ayırabileceği şekilde devam ettirilmesi tüm ülkenin geleceği adına daha hayırlı olacaktır. Bunun yerine öğrencinin teşviki adına okullarda ortak sınavlar ve çocuğun sosyal alanda başarılı olduğu durumları, üniversitelere burslu girişleri teşvik edilir ise çok daha yararlı, öğrenci ve velinin daha mutlu olabileceği bir sistem mümkün olacaktır. Öğretmenin teşviki için de ek derse girme süresi değil girdiği derslerden aldığı ek ders ücreti arttırılmalıdır. Yıllardır konuşulan fakat gerektiği şekilde arttırılmayan ek ders ücretine iyi bir teşvik yapılandırılması yapılmalıdır.
Yeni Türkiye’de daha mutlu nesiller, kendine daha fazla zaman ayıran nesiller olması geleceğimiz adına çok daha faydalı olacaktır. Hepinize iyi bir hafta sonu diliyor, halkın seçeceği ilk Cumhurbaşkanımızın hepimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Ekrem Aytar memurhaber