DİYANET
Yeni Plan Filistin’de İslam'ı yok etmek
Diyanet-Sen
Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar İsrail parlamentosundan çıkan kararlara
bakıldığında İsrail’in Siyonist düşüncelerine hizmet eden kararlarında ısrarlı
olduğunu görüyoruz. İslam’ın yok edilişini seyreden İslam ülkelerinin bu
vebalin altında ezileceğini görüyoruz.
Önce satın alınan arazilerle yerleştiler, sonra istilaya
başladılar
Topraklarını satın aldıkları Filistinlilerin hayatlarıyla ilgili
karar veren, onların yaşam standarlarını, hayatlarının kontrolünü ellerinde
tutan Siyonist düşünce böl ve yönet mantığını bozulmuş kitaplarından okudukları
gün, kan akıtmanın onlar için amaçlarına hizmet eden ülvi değerler olarak
algıladıklarını bilmekteyiz. Dünya’nın gözü önünde ölümleri seyrederken
vizdanı sızlamayan petrol babalarının, siyasi rant kavgasında olan liderlerin
unuttukları gerçek orada Müslüman bir toplum hünkarca katlediliyor,
evlerinden ediliyor.
Yehudit Hareketi kutsal saymış olduğu bütün alanları eline
geçireceği güne kadar bu kararlılığından vazgeçmeyecektir.144 dönüm arazisi
olan Mescid-i Aksa’nın bütün hakları Müslümanlara aitken İsrail’in
başlattığı bu istila yöntemiyle evlerini tamir edemeyen, hayatlarını idame
ettikleri çadırlardan kendi evlerine çıkamayan Müslüman kardeşlerimiz bütün
İslam ülkelerinin gözü önünde sömürülmekte, sürgüne zorlanmaktadır.
İsrail ordusunun tatbikat amaçlı Batı Şeria’nın Ağvar bölgesindeki evleri
tahliye etmesi dağdan gelip bağdakini kovmadan başka bir anlamı kendinde
barındırmadığını dile getiren Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet
Bayraktutar, satılmış ya da türlü hilelerle ellerine geçirdikleri 56 bin
dönümlük arazilerini 80 bine çıkarma hedefinde olan Siyonist düşünce bu
alan içerisinde kalan bütün Müslümanlara zülüm yapmaktadır dedi.
Bir milliyetçilik ve ırkçılık olan siyonizm ve onun başarılmış, vücuda
getirilmiş projesi olan İsrail,öldürmeye devam edecektir. Yahudileri motive
etmek ve ütopya sunmak için Museviliğin tarihsel mirasına başvurmak zorundadır.
Çünkü dünyaya dağılmış, ve asimilasyona uğramış Yahudi ümmetini bir arada
tutmuş olan yegane şey Yahudi dini olan Museviliktir. Din, diasporadaki
Yahudiliğin vatanı olmuştur. Eğer Yahudi teolojisinin, Tevrat’ın ve
diğer kutsal metinlerin, motivasyonu olmasaydı Siyonizm, ütopya sunan bir
tarikat, bir parti olarak kalacaktı. Dindar, dinsiz tüm siyonistler Tevrat’a
başvurarak oradan her türlü siyasi ahlak prensiplerini, kampanya retoriklerini,
gençliğe hitaben edecek ve onları mücadeleye kanalize edecek idealist
öğeleri alıyorlardı. Yahudi aydınlanması olarak Tanrı’ya yer vermeyen laik siyonistler
için Yahudi dini, bir ulusal güç kaynağı idi. Siyonistler, Yahudilikten
istifade ederken, Yahudi dindarlarda özellikle 1967 Zaferi’nden sonra siyonizmi
kucaklayarak Yahudilerin, İsrail aracılığı ile dine dönmeleri/dindarlaşmaları
için ondan faydalanmaya çalıştılar. Bu dönemden sonra islam ülkelerine
zarar verebilecek bir zebaninin hortlamasına basamak hazırlanmış oldu.Simdi
Avrupa ekonomisini, evlerimize türlü yollarla giren ihtiyaç maddelerini,
bankacılık sektöründeki masum görünen faize yöneltme çabaları para kazanırken
günaha yönlendir misyonları Siyonizm hizmetindedir.
Bayraktutar; ‘Bir avuç insanın egemen olduğu, orantısız güçlerle büyük babaları olan Amerika’nın emrinden çıkmayan, evladın babayı yönettiği bu zülümcülere karşı İslam ülkelerinin dur deme vakti gelmiştir. Teknolojide, eğitimde, suskunluğa bürünen islam ülkeleri artık uyanmalıdır’.