Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi Başbakan Erdoğan'ın pazar akşamı yapılan toplantıda 5. Demokratikleşme Paketi'ni masaya yatırdığını söyleyerek paketin detaylarının ipuçlarını verdi.

Selvi paketin ekonomik boyutunu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yargıyla ilgili bölümünü Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, idari teşkilatlanmada ise İçişleri Bakanı Efkan Ala tarafından çalışıldığını duyurdu. Selvi paketin detaylarını şöyle açıkladı:

Paketin ekonomik boyutunu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yargıyla ilgili bölümünü Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, idari teşkilatlanmada ise İçişleri Bakanı Efkan Ala çalışıyor. 

Şimdi aktaracağım '5.Demokratikleşme Paketi' ise eskilere oranla hem hazırlanış tarzı itibariyle hem de içerik olarak çok farklı.

Önce 23 Ocak tarihli yazıdan bir alıntı:

'Özgürlükler, şeffaflık, Kurallı Serbest Piyasa' ve yolsuzlukla mücadele konusunda paketler hazırlanıyor.

Başbakan'ın, 2014 bir milat olabilir sözünün altı boş değil. Mutfakta bir şeyler pişiriliyor. Hem bu kez sadece hak ve özgürlükler noktasında değil, ekonomik boyutta da çalışmalar var.

Şimdiye kadar demokratikleşme paketlerinde yargı ile hak ve özgürlükler boyutu ön plana çıkmıştı. 5.Pakette ise Ali Babacan'ın parmak izleri var.

Yeni paketle birlikte ekonomide en çok tartışacağımız kavramlardan biri, 'Kurallı Serbest piyasa' kavramı olacak.

Yolsuzlukla etkin mücadelede adına, 'Kurallı Serbest Piyasa' ve şeffaflığa ilişkin, Ali Babacan titizliği ile hazırlanmış bir paket geliyor.

Yargıda ise savcılarla ilgili bir düzenleme geliyor.AB ilerleme raporlarında karşımıza çıkan bir sorun bu. Savcıların statüsü.Hemen son operasyonlarla ilişkilendirmeyin.

Türk yargısının ciddi bir sorunu, savcıların konumu.Kamu avukatı olan savcıların, şahıs avukatları ile aynı seviyede olması gerekiyor.

Bırakın hakimlerle aynı kürsüyü paylaşmayı, aynı binalarda dahi olmaması lazım savcıların. Ama aynı zamanda emirlerine adli kolluğun verilmesi gerekiyor.

5. Paket'te yer alacak hususlardan birisi de Terörle Mücadele Yasası. Daha önceki paketlerde de bu konuda iyileştirmeler yapıldı. Hatta öyle ki TMK kaldırılacak diye ondan doğacak boşluğu doldurması için Türk Ceza Yasası'nda önemli değişikliklere gidildi. Reform için düşünülen bu düzenleme, çifte cezaya dönüştü. Aynı fiilden dolayı hem TCK'dan hem TMK'dan ceza veriliyor. Ayrıca şu anda Anayasa Alt Komisyonu'nda Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'yla bu konuda kısmı bir düzenleme yapılıyor. Ama yargıda bu zihniyet devam ettiği sürece çare olacağına inanmıyorum.

Burada köklü çözüm ve Türkiye'nin normalleşmesine hizmet edecek adım TMK'nın tamamen kaldırılması olmalı. Benim önerim ise, TMK ile bağlı olarak Özel Yetkili Mahkemeleri'nin de tasfiye edilmesi gerekiyor.

4. Yargı Paketi'nden son gün çıkarılan düzenlemeydi, Jandarma Genel Komutanlığı'nın İçişleri Bakanlığı'na bağlanması konusu. Jandarma zaten İçişlerine bağlı. Ancak terfi, tayin, atama ve sicil itibariyle Genelkurmay'a bağlı olmaları nedeniyle, suretten İçişlerine ama emir komuta açısından Genelkurmay'a bağlı.

2011 seçimlerine gidilirken bu konu üzerinde çalışılıyordu. 2 yıl önce Jandarma personeline yönelik bir anket çalışması yapıldı. Personele, İçişleri'ne mi geçmek isterseniz yoksa Genelkurmay'a bağlı mı kalmak istersiniz diye soruldu. Ancak adım atılmadı. Şimdi bu gerçekleştiriliyor.

İçişleri Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı'nın ortak çalıştığı bir nokta var. Telefon dinlemeleri, soruşturmalar ve fezleke düzenlenmesi konusunda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve AB kriterleri doğrultusunda yeni düzenlemeler geliyor.

AK Parti bir krizi daha demokratikleşmeyle aşmak için düğmeye bastı.

Biz bir kez daha krizler üzerinden demokrasi standartlarımızı yükseltiyoruz.

Yenişafak