Gündem valiler toplantısı, önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan talimat ve tavsiyelerde bulundu, ardı sıra Bakanlar sunum yaptı;

Başbakan Erdoğan, neler söyledi;

1.Bir şehrin valisinin en başta şehrine vizyon verebilmesi, hedef gösterebilmesi gerekir!

2. Valiler şehre gerçekleşmesi mümkün bir hayal sunabilmelidir!

3. Vali günlük bürokratik işlemlerin, teferruatın içinde kaybolup gitmemeli, bunları asgariye indirmeli ve şehre vizyon katmak, bir yerden alıp daha yüksek yere ulaştırmak için her alanda öncü ve rehber olmalıdır!

4.Rekabetin bu kadar zorlaştığı, rekabetin bu kadar hassas bir dengede ilerlediği günümüz dünyasında, hiçbir şehrimizin valisi, sadece idareci olarak, sadece devletin oradaki temsilcisi olarak kalamaz. Protokol valiliği yapmayacağız, tam manasıyla halktan biri gibi olacağız!

5.'Ben gittim valilik kapısından beni içeri sokmadılar'. Diyeceksiniz ki 'böyle bir şey yok'. Vatandaş valisine ulaşamıyor. Ulaşması lazım, bana da ulaşması lazım.

Beş madde ile özetlemeye çalıştığımız bu talimatlar çağdaş yöneticiyi tarif ediyor, ancak sayın Başbakan’ın belediye başkanlarına özellikle de büyükşehir belediye başkanlarına bu talimatları vermesi daha yerinde olur diye düşünüyorum. Bütçesi olmayan, etkisi, yetkisi kalmamış, garanti bir görev süresi bulunmyan atanmış bürokratlardan bu derece beklenti içinde olmak hayal kırıklığına neden olabilir, zaten ben de sayın Başbakan’ı dinlerken seçilmiş valilere hitap ediyor izlenimine kapıldım zaman zaman. Ayrı bir yazı konusu olmakla birlikte değinmeden geçemeyeceğim halka ulaşılabilir olma konusunda büyük şehir belediye başkanları valilerden bir hayli  gerideler.

Yukarıdaki talimatların Valiler tarfından başarıyla hayata geçirilmesini elbette isteriz ancak, doğrusunu söylemek gerekirse ben pek umutlu değilim!

Valilere benim de bir kaç tavsiyem olacak, uyarlarsa karlı çıkarlar, uymazlarsa kendileri bilirler;

1. Bir şehrin Valisi en başta o şehirde Vali olarak kalabilmek için yerel-genel siyasilerle iyi geçinmeli ve bir sonraki kararnamede daha iyi bir ile gidebilmenin altyapısını hazırlamalıdır!

2. Valiler özellikle de iktidar partisine mensup yerel siyasetçilerin mantıklı mantıksız her türlü hayalini önemseyip hayata geçmesi için ellerinden geleni yapmalıdırlar!

3. Vali’ler makamda ve vilayette fazla bulunmamalı bu süreleri asgariye indirmeli,evrakların içinde kaybolup gitmeden iş yükünün tümünü vali yardımcılarına, il müdürlerine devredek Kalkınma Ajanslarının, AB projelerinin, Odaların, Borsaların ve bilimum Kurumların hertürlü yurt içi yurt dışı seyahatlerini aksatmadan takip etmelidirler! İyi işleri kendilerine, kötü işleri ise astlarına mal etmeli, gerektiğinde "müfettiş istedim, soruşturma sürüyor" türünden açıklamalar yapıp kenara çekilmelidir.

4. Rekabetin bu kadar zorlaştığı, onlarca birinci sınıf kaymakamın vali olmayı beklediği, üstelik emniyet müdürlerinden, eski vali eşlerinden de vali yapıldığı şu dönemde, bir de 3 dönem kuralına takılacak ak partili bakanlardan da vali atanabileceği düşünüldüğünde, valilerimiz sadece, o ilin milletvekilleri ve belediye başkanı ile değil, mahalle temsilcilerine kadar herkesi kucaklamalı, katılımcı bir yönetim anlayışı sergilemeli, içerden biri gibi davranmalıdır.

5. Valilere vatandaş çok rahat ulaşabilmeli. Kaymakamlar mı? Onlar valilere ulaşamasalar da olur, ne de olsa potansiyel rakipler. Bunun yerine vali eşleri, kaymakam ve müdür eşleri ile haftada bir iki defa yıldızlı otellerde, polis evlerinde öksüzün, yetimin, düşkünün bütçedeki hakkını, yine onlar için yani öksüzler,yetimler,düşkünler için harcamak sureti ile toplantılar düzenlemeli, bir araya gelmeli,  böylece valiler de talimatlarını eşlerine söylemeli, hanımefendiler de kaymakam eşlerine buyurmalı onlar da kocaları olan kaymakamlara arz etmelidirler. Böylece valiler halka daha fazla zaman ayırma fırsatı bulabileceklerdir.

Vali eşlerine kadro verilmeli!

Beni tanıyanlar Başbakanımıza olan Allah için sevgimi, saygımı ve muhabbetimi bilirler. Başbakanımızın eşi Emine Hanım’a da aynı saygı ve muhabbeti duymaktayım, kendisinin nezaket gösterip vali eşlerine yemek vermesi  onore etmesi de kaydadeğer bir davranış. Kabul etmek gerekir ki siyasetçi eşleri de hayatın olağan akışı gereği siyasetçidirler, ancak bürokrat eşleri için aynı şeyleri düşünmüyorum, bu nedenle sayın Emine Erdoğan’ın “Her vali eşi şehirlerde en az vali kadar sorumluluk taşımaktadır” sözüne katılamıyorum. Zaman zaman Bakan Fatma Şahin'in de dillendirdiği bu neviden söylemlerin kamuoyunda beklenilenin aksine tesir yaptığı görüşündeyim.

Sayın Emine Erdoğan özetle şunları söyledi;

1. Her vali eşi en az vali kadar sorumluluk taşımaktadır,

2. Yeni Türkiye’de valiler artık tek başlarına değil, aileleri ile birlikte vazifeler üstleniyor,

3. Vali eşleri valilere yardımcı olmanın ötesinde kendi projeleriyle, kendi birikimleri ile bu sürece ne kadar katılır, ne kadar katkı sağlarsa Türkiye çok daha huzurlu, çok daha müreffeh bir ülke olacaktır...

Mevzuatta devlet memumurunun eşi de kocası ile aynı işi yapar diye bir madde hatırlamıyorum ben. Hukuk devletinde kimse kaynağını anayasa ve kanunlardan almayan bir yetkiyi kullanamayacağına göre, fiili duruma bir yasallık kazandırılması gerekir ki bu da ancak kanunla olur. Kaldı ki kendi projesi olan var, olmayan var, birikimi olan var olmayan var...

Hakim, savcı, rektör ve komutan eşleri biz de varız derse ne olacak!

Şimdi vali eşlerinin en az vali kadar sorumluluğu olduğunu kabul edersek, il cumhuriyet başsavcısı  veya ağır ceza mahkemesi başkanı eşleri de en az eşleri hakim-savcılar kadar sorumluluk taşıdıklarını söylerlerse o zaman halimiz nice olur. Bu silsile rektör eşleri, komutan eşleri, polis eşleri derken, diğer tüm kamu çalışanlarının eşlerine de sınavsız memurluk yolu açabilir.

Bizce herkes kendi işini yapsın, bu ülkede eşi ile aynı sorumluluğu hatta daha fazlasını taşıyan eşler vardır ancak onlar, valiler gibi atanmış bürokratların eşleri değil, belediye başkanı, milletveki ve bakan gibi siyasilerin eşleridir.

Bir not: Belediye başkanı ve büyük şehir belediye başkanı eşlerinin neden “Gönül Elçisi” olmadıkları kamuoyu tarafından merak ediliyor.

Mustafa Engin Kara /ROTAHABER