EĞİTİM
Ücretli öğretmenlik neden kaldırılmalı?
Devlet taşeronluk yapar mı?
22 Aralık 2013, Pazar
Gençlerin mağduriyetlerinden yararlanarak onları ucuz işgücü olarak görebilir mi?
Aynı okulun, aynı sınıfında farklı derslere, hatta aynı derslere giren öğretmenlerden birisi kadroluyken, diğeri üç kuruş ücrete çalıştırılabilir mi?
İhtiyaç duyulan alanlarda, on binlerce eğitim fakültesi mezunu varken, çok farklı fakültelerden mezunları ya da iki yıllık meslek yüksekokulu mezunlarını öğretmen olarak çalıştırmak ne kadar doğru?..
Milli Eğitim, sözleşmeli öğretmen ayıbından kurtulduğu gibi ücretli öğretmen çirkinliğine de artık son vermelidir.
Böylece o kadrolara, hem on binlerce asli öğretmen atanmış olacak hem de MEB artık bu utançtan kurtulacaktır.
Bu noktada hiç kimse kabahati Maliye’ye atmamalıdır. Sözleşmeli konusunda olduğu gibi eğer istenirse ücretli öğretmen sorunu da çözülebilir.
İlle de seçim mi olması gerekiyor!..
Bu konuda gelen maillerden birkaçını sizler paylaşmak istiyorum. Çünkü olayın vahametini ne kadar anlatırsak anlatalım, onların yaşadıklarının yanında solda sıfır kalır. İşte yaşanan tespitlerden örnekler:
Devlete yakışmıyor!
“Ücretli öğretmenlik yaptığım okuldaki bir öğrencim, cuma günü çantama bir yazı koymuş. Öğretmenim Ayse sizle dalga geçiyor, sizin başka elbiseniz yok mu diye. Ne olur farklı elbise giyin yazmış. Yarım saat önce gördüm kâğıdı ve o kadar çok ağladım ki... İnanın ikinci bir takım elbise almaya yetecek maddi gücüm yok.”
“Madem alanında 4 yıl öğrenim görmüş öğretmenleri yetersiz görüyorsunuz, peki niye İngilizce derslerine, alan dışı fizik, matematik vs. öğretmenlerini ücretli olarak sokuyorsunuz?”
“2 gün önce ücretli öğretmenliğe başladım ve bugün yerime kadrolu biri geldiği için kapı önüne koydular. Öğrencilerle vedalaşmam çok zor oldu. Hepsi ağladı bırakmadı beni. Bir kızımın söyledikleri, tüm olayı özetliyordu aslında. Aynen aktarıyorum: ‘’ Öğretmenim ne olur gitmeyin, söz bir daha sizi üzmeyiz. Sürekli öğretmen değiştiriyorlar, bizim duygularımızla oynuyorlar.’’
“12 senedir kadro bekliyorum, 36 yaşıma dayandım. 24 yaşımda mezun olmuştum. Beş kuruşum yok, ücretli çalışıyorum, harçlık bile çıkmıyor. Evlenemedik, telef olduk hayvanlar gibi. Eğitim fakültesini bitiren 12 sene bekler mi? Benim elimden hangi iş gelir şu yaştan sonra? Yazıklar olsun. Telefona kontör bile alamıyoruz?”
Bu kadarı da olmaz
“Bugün çok tanıdık bir olay oldu. Ücretli bir sınıf öğretmeni geldi 4. sınıfa, 2 yıllık desinatörlük mezunuymuş. Maaşı biraz artsın diye benden o sınıfı alıp, ona verdiler, çocukların çoğu ağladı. Ara atama yapmayan Sevgili Bakanım, yılda 3-4 kez ücretli öğretmen değişiyor zaten. O çocuklarda psikoloji mi kalır?”
“Yakınımdaki bir okulda fen ve teknoloji öğretmeni, jeoloji mühendisi ve 8 senedir ücretli öğretmenlik yapıyor. Böyle emekli olacağım diyor, vah ki ne vah...”
“Ankara’da üç yerden, ücretli öğretmenlik için aradılar. Keçiören, Altındağ, Yenimahalle. Hepsine cevabım: Köleniz olmayacağım kadrolu verin...”
“Defalarca aradılar ücretli öğretmen olmam için ama yine reddettim. Bakan Bey, neye dayanarak sınıf öğretmenine ihtiyaç yok diyebiliyor, anlam verebilmiş değilim.”
“Okulumuzda 4 öğretmen var, 4’ü de ücretli!” “Benim ücretli görev yaptığım okulda İngilizce öğretmeni yok. Derslere 2 yıllık İşletme mezunu giriyor.”
“Bugün bir arkadaşımı gördüm. Bankacılık önlisans mezunu. Sınıf öğretmenliği yapıyormuş. 4 yıl okuduğuma pişman oldum.”
“Kamu Yönetimi mezunuyum. Geçen yıl ücretli öğretmenlik yaptım. MEB’in uygulaması, o kadar yanlış ki öğretmenliğin ö’sünü bilmiyorum ama beni birleştirilmiş sınıflı bir okula, müdür yetkili olarak verdi.”
“Bir okulda 9 öğretmenden 6’sı ücretli olursa ve bu okulda hiç kadrolu sınıf öğretmeni olmazsa, ücretlilerden de sadece birisi sınıf öğretmeni olursa, nasıl bir kaliteli eğitim bekliyor Sayın Bakan anlamıyorum...”
“Mobilyacılık mezunu bir arkadaşım, 4 tane okulda Beden Eğitimi dersine giriyor. Üst katımızdaki Beden Eğitimi mezunu bir hocam da 6 yıldır atanamadığı için ilaç mümessilliği yapıyor.”
Özetin özeti: Eğitimde kalıcı çözümler ve kalite arıyorsak, önce bu “ücretli öğretmen” ayıbından kurtulmamız gerekir...
Abbas GÜÇLÜ / Milliyet