Bir milyondan fazla öğrenci okulundan öğretmeninden koparılıp, 4+4+4’ün ikincisi için, hiç de içlerine sinmeyen okullara yönlendirildi.

1.5 milyona yakın öğrenci ise TEOG muammasını çözüp, iyi bir liseye girmenin arayışı içinde. Üniversitelere kayıt için koşuşturan aday sayısı da bir milyonun üzerinde.
Yani, diğer öğrencileri bırakın, 5 milyonun üzerinde öğrenci, yeni bir başlangıç yapacak.
Bu sayının iki, üç katı veli ve diğer yakınlarını da hesaba kattığınızda, kayıt telaşının boyutlarını çok daha iyi anlayabiliriz.
Peki, bu konuda, öğrenci ve yakınları yeterince bilgilendiriliyor mu? Hadi onları bırakın, okul yöneticileri ve öğretmenler, eğitimdeki bu hızlı değişim süreci yani reformlar hakkında gerekli donanıma sahipler mi? Gidişattan memnunlar mı?
İşte bu çok önemli soruların cevabı. Hem de birinci elden. İlki bir okul müdüründen, diğeri de bir öğretmenden...

‘Önümüzü göremiyoruz’
“TEOG tercih işlemlerinde, önemli bir sorunla karşılaştık. Sorunumuzu dile getirirseniz seviniriz.
Sorun şöyle:
Bu yıl tercih yapacak bütün öğrencilerin 9. sınıf dersleri ortak olacak.
Buna göre, 10’uncu sınıfta alan tercihi yapılacak. Ancak alan tercihi yapacak öğrencilerin durumu net değil. Şöyle ki; Örnek 1: Normal bir anadolu meslek lisesine giden öğrenci, 10’uncu sınıfta, alan tercihi yaparken sağlık meslek lisesinin alanını tercih edebilecek mi, yoksa her okul kendi bünyesi içerisinde mi alan tercihi yapacak belli değil.
Örnek 2: Düz anadolu lisesine giden bir öğrenci için de aynı şey geçerli.
Bu öğrenci, 10’uncu sınıfta alan tercihi yaparken meslek lisesinin veya sağlık meslek lisesinin bir alanını tercih edebilecek mi belli değil. Ya da meslek lisesine giden bir öğrenci düz anadolu lisesinden bir alan tercih edebilecek mi?
Tercihler 8 Ağustos’ta biteceği için konu önemli. Çünkü bu geçiş kriterlerinin 2014-2015 eğitim öğretim yılı sonunda açıklanacağı kılavuzda belirtilmiş. Bu durumda, bu yıl tercih yapacak öğrenciler mağdur olacaklardır. Saygılar. I.E. (Okul Müdürü)”

Öğretmensiz eğitim!
“Sayın Güçlü, eğitim konusuna eğilmeniz bizi mutlu ediyor.
17 yıllık öğretmenim. Son 2 yılda eğitimde yapılanlar, görülmedik bir hezeyandır.
Neresinden başlasam bilmiyorum ama sayfalar sürer.
Öğrenci merkezli eğitim, süslü cümlelerle hem öğretmen hem de öğrenciyi, eğitimden uzaklaştırdı.
Çocukların bir eline tablet, diğerine telefon (artık tel disiplin yönetmeliğine göre serbest) verildi. Sınıflar, oyun salonuna dönüştü.
Akıllı tahta sınıfa gireli 3 yıl oldu ama hâlâ elektrik sistemi olmayan sınıflar var.
Bu yüzden okullara, baştan aşağı yeni elektrik sistemi ihalesi yapılıyor.
Bu arada, akıllı tahta diye gelen malzeme, optik tarayıcılı monitörlere takılmış 3 işlemcili bilgisayarlar.
Yani piyasadaki akıllı tahtalar gibi değil. Önemli değil bu. Fakat tahta bomboş, bir Microsoft Office bile yok.
Bedava diye kurulmuş LibreOffice var, o da matematiksel vb özel uygulamaları açmıyor.
Yani uyumsuz ve sınıf içi bir sürü problem.
Tahtaları öğretmenlerin üzerine zimmetliyorlar, bir şey olursa, parasını ödersiniz diyorlar. Öğretmenler, cebinde anahtarla sınıfa giriyor, tahtayı açıyor, sonra çıkarken kilitleyip çıkıyor. Ama öğrenciler, bir şekilde anahtar buluyor!..
Tahtalar kesinlikle bir işe yaramıyor. Çünkü programla desteklenmemiş.
Konuyla ilgili olarak öğretmenlerin görüşü hiç alınmıyor, bize hiç sormuyorlar. Öğretmen adeta eğitimde yok hükmünde.
Yıllık ders planlarında her yıl yapılan değişiklikler de bizi canımızdan bezdirdi.
Bu yüzden öğretmenler ümidini büyük oranda yitirdi... K.A.”

Özetin özeti: Moralsiz ve inançsız komutanlarla zafer kazanılmaz. Keşke öğretmen, öğrenci ve velilere çok daha fazla kulak verilse... Abbas Güçlü Milliyet