EĞİTİM
Tekin ve Avcı'ya Yapılan Operasyonun Perde Arkası
Milli Eğitim Bakanlığında neler oluyor ? Milli Eğitim Bakanı ve Müsteşar neden hedefe koyuldu ? MEB'de yaşanan olayların perde arkasını Abdullah HAKEM yazdı.
18 Aralık 2013, Çarşamba
Milli Eğitim Bakanlığında Müsteşar Yusuf TEKİN üzerinden operasyon yapılıyor.
Dershane raporunun sızdırılması ile başlayan süreçte neler oluyor ?
Şimdi hafızalarımızı tazeleme adına sürece kısa bir göz atalım .
Dershanelerin dönüştürülmesi ile ilgili raporun Zaman Gazetesine sızmasıyla sürecin fitili ateşlendi .
Süreci başlatan ve operasyonu yürüten ekip Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı üzerinden olaylara bodoslama girmemek için Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin’in projesi olduğu yönünde atılan manşet ve yapılan yayınlar ile operasyonu başlattı. Operasyonu yapanlar son derece stratejik bir hareketle Başbakan ve Bakan'ı es geçerek hükümete mesajı Müsteşar üzerinden verdi. Müsteşarın kellesi istenerek konunun kapatılabileceği mesajı defaten haber içlerinde verildi. Müsteşar üzerinden oyun kurularak ve mesaj verilerek hükümete viraj alma ve U dönüşü yapma şansı verildi.
Başbakan'ın Atv ekranlarında çıkıp dershaneleri kapatmak hükümet projesidir sözlerinden sonra , operasyonu başlatanların Müsteşar üzerinden mesaj vermek ve cümle kurmakla Başbakan eksenli cümle kurmanın aynı kapıya çıktığını gördüler.
"Yusuf Tekin Yeni Hakan Fidan’dır" yazımızda bu konunun tüm detaylarını aktarmıştık.
Milli Eğitim Bakanlığından dershanelerin dönüşümü raporunun sızmasının akabinde , Milli Eğitim Bakanlığında üst düzey sızmaları iki haberle gündeme getirmiş ve Bakanlığı uyarmıştık.
Birinci haberimizde " MEB'DE ÜST DÜZEYDE SIZMA VAR " ve hemen akabinde " NABİ HOCA MEB İÇERİSİNDE Kİ "SİSİLERİ " TEMİZLESİN" haberleri ile Bakanlık içerisinde bilgi sızdıran bürokrat ve yöneticilere dikkat çekmiştik.
Sayın AVCI 'nın ve Müsteşar'ın bu konuda hiçbir tedbir almadığını önce Dershane denetimlerinin çarşaf çarşaf " Taraf" gazetesinde yayınlanması ve hemen akabinde MEB'de üst düzey fişlemeler haberlerinin yine aynı gazetede yaşanmasıyla gördük .
Taraf gazetesinde çıkan fişleme haberlerinin olduğu gün yine Bakanlık içerisinde yaşananları Mehmet BARANSU'nun yenidonem sitesine Bakanlık içerisinde canlı yayınla verdiklerine şahit olduk.
Milli Eğitim Bakanının ve Müsteşar Bey'in kesinlikle bu şekilde fişleme yapılmadığı , bu fişleme haberleri ile ilgili suç duyurusu yaptığını biliyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığından sızdırıldığı iddia edilen ve Başbakanlık Müsteşarı EFKAN ALA'nın kardesi Atıf ALA ve yine aynı birimde şube müdürü olan Galip GÜLMEZ üzerinden bu fişlemelerin yapıldığı haberlerinin perde arkasına bir göz atalım.
Kabine revizyonunun konuşulduğu ve Başbakanlık Müsteşarı Efkan ALA'nın isminin Bakanlık için geçtiği bir dönemde MEB'de fişleme haberleri üzerinden Atif ALA'YI hedefe koyarak gösterilmek istenen büyük resimdeki kişinin Efkan ALA olduğu ve Müsteşar Bey'in bu oprasyonları Efkan ALA ile birlikte yürütüyor izlenimi verilmek istenen belgelere kısaca göz atalım.
Fişleme işini yaptığı iddia edilen Atıf ALA ve Galip GÜLMEZ neden Bakanlıkta görev yapan grup başkanlarının tamamının karşılarına not düşmemiştir ? Bakanlık içerisinde çok kritik yerlerde görev yapan birçok grup başkanı hakkında neden tek kelime olumlu bile olsa yazılmamıştır. Bu belge bir fişleme belgesiyse çok kritik yerlerde görev yapan grup başkanlarının karşılarına birşeyler yazılamaz mıydı ?
Atıf ALA'nın, Ömer DİNÇER döneminde grup başkanı yapıldığı ve yine Galip GÜLMEZ'in Ömer DİNÇER döneminde il müdürü yapıldığını Taraf gazetesi neden yazamamıştır ?
MEB Müsteşarı Yusuf TEKİN , Bakanlık içerisinde personel konusunda bilgi almak istese kendi döneminde göreve getirdiği ekip içerisinden neden birilerine görev vermezde , DİNÇER döneminde gelen grup başkanı ve şube müdürüne mi bu görevi verir ?
YUSUF TEKİN VE NABİ AVCI KARŞI KARŞIYA GETİRİLMEK İSTENİYOR
Milli Eğitim Bakanlığında Müsteşar Bey'in göreve gelmesiyle beraber , Bakanlık içerisinde bir grup bürokrat ve dışardan operasyonları yöneten, yönlendiren kişiler Müsteşar ile Bakan Bey'i karşı karşıya getirmek istiyorlar.
İlk başta sürekli olarak Müsteşar üzerinden cümle kuran , Müsteşar üzerinden sorunların konuşulması ve çözüm odaklı olmasını isteyen kişilerin dershane konularıyla beraber , Bakan Bey'i bu işlerin dışında göstermek ve tüm olanların sebebini Müsteşara bağlamak suretiyle ; MEB içerisinde iyi polis - kötü polis denklemi kurma projesini başlatmışlardır.
Dershane olayları ile başlayan ve fişleme süreci diye yürütülen oprasyonlarda Müsteşar Yusuf TEKİN ismi bilinçli olarak neden ön plana çıkarılıyor ve Müsteşar neden hedefe koyuluyor şimdi sizlere basına yansımayan çok önemli bilgilerle resmi çizmeye çalışalım.
MÜSTEŞAR YUSUF TEKİN RANT KOVANINA ÇOMAK SOKTU
OLAY 1 - Müsteşar Bey göreve gelene kadar yurt dışına yüksek lisans ve doktora öğrencisi gönderiminde tüm inisiyatif yıllardır bugün operasyonları yöneten camianın elindeydi. İstedikleri öğrencileri bir liste halinde Bakanlıktan geçirerek yıllarca yurt dışına yüksek lisans ve doktora olarak gönderenler , bu öğrencileri devlet bütçesinde yurt dışında yüksek lisans diye kendi okullarında hizmet adına çalıştırmaktaydı. Yine yurt dışına bu burslarla gönderilen öğrenciler içerisinde gezi parkı eylemlerinde aktif rol oynayan ve ön saflarda yer alan öğrenciler olduğu tespitleri yapıldı. Milli Eğitim Bakanlığının yurt dışına öğrenci gönderimine mülakat koyma hareketinin hemen ardından , yurt dışına öğrenci gönderilmesi konusunda tüm yetkiyi YÖK'e devretmek için birtakım eller devreye girdi. Milli Eğitim Bakanlığının inisiyatifi dışında , yurt dışına öğrenci gönderilmesini düzenleyen kanun konusunda Meclis'e kanun teklifi sunuldu. Hatta bu teklif Meclis alt komisyonundan bile geçirildi. Yurt dışına öğrenci gönderilmesini düzenleyen kanun Meclis'e gelmek üzereyken , konuyla ilgili tüm bilgiler ve belgeler gerekli mercilerle paylaşılarak Kanunun yasalaşması önlendi. Yurt dışına öğrenci gönderilmesi konusunda , Müsteşar Bey ve Bakan Bey'i ikna edemeyen odaklar Müsteşar Bey'i hedefe koymaya başladılar.
OLAY 2 - Dershaneler konusunda yaşanan tartışmanın temelinde neler yattığını anlamak için şimdi sizlere rakamlarla dönen paraları açıklayacağız.
Devletin her yıl 16 milyon öğrencimize tüm ders kitaplarını ücretsiz olarak bastırıp , dağıtmasının bedeli 352 - 360 milyon arasındadır. 16 milyon öğrencinin tüm ders kitaplarının maliyetinin maksimum 360 milyon TL olduğunu bir köşeye yazalım.
Dershaneler üzerinden yayın satan yayıncı kuruluş sayısı 36 dır . Bu yayıncı kuruluşların satmış olduğu her kitap için Kültür Bakanlığından bandrol alması gerekiyor. Bu 36 yayınevi içerisinde kaç tanesinin , bugün için Müsteşar üzerinden oprasyon yapanlara ait olduğunun tahminini siz değerli okurlarımıza bırakarak yazımıza devam edelim.
Kültür Bakanlığından dershane yayınları için bandrol alan sadece 2 yayın kuruluşunun bir yıl içerisinde almış olduğu bandrol sayısı 40 milyon civarındadır. Her bir kitaba 1 bandrol aldığını düşünürsek sadece 2 yayın evinin dershaneler üzerinden satmış olduğu kitap sayısı 40 milyondır. Yasa gereği bandrollerin 45 sayfanın altında kalan kitaplara verilmediğini ve genellikle yaprak test olan bu yayınların devlet kontrolünde olmadığının da altını çizerek 40 milyon kitaba vatandaşımızın ödediği paranın 20 TL X 40.000.000 = 800 milyon TL olduğu görülüyor.
36 yayın evi içerisinde sadece 2 yayın evinin yaprak testler ve 45 sayfa altında kalan yayınlar hariç 40 milyon kitap sattığı ve her bir kitabın minimum 20 TL olduğunu düşünürsek , yılda vatandaşın cebinden 800 milyon paranın çıktığı görülecektir. Sadece yayınlar üzerinden 2 yayın evinin yılda 800 milyon para kaldırdığı dershane sisteminde rantın ne kadar büyük olduğunu varın siz hesap edin...
Milli Eğitim Bakanlığı üzerinden oynan oyun Müsteşar Yusuf TEKİN üzerinden kurgulanmaktadır.
Bu oyunun aktörleri öncelikle Bakanlık içerisinde Bakan Bey ve Müsteşar Bey'i karşı karşıya getirmek suretiyle aylardır bir toplum mühendisliği üzerinde çalışıyorlar.
Operasyonu yürütenlere Bakanlık içerisinde cephane taşıyan bürokrat ve yöneticilerin değiştirilmesi arifesinde , Müsteşar Yusuf TEKİN fişleme yapıyor haberleri ile Bakanlık içerisinde ve taşra teşkilatında yapılacak değişimlerin önü kesilmiştir.
Bakan Bey ve Müsteşar Bey'in , Ortaöğretime geçiş sınavlarından sonra Bakanlık merkez teşkilatında değişime gideceği ve yine il müdürlüklerinde değişime gidileceği biliniyordu.
Taraf gazetesine gönderilen sözde fişleme belgeleri ile bu değişim engellenmiş oldu. Fişleme belgelerinde isminin karşısına olumsuz yazılan kişiler için şu anda Bakanlık bir değişim yapabilir mi ?
Bakanlığın günler öncesinde yapmayı planladığı bu değişim sözde fişleme haberleri ile engellenmiştir.
Nimet Hanım döneminde , bir gecede çok sayıda bürokratın görevden alınacağını basını çağırarak basına veren ve o gün bu değişimin yaşanmasını engelleyen haberlerin çok farklı versiyonları bugün basına veriliyor.
Milli Eğitim Bakanlığında Bakan Nabi AVCI Bey'in göreve gelişi ve akabinde Müsteşar Bey'in göreve gelmesiyle , eğitim camiasının Bakanlığa bakış açısının değişmeye başlaması , eğitimcilerin yıllardır kangren halini almış sorunlarının tek tek çözülmeye başlanması ve birilerinin rant kaynaklarına çomak sokulması Milli Eğitim Bakanı ve Müsteşar Bey'i hedef haline getirmiştir.
Aslında Bakan Bey ve Müsteşar Bey üzerinde yapılan operasyonun asıl hedefi Başbakan ve Ak Parti iktidarıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı'na yapılan operasyonlar konusunda ilerleyen günlerde bu operasyonlara içerden destek veren kişileri ve operasyonu dışarıda yönlendiren kişileri isim isim açıklayacağız.
Geçmiş dönemlerde , Milli Eğitim Bakanlığında zeki öğrencilerin telefonlarını ve adreslerini yıllardır dershanelere peşkeş çekenleri ve yurt dışına öğrenci gönderilmesi hususunda çalışanları , özel okullar konusunda neler yapıldığını , dershanelerin önünü açacak yasaların ve yönetmeliklerin kimler tarafından çıkarıldığını , Devlet okullarında ve halk eğitim destekli fakir öğrencilere verilen kursların kimler tarafından engellendiğini ve daha birçok detayı tek tek yazacağız.
Şu an için operasyonu yürüten kişilerin bundan sonraki hedefini bu yazı ile tarihe not düşelim .
1 - İçerde yapılacak görev değişimleri ve temizlik hareketi sözde fişleme belgeleri ile engellendi ve içerde cepheye, cephane taşıyan kişilerin görevden alınmaları engellenerek bu savaşa içerden destek veren ve belge sızdıran bürokratlar görevde kalmaya devam edecek.
2- Sözde fişleme haberleri ve belge sızdırılması haberleri ile Bakanlık içerisinde huzursuzluk üst düzeye çıkarıldı.
3- Bürokratların birbirine bakış açısı değişti ve şüphe odaklı bir ortam oluşturuldu.
4- Üst düzey birkaç bürokrata operasyonu yürüten kişiler elçi gönderilerek Bakan AVCI ve Müsteşar Yusuf TEKİN'in 6 ay içerisinde görevden alınacağı ve ona göre pozisyon almaları ve saflarını seçmeleri istendi. Hatta birkaç büyükşehir il müdürüne ve taşrada bazı il müdürlerine de bu mesaj gönderildi.
5- Bakan Bey ve Müsteşar Bey konusunda haberlere bundan sonraki süreçte bel altı vuruşlarla devam edilecek. Bakan Bey ve Müsteşar Bey'in getirmiş olduğu ekipten bazı kişilerin özel hayatlarına kadar inilecek ve aileleri de işin içine çekilerek bel altı haberler yurt dışı haber sitelerinden servis edilecektir.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi AVCI ve Müsteşar Bey , bu gelişen olaylarla ilgili aylardır yaptıkları gibi sadece izlemekle yetinir ve içerdeki " SİSİLERİ" temizlemezlerse bunun faturasını hem kendileri hem de Ak Parti iktidarı ödeyecektir.
Abdullah Hakem