EĞİTİM
Şube Müdürlüğüne Atamalar Sınavla Olmalı
Milli Eğitim Bakanlığı taşra teşkilatında tam bir geçici görevlendirme keşmekeşi yaşanmaktaydı. 657 sayılı Kanundaki boş bir kadronun bulunması şartına rağmen 7 kişilik kadrolarda kanunsuz olarak 17 kişinin bulunduğu İl MilliEğitim Müdürlükleri vardı. Geçici görevlendirmeler bir yılda altı ayı geçemez denilmesine rağmen 9 yıldır kesintisiz çalışanlar vardı. Asillerin dışlandığı, işlerin liyakatsız ve kariyersiz geçici görevlendirilmelerle yürütüldüğü -ki buna; işin yürütülmesi denilip denilemeyeceği de ayrıca tartışılacak bir konu- dönemler MEBin 21.11.2011 tarihli ve 3163-78102 sayılı yazısıyla inşallah geride kalmıştır.
İş Başarımı Şart
İşin mevzuat kısmı ayrı, benim burada bahsedeceğim konu ayrı. Burada bir örnek olay anlatacağım. Yakından tanıdığım kişi ilçede üstün başarılarından sonra bir ile il milli eğitimmüdür yardımcısı olarak atanmıştır. Aradan zaman geçer. Telefonu çalar. Telefonu açarak kendini tanıtır;
-Size nasıl yardımcı olabilirim?
-Ben M ilçesinden arıyorum. S kursu müdürü Y. Kusura bakmayın yanlış aramışım. Ben O beyi arayacaktım. O beyin direkt telefon numarasını verir misiniz?
-Beyefendi O bey memurdur. Memurunda direkt telefonu olmaz. Santrale bağlatmalısınız.
-Hocam benim aradığım O bey memur değil. Ö bölümüne bakıyor. Ya şube müdürü ya da müdür yardımcısıdır.
-Tamam işte. Ö bölümüne müdür yardımcısı S bey bakıyor. O bey ise orada memur.
Konuşma bu şekilde sürüp gider. Tanıdığım kişi bakar olacağı yok. Karşıdaki, O beyin idareci olduğunda ısrarlıdır. Memur olduğu gerçeğini bir türlü kabul etmemektedir.
-Yok yok. O bey memur değil. Yanlışınız var. O beyi tanımadığınıza göre siz yenigelmişsiniz anlaşılan...
İşte her iki tarafı da kurtaran cümle buydu.
-Evet evet. Ben yeni geldim. O yüzden bilmiyorum her halde...
Örnekteki olaya çok kişi şahit olmuş olabilir. Burada memur öne çıkmış, birimi fiilen yönetiyor. Mevzuata hakim. Kararları o veriyor. Müdür yardımcısı silinip gitmiştir. İşi sadece düzenlenen yazılara paraf ya da imza atmak olanlar işi fiilen yürütmedikçe bir idareci, bir liderasla değildir.
Marifet İltifata Tabidir, Müşterisi Olmayan Meta Zayiîdir
Kimsenin önüne engel çıkarılmamalı. İşe en alt kedemeden başlayanlar dahi liyakat ve kariyer şartlarına sahipse yükselebilmeli. Karşılıklı saygı ve sevgiye dayanan tatlı bir rekabet olmalı. Dürüstlük ve nezaketten taviz verilmemeli. Böyle olursa personel verimli olur. Ağzıyla kuş tutsa bile yükselemeyeceğini bilecek kadar dışlanan memurlardan ne kadarının başarılıolacağını söylemeye gerek yoktur. Fakat günümüzde çeşitli gerekçelerle bu şekilde dışlananlar azımsanamayacak sayıdadır.
Damdan Düşen Bilir
Yönetilecek birimlerin özelliği de dikkate alınmalı. Mesela öğretmen ve okullarla muhatap olan yöneticiler mesleğin inceliklerini tanıyacak, empati yapacak kadar kıdeme sahip olmalı. Zira; empati yapamayan hiç kimsenin işinde başarılı olması mümkün değildir. Bir işe kimin şartları tutuyorsa, yakışıyor ve beceriyorsa o gelmeli.
Sınava Dayalı Atamalar Yapılmalı
İş başarımı elbette önemlidir. Bir iş yerinde çalışanlardan kimin ne olduğunu herkes bilir. Bu yüzden keşke görevde yükselmede bunların da görüşleri geçerli olsaydı. Fakat doğru insanı tercih yapmaları çeşitli etkiler altında kalındığından imkansızdır. Atamaya yetkili olanlar bazan oluyor ki doğru atama yapsalar bile atanan kişi, kendisini tercih edenlerin zümresine karşı meyilli olduğundan adalet terazisini eğri tutabilmektedir. Teraziyi doğru tutamayanlar kendilerine teveccüh gösterenleri de zor durumda bırakıyorlar. Geriye tek objektif ölçü olarak sınav kalmaktadır. Sınavla atananlar daha objektif davranabiliyorlar. İşte bu yüzden temeli olanlar, belli ölçülere göre şartları tutanlar sınava alınmalı. Başarılı olanlardan atanma yapılmalıdır. Böylece; işin ehline verildiğinden kamu vijdanı da rahat olacaktır.
Ali COŞKUNER
Eğitim Yöneticisi