EĞİTİM
Şube Müdürlüğünde %50'nin Hikayesi
GAZETEKAMU / ÖZEL HABER SOKAK SAVCISI
Yönetici görevlendirme ve görevde yükselme literatürüne yeni giren %50 - %50 kavramı halkımız diline pekte yabancı değildir. Bir üniversite öğrencisi için % 50 , bir vakfın burs imkanlarındaki oranını çağrıştırırken , alışverişi çok seven bir hanımefendinin zihninde indirimlerdeki oranı canlandırır ! Kimi delikanlılarımız ise İngilizceye Türkçe’den geçtiğini zannettiği ‘fifty fifty’ yi zaman zaman gururla cümle içinde kullanırken, seçim meydanlarında ki siyasiler için de hedef kitledir %50.
İlk bakışta adaletli bir dağılımı temsil ediyor gibi görünse de %50 , eğitim camiasında görevde yükselme uygulamalarında, kantarın topuzu kaçtığı için zulmü simgelemektedir şu günlerde.
Başbakanlık Kamu Kurum ve Kuruluşlarındaki Görevde Yükselme yönetmeliğine eklendiği andan itibaren dile düşen % 50 nin, mahkemeler tarafından, sözlü sınavlarda kullanılmaması gerektiği tescillenmiştir. Kamuoyunun da yakından bildiği gibi Danıştay(2. ve 5. Daire ), Bölge İdare Mahkemeleri (Ankara) ve İdare Mahkemeleri(Ankara 4. ve 7. idare mah.) ‘Sözlü Sınavı’ ,yazılı sınavın tamamlayıcısı, mesleğe uygun en başarılı adayın seçilmesi ,hatta değerlendirme kriterleri yönünden de yazılı sınava göre daha muğlak işlem, şeklinde tarif etmiştir. Dolayısıyla objektif değerlendirme ölçütü olan yazılı sınav ile eş değer görmemiştir. Kaldı ki yukarıda ifade edilen mahkemelerin yanısıra Aksara İdare Mahkemesi ve Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi, Milli Eğitim Bakanlığınca Şube Müdürlüğü kadrosu için yapılan sözlü sınavların tamamının yürütmesini durdurmuş ve yetki şekil , sebep , konu ve maksat yönünden incelediğinde işlemlerdeki sakatlığı ve hukuka uyarlılık bulunmadığını gözler önüne sermiştir.
Öte taraftan , ‘Dershane Yasası’ ile yöneticilik görevinden uzaklaştırılan %50 lik kesim AYM ye kulak kesilmişken, yine eğitim camiasının diğer %50 lik oranını temsil eden çiçeği burnunda müdürlerimiz ise TEOG ile uzatılan müdürlük hayallerine , inhalara itiraz aşamasının da son bulması ile kavuşmak istemektedirler. Burada AYM nin nasıl bir karar vereceğini kestirmek hakikaten güç olduğu için, kullanmayı pek istemediğim o oranı maalesef kullanacağım .Yani AYM deki durum %50-%50 (fifty fifty). Daha açıkcası AYM nin bu kanunu iptal etmeme ihtimali , her ne kadar özgürlüğü kısıtlayıcı bir dava dosyası olmadığı için ivedilikle öne alarak incelemeye almamış olsa da, yürütmeyi durdurma istemine ‘koşulları oluşmadığından’ ‘RED’ gibi kısa bir yanıt vermesi, konuyu ne kadar önemsediğini göstermektedir. Kaldı ki, yöneticilik görevi sınavlara girilerek elde edilen bir unvan olmuş olsa da, yöneticilik görevinin ikinci görev kapsamında olduğunun ilk günden beri biliniyor olması iptal edilmemenin bir diğer gerekçesidir.
İptal edilme ihtimalindeki % 50 ye baktığımızda AYM nin , devletimizin anayasasının 2. maddesindeki hukuk devleti olma gerekçesinden dolayı hiç kimsenin, bu türden dağları aşan zulüm ile sorgusuz, sualsiz ve belgesiz alaşağı edilemeyeceği ve görevde yükselmede liyakat ilkesinin zedeleneceği gerçeğini görerek hareket edebileceğini söyleyebiliriz. Böyle bir durumun söz konusu olması durumunda, sadece mahkeme sürecini başlatan yöneticilerin değil, mağdur olan tüm yöneticilerin geri dönme ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Bunu AYM nin kararlarının geriye yürümeyeceği gerçeğinin farkında olarak ifade ediyoruz .Yeter ki o gün gelsin ve bizler bunun nasıl olacağını sizlerle paylaşalım.
Neticede şube müdürlüğü atamalarında hukuk kurallarını hiçe sayılarak ,yazılı ve sözlü puanlarının %50-%50 şeklinde kullanılması ile başta tarifini yaptığımız tanımlardan sadece siyaset arenasındaki %50 yi tatmin edeceği aşikardır.Ancak aşikar olan bir başka gerçek ise ,bu toprağın çocuklarının beklenmedik zamanlarda, en az Seattle Özel Olimpiyatlarında tümü zihinsel ve bedensel özürlü yarışmacıların , yarış başladıktan sonra düşen ve ağlayan yarışmacı için yön değiştirip geri dönmeleri , örneğindeki kadar erdemli davranacak olmalarıdır.
Çünkü ‘Bu bizim daha iyi olmamızı sağlayacaktır’.