EĞİTİM
Şube Müdürlerinden MEB'e Dava
Danıştay 5.Daire, Danıştay 2. Daire,Ankara Bölge idare Mahkemesi 1.kurul,Diyarbakır Bölge İdare mahkemesi, Aksaray Bölge İdare Mahkemesi,Ankara 4.idare mahkemesi,Ankara7.idare mahkemesi, Ankara 9.idare mahkemesi, Ankara 17.idare mahkemesi kararlarında
TÜRK MİLLETİ ADINA;
1709 Şube Müdürlüğü atamaları için; sadece sözlü sınavla atama yapılamayacağı, objektif olan yazılı sınavının değerlendirme dışı bırakılamayıp belirleyici olması gerektiğine ve Atamaların iptal edilerek Aritmetik Ortalamayla atamaların yenilenmesi gerektiğine karar vermiştir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde yargı kararlarının uygulanması anayasal bir zorunluluktur. Tek bir yargı kararının olması bile uygulanması için yeterliyken, sayısı 100’ ü bulan yargı kararlarının uygulanabilmesi için daha kaç tane yargı kararına ihtiyaç vardır? Bakanlığımızın bu noktada ki inadını anlamak gerçekten mümkün değildir.Bu inat bakanlığımız için kapkara bir leke oluşturmaktadır ve ülkemizin bugünkü durumuna gelmesinde canlarını, kanlarını göz kırpmadan feda eden şehitlerimizin kemiklerini sızlatmakta, yürekleri burkmakta ve bireylerin devlete olan güvenini sarsmaktadır. Hiç kimsenin buna hakkı yoktur.
Ülkemizin yasaları çok açıktır. Yürütmesi durdurulan ve İptal edilen tasarrufa göre ataması yapılanların eski görev yerlerine döndürülmeleri gerekir. Keyfi tasarruf nedeniyle hak sahiplerinin haklarını elde etmeleri engellenmekte, hukuka aykırı olarak atananlar ise belirsiz bir durumda bırakılmaktadır. Yargı kararının uygulanmaması nedeni ile hem atananlar hem de atanmayanlar bakımından mağduriyet oluşmuştur.
Yaşanan mağduriyetlerle ilgili hak mücadelesini her türlü platformda ilkeli ve kararlı bir şekilde sürdüren mağdur şube müdürleri ve şube müdürü adayları, yargı kararlarını yok sayan ve uygulamamakta direnenler hakkında hem suç duyurusunda bulunmaya hem de oluşan hak kaybından dolayı Maddi ve Manevi tazminat davası açmaya hazırlanıyor.
Bakanlığımızın en kısa sürede bu kaosa son vererek, yaşanılan mağduriyetlerin giderileceğini tüm kamuoyuna duyurması ve bir yılı aşkın süredir aileleri ile birlikte huzursuz ettiği kişilerden özür dilemesi gerekir. Aksi takdir de geçmişte defalarca örneklerini gördüğümüz gibi, devleti zarar uğratanlar bu vebalden asla kurtulamayacaklardır.