Bakan Nabi Avcı, 28- 29 Kasım günlerinde ilk kez yapılan ortaöğretime geçişte ortak sınav uygulamasını değerlendirmek üzere Antalya'da, 81 ilin Milli Eğitim Müdürleri ile toplantı yaptı. Basına kapalı gerçekleştirilen toplantı öncesi gazetecilere değerlendirmelerde bulunan Bakan Avcı, ortaöğretime geçiş sınavlarının Türkiye genelinde çok başarılı olduğunu söyledi. Bakan Avcı, "Sınavlar üzerindeki olağanüstülük duygusunu bir ölçüde kaldırmış olduk. Çocuklarımızın, velilerimizin psikolojisi açısından önemli" diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanı Avcı, dershanelerin dönüşümüne ilişkin sorulara ise daha önce açıkladıkları program çerçevesinde, ocak ayında tasarıyı Meclis'e sevk edeceklerini kaydetti. Dönüşüm için bu ay içinde bütün dershanelerin envanterini çıkaracaklarını belirten Bakan Avcı, konuyla ilgili şunları söyledi:

"Tek tek dershanelerimizin fiziki altyapıları nedir, beşeri altyapıları nedir, orada görev yapan öğretenlerin ve diğer çalışanlarının sayısı, niteliği nedir; inceden inceye bütün dershanelerimizin röntgenini bir anlamda çıkartacağız ki bu dönüşüm sürecinden herkes, kendi altyapısına en uygun kurumsallaşmayı kolaylıkla gerçekleştirebilsin. Bunun için bu ay içerisinde yoğun bir biçimde envanter çalışması yapacağız."

Bakan Avcı, dershanelerin özel okula dönüşümü noktasında henüz başvuru alacak durumda olmadıklarını ama daha önce gerçekleştirdikleri temaslar ve dershane sektörü temsilcileriyle yaptıkları görüşmelerden bu konuda ciddi bir talep ve istek olduğunu gördüklerini söyledi. Bakan Avcı, "Bu envanter çalışmasıyla kurumlarımıza hangi tip kuruma dönüşmeleri kendileri açısından, öğrencileri ve içinde bulundukları ortam, şehir açısından hangisinin en uygun olacağını biz de önerebiliriz, onlar da kendi durumlarını bizden daha iyi tartarlar ve inşallah bu envanter çalışması sonuçlandıktan sonra talepler de biçimlenmeye başlar" diye konuştu.

Dershane sektörünün gündeme getirdiği gerek öğretmeler gerekse eğitim verdikleri binalar için 'tazminat' sorununa ilişkin olarak da Bakan Nabi Avcı, şu değerlendirmede bulundu:

"Tek tek herkesin durumunu görelim. Envanter çalışması onu amaçlıyor. Nasıl bir binada çalışıyorsunuz, kirada mısınız, kendi mülkünüzde misiniz, kaç dersliğiniz var, kaloriferli mi, sobalı mı; bütün bunlara varıncaya kadar, bunların röntgenini çıkarmak istiyoruz. Sonra çalışanların durumu. Formasyonu olan öğreticileriniz var mı, formasyonu olmayan öğreticileriniz kaç kişi, bunlarını branşları nedir, kaç yıldır sigortalı çalışıyor gibi daha sonra yapılacak düzenlemeler de bizim işimize yarayacak. Biz derken, sektörün ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın işine yarayacak bütün bilgileri tek tek toplayacağız. Rahat cevap verebilmek için manzarayı görmemiz lazım. Elimizde bilgiler var, 2012 yılında yapılmış araştırma var. Daha önceki konuşmalarımda da söyledim. 2012 yılında dershanelerle tek tek görüşülerek yapılmış bir çalışma var. O günkü röntgeni çeken bir çalışma var. Ama o günden bugüne ne tür değişiklikler oldu, kurumlar ne tür değişikliklere uğradı, çalışanların profilinde nasıl değişiklikler var; bunları görmemiz lazım ki sağlıklı kararlar verelim. Hem genel anlamda hem de tek tek müesseseler, kurumlar açısından sağlıklı karar verelim diye çalışmayı güncellemek istiyoruz. Bu güncelleme çalışması, ayrıntılı bir güncelleme çalışması."

Bakan Nabi Avcı, üniversiteye sınavsız geçişte 2015 yılı hedefiyle çalışmalara devam edildiğini kaydetti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yılda iki kere toplanan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nda konuyla ilgili 2 yıl önce alınmış bir karar olduğunu hatırlatan Bakan Avcı, üniversiteye geçiş düzeninin Milli Eğitim Bakanlığı, TÜBİTAK, ÖSYM koordinasyonunda yeniden biçimlendirilmesi, tek sınava ya da sınavlara endeksli olmaktan çıkartılmasının amaçlandığını söyledi.

Bakan Avcı, üniversiteye girişte lise başarısının da değerlendirme içinde yer almasına yönelik bir çalışma yürüttüklerini belirterek, "Gerek YÖK gerek ÖSYM, gerek TUBİTAK gerekse Milli Eğitim Bakanlığı olarak uyumlu bir biçimde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2015'i hedefleyerek yapıyoruz çalışmalarımızı. 2015'ten itibaren daha önce ortaöğretime geçişte olduğu gibi tek sınava endeksli değil, çocukların okul içi başarılarını, sadece akademik ders başarılarını da değil orta vadede diğer sosyal etkinliklerdeki başarılarını da üniversiteye yerleştirmede esas alacak bir çalışma yapıyoruz" diye konuştu.

Ülke eğitim sistemlerinin öğrencileri ne kadar iyi yetiştirdiğini ölçmek için 3 yılda bir yapılan PISA araştırmasının sonuçlarını da değerlendiren Bakan Avcı, Türk öğrencilerin matematik başarılarının arttırılması noktasında program sadeleştirme çalışmalarının sürdüğünü kaydetti. Müfredatı gerçekleştirebilir bir düzeyde tutmak istediklerini kaydeden Milli Eğitim Bakanı Avcı, "Yakın zamanlara kadar bir müfredatımıza pek çok konuyu koyuyor ve bunların pek azını okullarımızda, sınıflarımızda öğretebiliyorduk. Şimdi bunları daha gerçekçi bir yaklaşımla, bir ders yılında öğretebileceğimiz kadarıyla hedefleyelim ve neyi hedeflediysek onu da gerçekten öğretelim" dedi.

Müfredatın tek sınava endeksli olmaktan çıkartılması gerektiğini de dile getiren Bakan Avcı, çocukların daha analitik düşünme, düşündüklerini ifade edebilme kabiliyetlerini geliştirecek bir uygulamayı müfredat değişikliklerinde göz önünde tuttuklarını söyledi. PISA sonuçları iyi incelenirse aleyhte olduğu kadar lehte de pek çok unsurun bulunduğunu belirten Bakan Nabi Avcı, şunları kaydetti:

"Zaaflarımızın farkındayız. PISA'yla da görüyoruz. Ama bir yandan da avantajlarımızın, başarılarımızın da farkındayız. Özellikle matematikte, okumada, fen bilgisinde 2006'dan bu tarafa iyileşme hızımız artmış. Hızımızın artması başka bir şey, henüz istediğimiz yere gelip gelmediğimiz başka bir şey. Henüz istediğimiz yerde değiliz. Bu hızda ve biraz daha hızlanarak devam edersek, bütün bu yaptığımız çalışmalar da ona katkıda bulunacak. İleriki yıllarda daha iyi yerlerde olacağımızı ümit ediyorum."

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, ayrıca, 7 Aralık'ın dünya genelinde 'Çocuklarınızı Kitapçıya Götürün' günü olduğunu belirterek, velilere ve öğretmenlere "Çocuklarını alsınlar, uygun yerde olanlar çocuklarını bir kitapçıya götürsünler, mümkünse bir kitap alsınlar" çağrısında bulundu.