DİYANET
ŞEREFLERİN EN ÜSTÜNÜ
Alemlere rahmet bir peygamberin(sav) ümmeti olmak elbette şereflerin en üstünüdür. Ona ümmet olma nimetinin, onun hizmetinde bulunma şerefinin en büyük ikram olduğunu Süleyman Çelebi ne güzel dile getirmiş:
Ümmetin olduğumuz devlet yeter Hizmetin kıldığımız izzet yeter
Ümmet-i Muhammed'e bu dünyada ikram edilen ve onları diğer ümmetlerden üstün kılan meziyetlerin en önemlileri şunlardır:
* En Hayırlı Ümmet. Kur'ân-ı Kerîm'deki "O sizi seçti", "En hayırlı ümmet yaptı", "Ölçülü ve dengeli kıldı" ifadeleri [Hac sûresi (22), 78; Âl-i İmrân sûresi (3), 143; Bakara sûresi (2), 110] işte bu gerçeği ortaya koymaktadır. Şayet biz, bize verilen diğer üstünlüklere değil de sadece bu meziyete sahip olsaydık, tek başına bu özellik bile sevinç göz yaşlarıyla Allah'a şükretmemiz için yeterdi.
* Dini İkmâl Edilmiş Ümmet. Kur'ân-ı Kerîm'in en son nâzil olan âyetinde "Bugün size dininizi ikmâl ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim" buyurulmaktadır [Mâide sûresi (5), 3]. Her bakımdan tamamlanmış bir dinin mensubu olmak insan için büyük bir şereftir. Nitekim bir yahudi Hazret-i Ömer'e:
- Şayet bu âyet yahudilere inseydi, biz o günü bayram günü ilân ederdik, demişti. Hazret-i Ömer de ona:
- Biz o âyetin Peygamberimiz'e hangi gün ve nerede indiğini çok iyi biliyoruz. Resûl-i Ekrem Cuma günü Arafat'ta ayakta durduğu sırada indi, diyerek, müslümanların o günü zaten bayram olarak kutladıklarını belirtmişti. (Buhârî, Îmân 33)
* Melekler Gibi Saf Bağlayan Ümmet.
Müslümanların ibadet şekilleri diğer ümmetlerin ibadetlerinden farklıdır. Cemaatle namaz kılarken aynı hizâda saflar halinde duruşları, meleklerin Allah Teâlâ'nın huzurunda saf bağlayıp ibadet etmelerini andırır. Nitekim Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem birgün evinden çıkıp ashâb-ı kirâmın yanına gelmiş ve onlara namazda nasıl duracaklarını anlatmak için:
- "Meleklerin Rableri huzurunda saf bağlayıp durdukları gibi saf bağlasanız ya!" demişti. Sahâbîler:
- Yâ Resûlallah! Melekler Rablerinin huzurunda nasıl saf bağlayıp dururlar? diye sorunca da:
- "Onlar, öndeki safları tamamlayıp birbirine perçinlenmiş gibi bitişik dururlar" buyurmuştu (Müslim, Salât 119).
* Cuma Günüyle Taltif Edilmiş Ümmet.
Cuma günü haftanın en faziletli günüdür. Resûl-i Ekrem Efendimiz'in haber verdiğine göre diğer ümmetler Cuma gününden faydalanma bahtiyarlığından mahrum kalmışlar; Yahudiler Cumartesi gününü, hıristiyanlar ise Pazar gününü ibadet günü kabul etmişler; Allah Teâlâ Cuma gününden faydalanma şerefini sadece müslümanlara bağışlamıştır (Müslim, Cuma 22). Cuma gününün bir başka özelliği daha vardır. Efendimiz "cuma gününde, duaların kabul olduğu bir zaman bulunduğunu, şayet bir müslüman namaz kılarken o vakte rastlar da Allah'tan bir şey isterse, onun dileğinin kabul edileceğini" haber vermiş ve mübarek parmaklarıyla, bu zamanın pek kısa olduğuna işaret etmiş, bununla beraber, "o vaktin, imamın minbere oturduğu andan namazın kılındığı zamana kadar olan süre içinde bulunduğunu" da söylemiştir (Buhârî, Cuma 37; Müslim, Cuma 13-15).
* Allah'ın Şahitleri Olan Ümmet.
Allah Teâlâ bu ümmetin şehâdetine önem vermektedir. Onların iyi dediğini iyi, kötü dediğini de kötü kabul etmektedir. Bunun en canlı misali şudur: Bir gün Nebiy-yi Muhterem Efendimiz'in bulunduğu yerden iki cenaze götürdüler. Orada bulunan sahâbîler cenazelerden biri hakkında iyi şeyler, diğeri hakkında da kötü şeyler söylediler. Resûlullah Efendimiz onlara, mü'minlerin, yeryüzünde Allah'ın şahitleri olduklarını, onların iyi dediklerinin cennetlik, kötü dedikleri kimselerin de cehennemlik olacaklarını haber verdi (Buhârî, Şehâdât 6).
* Sonuna Kadar Hakkı Savunacak Ümmet.
İnsanların çoğu haktan ve hakikatten uzaklaşacaktır. Fakat bu ümmet veya bu ümmetin bir grubu, hakkı, hakikati ve İslâmiyet'i kıyamete kadar canla başla savunacak, onu yaşatmaya ve ayakta tutmaya gayret edecektir. Allah'ın yardım ve inayeti mü'minlerle beraber olacağı için, mü'minlere muhalefet edenler onlara zarar veremeyecektir. Rasulullah (sav) bu konu ile ilgili bir hadiste şöyle buyuruyordu: Ümmetimden bir taife Allahın emrini tutmakta devam edecektir. Onları aşağılayan veya muhalefet edenler kendilerine zarar veremeyecek. Nihayet Allahın emri, onlar insanlara yardım ederken gelecektir. (Müslim, İmâre 170-174).
Muhammed ümmetinin şânını, şerefini ve değerini gösteren daha başka deliller de vardır. Bütün bu deliller ve ilâhî lutuflar, Cenâb-ı Hakk'ın bu ümmete büyük önem verdiğini ve kendilerine parlak bir gelecek hazırladığını göstermektedir. Bu ilâhî lutuflar mü'minler için birer define değerinde olmakla beraber, yer altındaki bir definenin fazla önemi yoktur. Önemli olan, onu bulunduğu yerden gün ışığına çıkarmak ve işletmektir. Bugün bizim en önemli meselemiz işte budur. Biricik hazinemiz olan İslâmiyet'i yaşamak, onu hayatımızın süsü ve zineti haline getirmektir. Yolumuzu aydınlatan insanlığın önderi son peygamber Hz. Muhammed (sav) i gündemde tutmak, onu iyi anlamak ve çizmiş olduğu yoldan gitmektir.
Bu yazının tüm hakları GazeteKamu.com'a aittir. "www.gazetekamu.com" biçiminde bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir.