GÜNDEM
Sendikal Eylem Bir Haktır,Katılanlara Ceza Verilemez!
Bilindiği üzere kamuda kılık-kıyafet serbestliğinin tanınması ve başörtüsü yasağının kaldırılması amacıyla 14 Ocak-14-Şubat 2013 tarihleri arasında Memur-sen Konfederasyonuna bağlı sendikalar tarafından başlatılan Özgürlük İçin 10 Milyon İmza kampanyasında toplanan 12 Milyon 300 Bin İmza 8 Mart Dünya Kadınlar gününde Hükümet adına gereğinin yerine getirilmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelike teslim edilmiş gereği yerine getirilmediği takdirde 18 Mart 2013 tarihinden itibaren Kamuda Sivil İtaatsizlik Eyleminin başlatılacağı uyarısında bulunulmuştur.
Talebimizin karşılanmaması üzerine Memur-Sen Konfederasyonu Genel Yönetim Kurulunun ve Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı sendika genel yönetim kurullarının aldığı karar gereği 18 Mart 2013 tarihinden itibaren erkek ve kadın kamu görevlilerinin kılık-kıyafetlerini özgürce seçmelerine engel olan 16.7.1982 tarih ve 82/5105 sayılı hukuki dayanaktan yoksun Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik hükümlerine bağlı kalmadan hizmet sunulması kararı alınmıştır.
Eylem Yasak Kaldırıncaya Kadar Devam Edecektir.
Bu karara istinaden, 18 Mart 2013 tarihinden itibaren, sivil itaatsizlik adına isteyen erkek üyelerimiz kravatsız, isteyen bayan üyelerimizde başörtülü olarak kamu hizmeti sunmaya başlamışlardır.
Eylemin öznesini teşkil eden kamuda çalışan kadınların başlarını örtme talepleri inandıkları dinin gereğini yerine getirme arzusundan kaynaklanmaktadır. İnanma ve inandığı gibi yaşama arzusu da inanma hürriyetinin gereği olarak temel hak ve hürriyetler kapsamındadır.
Kişiye doğuştan bahşedilen temel hak ve hürriyetler hükümetlerin ve yöneticilerin bir lütfu olmayıp, anayasa ve everensel hukuk belgeleri ile koruma altına alınan doğal bir haktır. Ancak özellikle ara rejim dönemlerinde iç tüzük, yönetmelik ve genelge gibi hukuki dayanaktan yoksun düzenlemelerle özgürlük alanlarının daraltılması, 30 yılı aşkın süredir kamuda uygulanan başörtüsü yasağı inanma ve inandığı yaşama haklarının ellerinden alınması yüzünden kadınlarımız ve kızlarımız eğitim, öğretim, seçilme, çalışma ve sosyal güvence hakları ellerinden alınmıştır. Bu haklar iade edilinceye kadar onurlu mücadelemize devam edilecektir.
Kamuda Sivil İtaatsizlik Eylemi Takdirle Karşılanmıştır.
İşte kaybedilen bu hakların yeniden kazanılması, başörtüsü yasağının sonlandırılması ve kılık-kıyafet özgürlüğünün sağlanması amacıyla başlatılan eylem kararı hem kamu çalışanları hem de halkımız tarafından takdirle karşılanmıştır.
Ne yazık ki demokratik bir hak olan eylem kararını destekleyen üyelerimize sayıları az da olsa bazı okul ve kurum yöneticileri tarafından, yapılan eylemin yasal olmadığı gerekçesiyle haklarında tutanak tutulmak, ifadeleri alınmak, soruşturma açılmak gibi caydırıcı yöntemlerle mobbing uygulandığı öğrenilmiştir.
Oysaki 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun 5198 sayılı Kanunla değişik 18. maddesinde, Kamu görevlileri, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde sendika veya konfederasyonların bu kanunda belirtilen faaliyetlerine katılmalarından dolayı farklı bir işleme tabi tutulamaz ve görevlerine son verilemez hükmü yer almaktadır.
5237 Sayılı TCKnın 118.Maddesinde de ; bir kimseyi karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur ifadesi yer almaktadır.
Sendikal Eyleme Katılanlara Soruşturma Açılamaz, Ceza Verilemez.
Ayrıca Anayasanın 90. Maddesi gereğince Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Antlaşmalar kanun hükmünde sayıldığından sendikal faaliyetleri güvence altına alan Sendikal Örgütlenme ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 Sayılı İLO Sözleşmesi , Kamu Hizmetlerinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151 Sayılı Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin 5. Maddesi usulüne göre yürürlüğe konulmuş iç hukukumuzdan kabul edilmiştir.
Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin de sendikal faaliyetlere katılanlar hakkında disiplin soruşturması açılamayacağı ve disiplin cezası uygulanamayacağına dair kararları bulunduğu gibi, MEBin 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı sendika eylemi konulu yazısında, sendikal faaliyetlere katılımın özür olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.Bu sebeple disiplin suçu teşkil etmeyen bir eylem sebebiyle ceza verilemez.
Çağdışı Yönetmelik Hükümlerine Uymamak Onurlu Bir Duruştur.
Anayasada teminat altına alınan temel hak ve özgürlüklere, ülkemiz tarafından imzalanarak usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası anlaşmalara, ülkemizin onayladığı belge ve bildirgeler kapsamında yer alan eşitlik, ayrımcılık yasağı gibi evrensel hukukun temel ilkelerine aykırı hükümler ihtiva eden çağdışı yönetmelik hükümlerine uymamak için onurlu bir duruş sergileyen ve sivil itaatsizlik göstererek eylem kararına uyan üyelerimizin azarlanması, arkadaşları arasında küçük düşürücü ifadeler kullanılarak rencide edilmesi, haklarında tutanak tutulması, ifadelerinin alınması, soruşturma açılması gibi yöntemlerle sindirilmesi ve eyleme katılmaktan men edilmeye çalışılması açıkça suç teşkil etmektedir.
Eylemi Engelleyen Yöneticiler Hakkında Suç Duyurusunda Bulunulacaktır.
İç hukukumuz ve evrensel hukuk hükümleri, yargı kararları ve bakanlığın söz konusu yazısı birlikte değerlendirildiğinde kamu çalışanlarının üyesi bulundukları sendikanın kararına uygun olarak eyleme katılmalarının yasal, anayasal ve evrensel bir hak olduğu ve bu hakkın kullanılmasının engellenemeyeceği eyleme katılanların cezalandırılamayacağı gibi ifadeler doğrultusunda sendikal eyleme katılmak değil, suç olan şey bizzat yapılan eyleme mani olmaktır.
Her ne sebeple olursa olsun sendikal eylemin engellenmesi yönünde bu tür davranış içinde olan okul ve kurum yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunulacaktır. Üyelerimizin, halkımızın okul ve kurum yöneticilerinin bilgisine sunulur.
Not: Haklarında tutanak tutulan ve rahatsız edilen üyelerimiz varsa ihtiyaç duydukları an dilekçe örneğini sendika şubemize ait sitemizdeki şu adresten http://ankara1.egitimbirsen.org.tr/SENDIKAL_EYLEM_BIR_HAKTIR_KATILANLARA_CEZA_VERILEMEZ!-1809-manset-haber.html indirebilirler. Bu türden engellemeyle karşılaşan üyelerin bizimle görüş alışverişinde bulunmaları rica olunur.