EĞİTİM
Rehber öğretmenler, rehber olamıyor
Sabahçılar dersten çıkıyor, öğlenciler derse giriyor.
Okulun bahçesi de, koridorları da hınca hınç dolu...
Burası Esenyur'ta bir ilkokul. Okulun mevcudu; 3 bin 500. Okuldaki rehber öğretmen sayısı ise; iki. Onlar da harıl harıl çalışmak zorunda çünkü bir rehber öğretmene düşen öğrenci sayısı iki bine yakın. Hiç tanımadıkları ve iletişime geçemedikleri yüzlerce öğrenci sırada bekliyor. Oysa yönetmeliğe göre bu okulda görev yapması gereken rehber sayısı en az 8 olmalı...
Rehber öğretmeni olmayan okullar da var
Bu okul, rehberlik sisteminin yetersizliğine tek örnek değil.
Türkiye'deki eğitim sistemindeki en büyük eksiklerden biri rehberlik hizmeti. Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini keşfetmek, sorunlarını belirlemek ve sağlıklı bir kariyer yönlendirmesi yapması beklenen rehber öğretmenlerin sayısı yetersiz. Türkiye'de öğretmen açığının en fazla olduğu alanların başında rehberlik geliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın Al Jazeera Türk ile paylaştığı verilere göre Türkiye'de 27 bin 798 rehber öğretmen görev yapıyor. Ancak hala 10 bin 671 rehber öğretmen açığı var. Kimi okullarda hiç rehber öğretmen bulunmuyor. Kimilerinde ise binlerce öğrenciye bir rehber öğretmen düşüyor. Oysa uzmanlara göre sağlıklı bir rehberlik ve danışma hizmeti için bir öğretmene 200-250 öğrenci düşmesi ideali.
Okullar arasında da ciddi farklar var. İstanbul Akatlar'daki 2 bin 700 öğrencili özel bir okulda 19 kişilik rehberlik kadrosu bulunurken, örneğin Sultanbeyli'deki Namık Kemal İlkokulu'nda 1600 öğrencili okulun tek bir rehber öğretmeni bile yok. Bu okula bir rehber görevlendirildi, yakında göreve başlaması bekleniyor ancak bin 600 öğrenciye tek başına ne kadar yetebileceği belli değil.
Türkiye ortalaması; bir rehbere 1225 öğrenci
Eğitim Reformu Girişimi'nin 2011 verilerine göre, Türkiye genelinde ilköğretimde bir rehber öğretmene 225, orta öğretimde 554, meslek liselerinde 707 öğrenci düşüyor.
Al Jazeera Türk, psikolojik danışman ve rehberlerle konuştu. Rehberler ise, okullarının ve kendi isimlerinin yazılmaması şartıyla yaşadıkları sıkıntıları anlattı.
Üç yıllık öğretmen Ç.S, İstanbul'un en kalabalık ilkokullarından birinde rehber öğretmenlik yapıyor.
"Okul o kadar kalabalık ki, kendimi öğrencilere tanıtmakta zorluk yaşıyorum" diyor. Geçen sene üç rehber bir odayı paylaştıklarını ve odada rahat rahat görüşme yapamadıklarını anlatan Ç.S sıkıntılarını şöyle sıralıyor:
"Üç yıldır daha psikolojik danışma yapamadım. Ona sıra gelmedi. Okul kalabalık olunca, öğretmenlerin sorun var dediği çocuklarla görüşüyorum. Diğer çocukların yeteneklerini, sorunlarını fark etmeye vakit kalmıyor. Özel eğitim alan engelli öğrencilerin bireysel eğitim planlarını hazırlıyorum. Görüşmediğim, hayatına dokunamadığım yüzlerce öğrenci var. Görüştüğüm öğrencilerin bile takibini tam yapamıyorum. Yeterli olamıyorum. Oysa üniversitede iken çocukların hayatlarını değiştirmeyi hayal ediyordum. Kabalalık olmasına karşın öğretmen sayısı daha fazla olsaydı yine de faydalı olabilirdik."
700 öğrenciyle etkinlik
Ç.S, kalabalığın işini nasıl zorlaştırdığını şöyle açıklıyor:
"Sınıflarla girip çizgi film izleterek, şarkı söyleyerek temizliğin önemini anlatmaya başladım. Parmak boyası ile bir çarşafı boyadık. Ellerimiz kirlendi deyip, ellerimizi yıkadık. Bunu ilk iki sınıfta 50-60 kişilik mevcuda rağmen yaptım. Ancak dördüncü sınıfa geldiğimde, parmağını boyaya bas, git elini yıka şeklinde otomatik bir konuşmaya ve etkinliğe döndü olay. Toplamda 700 öğrenciye bunu yapmam gerekiyordu. Kalabalıkta her şey çok daha zor ve verimsiz oluyor."
Okulun imkansızlıklarının da işlerini zorlaştırdıklarını anlatan Ç.S, "Ne bir diz üstü bilgisayarımız, ne bir slayt makinemiz var. Bir sunum yapacak olsam onu bile gerçekleştiremiyorum" diye konuşuyor.
Görüşme için boş sınıf kolluyorlar
Bir başka öğretmen E.S ise tam bin 800 öğrenciden sorumlu. Geçen yıl masası ve bilgisayarı olmadığını, beden eğitimi dersine çıkacak sınıf kollayıp öğrenci görüşmelerini boş sınıflarda yaptığını anlatıyor. Evrak işlerinin zamanlarının çoğunu aldığını söyleyen E.S,
"Sosyometri diye bir araştırma yapılması gerekiyor. Sınıfta dışta kalmış, yıldızı parlamış çocukları belirliyor. Bunun sonucuna göre de öğretmen önlem alıyor, çözümler hayata geçiriyor. 1800 öğrenciyi nasıl raporlayalım?"
diyor
.
Sultanbeyli'de geçen yıl 1500 kişilik ortaokulda tek rehber olarak çalışan K.T ise, bu yıl üç rehber öğretmenin daha göreve başlamasıyla biraz daha rahatlamış. K.T'ye 500-600 öğrenci düşüyor:
"Seminer yapmam gerekiyor. Ancak seminer salonumuz çok kötü durumda. Sınıfları tek tek dolaşıyorum. Projeksiyon aleti bozuk. Görsel olarak anlatmadığında çocuğun dikkatini çekmek çok zor oluyor. Gruplarla psikolojik danışma yapabiliyorum. Ancak öfke yönetimi, saldırganlık, atılganlıkla ilgili eğitim programları da yapmam gerekiyor ama yapamıyorum. Çünkü bunun için boş bir sınıf bile bulmak mümkün değil."
"Rehberlerin rolü çok kritik"
Daha önce rehber öğretmen olarak tanımlanan "Rehber ve Psikolojik Danışman"ların, Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki tanımı ise 'Rehberlik'. Bu alanda çalışanlar ne öğretmen ne de danışman olarak görülememekten şikayetçi.
Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği İstanbul Şube Başkanı Alparslan Dartan, tanımlarının "okul psikoloğu ya da okul danışmanı" olması gerektiğini söylüyor, Eğitim sisteminin çocuklara ve okullara göre şekillenebilmesi gerektiğini söyleyen Dartan, "Rehber bir öğrenciyi ilgi ve yeteneklerine göre yönlendirmek istediğinde eğitim sistemi buna zaten tamamen izin vermiyor. Bir de buna ek olarak her okulda da iyi bir rehberlik hizmeti verilemiyor. 2000 öğrencili bir okulda tek başına çalışan bir rehber mesleğinden soğuyor" diye konuşuyor.
Eğitim Reformu Girişimi Araştırma Koordinatörü Alper Dinçer de, eğitim politikalarında rehberliğe yeterli önceliğin verilmediğini vurgulayarak, şöyle diyor:
"Rehber öğretmenlerin pek çok işlevi var. Bunun içine derste bir öğrencinin odaklanamamasından okul içinde zorbalığa kadar pek çok şey giriyor. Okul terkinin önlenmesi için aidiyet duygusu çok önemli. Burada rehberin rolü çok kritik. 4+4+4'ten sonra okullar ilokul ve ortaokul olarak ayrıldığında okul değiştiren öğrencilerin gittikleri okulda rehber öğretmen varsa uyumlarının çok daha kolay olduğunu gördük. Rehber öğretmenin çocukların becerilerinin yeteneklerinin ortaya çıkarılmasında, meslek seçiminde ciddi rolü var. Ancak okullarda rehberlik hizmeti çok da işlevsel değil."
Al Jazeera Türk, Milli Eğitim Bakanlığı'na rehber öğretmen açığının nedenlerini ve kalabalık okullarla ilgili çalışma olup olmadığını da sordu. Bakanlık, okullardaki öğretmen sayısının norm kadro yönetmeliğine göre belirlendiğini söylerken başka bir bilgi vermedi.
Umay Aktaş Salman
Al Jazeera