Atama bekleyen sosyologlar olarak,  AKİM’e  , BİMER’e  ve milletvekillerine mesajlar göndererek çözüm sürecine destek mesajı verdik. Sosyologların diğer atama bekleyen branşlardan farklı olduğunu, uygulamalı sosyolojinin hayata  geçirilmesinde, çözüm sürecinde ve daha birçok yeni projelerde sosyologlardan faydalanılması gerektiğini  defalarca belirttik. Türkiye’nin hassas dönemden geçtiği bu yıllarda çözüm sürecine destek veriyoruz,  aynı zamanda bu sürece sosyologların da katkı sunması gerektiğini yineliyoruz. “Akil  İnsan”ların hazırlayacağı raporlarda sürecin sosyolojik boyutuna vurgu yapılmasını ve sosyologlardan faydalanmalarını istemiştik. Uygulamalı sosyoloji içerisinde insan hakları ve demokrasi, yoksulluk, refah, toplumsal dışlanma, sağlık, aile, kentleşme, toplumsal cinsiyet, kadın, tabakalaşma, eşitsizlik, eğitim gibi konularda araştırma yaparak bu sürece katkı sunabileceğimizi  ifade ediyoruz.

Sayın Fehmi Koru, Star gazetesindeki dünkü yazısında Gezi olaylarından bahsetmiş, toplumu rahatlatıcı politikalar ve tavırlar belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Yazısını şu cümleyle bitirmiştir: “ Polisi biraz geriye çekip sosyologları devreye sokmanın zamanı…” Evet, artık sosyologların devreye girmesi için haftaya açıklanacak demokrasi paketinden sosyologların da çıkmasını temenni etmekteyiz.

Yeniden Sosyoloji Derneği (YESO-DER), ise Türkiye’nin kamburu olarak gördüğü meselenin çözümünde  “Toplumsal Arabuluculuk” görevini sosyologların yürütmesi gerektiğini, toplumların değişim sürecini anlayıp yorumlayacak, bu sürece ışık tutacak sosyologlara bugün fazlasıyla ihtiyacımız olduğunu, tanısı kesinleşmiş bu “Sosyal Tümöre “ sosyologların neşteri vurması gerektiğini  20 Temmuz’da kamuoyu ile paylaşmıştı. 

Sayın Başbakan’ımızın haftaya basın toplantısıyla açıklayacağı demokrasi paketinden sosyologlara müjde verilmesini, diyalog ortamının gelişmesinde, sivil bir kucaklama dönemine geçilmesinde, sosyal barışın sağlanmasında sosyologlara büyük görevler verilmesini bekliyoruz. Bu çerçevede bugüne kadar ihmal edilen, yönetmeliklerde yer verilmeyen, sembolik atamalarla küstürülen sosyologların çözüm taleplerini bütün kamuoyuna bildiriyoruz. Bugün (13 Eylül) yapılacak Demokrasi Paketi Değerlendirme Toplantısında ve MKYK toplantısında sosyologların da gündeme gelmesini, haftaya açıklanacak demokrasi paketinden sosyologların da çıkmasını beklemekteyiz. 

1)      Sosyal barış ve çözüm sürecinde sosyologlar mutlaka yer almalıdır. Sürecin bürokratik ve toplumsal ayağı için Valiliklere ve Kaymakamlıklara sosyolog ataması yapılmalıdır.

2)      Çözüm sürecinin eğitim ayağı için Rehberlik ve Araştırma Merkezlerine, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine, Doğu ve Güneydoğu’daki okullara sosyolog ataması yapılmalıdır.

3)      Çözüm sürecinin zihinsel dönüşüm ve rehabilitasyon ayağı için kurulan veya kurulacak olan Sosyal Hizmet Merkezlerine (SHM), acilen sosyologlar atanmalıdır SHM'lerde her ailenin  bir sosyolog danışmanı olmalıdır.

4)      Çözüm süreci kapsamında üniversitelerde sosyologlar yer almalıdır. Yüksek öğrenim öğrencilerin kaldığı Kredi Yurtlar Kurumunda sosyologlar istihdam edilmelidir.

5)      Yargı paketleri ve denetimli serbestlik kapsamında  sosyolog ataması yapılmalıdır. Adliyelerde ve cezaevlerinde ise sosyolog istihdam edilmelidir.

6)      İllerde veya ilçelerde bulunan Valilikteki sosyolog, Kaymakamlıktaki sosyolog,  Milli Eğitimdeki sosyolog, SHM’deki sosyolog, Üniversitedeki sosyolog, Yurtlardaki sosyolog,  Adliyedeki sosyolog, Cezaevindeki sosyolog koordineli bir şekilde çalışmalıdır. Her ilin veya ilçenin nabzını oradaki sosyologlar tutmalıdır.

Ayrıca kamuoyunda sürecin sosyolojik boyutunun konuşulmasının yanı sıra siyasetçilerin, bürokratların, aydınların, yazarların, sanatçıların, sosyologların,  sendikaların, derneklerin ,  yazılı ve görsel medyanın sosyologların taleplerini dile getirmesini atama bekleyen 40 bin sosyolog adına arz ediyoruz.

40 Bin Sosyolog Adına

Sosyolog Esra KARABURÇ