EĞİTİM
Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğine Dava Açıldı
Bilindiği üzere, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim
Türk Eğitim Sen olarak, üyelerimizden gelen talep ve şikayetler doğrultusunda, bahsi geçen Yönetmeliğin 45. Maddesinin 1. Fıkrasının (b) bendinde “aynı okul türünde..” ibaresinin yer almamasına ilişkin eksik düzenlemenin, 88. Maddesinin 2. Fıkrasının (c) bendinde “..iki katını..” ibaresinin yer almamasına ilişkin eksik düzenlemenin, aynı fıkranın (f) bendinde yer alan “..15 öğrenciye kadar..” ibaresinin ve “ Bu kapsamda aynı öğrenci gurubu için haftada bir defa ve yalnız bir öğretmene koordinatörlük görevi verilir.” ibaresinin, 92. Maddesinin 2. Fıkrasının
07.09.2013 gün ve 28758 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin hukuka aykırı hükümlerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali amacıyla Danıştay nezdinde dava açtık.
Dava konusu yaptığımız hükümler özetle aşağıda yer almaktadır :
Atatürk İlke ve Devrimlerini Benimseyen Nesil Yetiştirme Hedefini Dışlayan Hükmün İptalini İstedik
Yeni yönetmelikte eskisinden farklı olarak, orta öğretim kurumlarında Atatürk ilke ve devrimlerini benimseyen nesiller yetiştirme hedefi ortadan kaldırılmıştır. Utanç verici düzenleme genel olarak Anayasa’nın başlangıç hükümlerine, somut olarak ise yönetmeliğin dayanağını oluşturan 1789 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun genel amaçlar bölümünde yer alan bağlayıcı ilkelere aykırılık oluşturmaktadır.
AKP, “Atatürk” adını yürürlükteki tüm mevzuattan kazıma operasyonunu fütursuzca sürdürüyor. İnsanlık tarihinin gördüğü en görkemli, en saygın askeri ve sivil dehalarının başında yer alan Mustafa Kemal Atatürk’e olan sevgi selini mevzuat değişiklikleriyle yok edebileceğine sananlara acıyoruz. Anadolu aydınlanmasının ışığını söndürmek AKP’nin boyunu aşar.
Çocuk Gelin Sevdasının Dışavurumu Olan Hükmün İptalini İstedik
Yönetmelikle, ortaöğretim kurumlarında eğitim gören öğrencilerin evlendirme arayışlarına hukuki meşruiyet kazandırılmıştır. Düzenleme ile küçük yaşta evlenme kâbusundan “eğitim çağı” nedeniyle kurtulan binlerce öğrenci müthiş bir çevre ve aile baskısıyla, sözde eğitimini aksatmadan evlendirilecektir. Ülkemizde -özellikle geri kalmış bölgelerde- çocuk yaşta evlendirmeler yaygındır. Bu sebeple de özellikle pek çok kız çocuğu eğitim-öğretim haklarından mahrum edilerek evlendirilmekte ve okula gitme fırsatı kendilerine verilmemektedir. Kadın bedeninin meta olarak kabul gördüğü geri kalmış toplumlarda örneklerine rastlanan, çocukların maddi ve manevi vücut bütünlüğüne yönelen ilkel saldırılara hukuki koruma sağlayan bu düzenleme, ülkemiz açısından utanç verici bir tablo yaratmıştır. Uzun yıllardır müvekkil sendika gibi demokratik kitle örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve soruna kaygıyla yaklaşan çevrelerin desteğiyle sürdürülen kampanyalar “çocuk gelin rezilliği”nin yaygınlaşmasını az da olsa engellemişlerse de sorumsuz siyasi iktidar bu olumlu girişimleri somut düzenleme benzeri girişimlerle baltalamıştır. Anayasa’da ifadesini bulan ailenin korunması ve çocuk hakları ile eğitim ve öğrenim haklarının bireylere ulaştırılması için gerekli önlemlerin alınması devlete yüklenmiş bir sorumluluktur. Yine düzenleme Türkiye’nin tarafı olduğu için uymakla yükümlü olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 28. Maddesi ile de çatışmaktadır.
“Tarikatların Altın Çocuklarına Kıyak Eğitim” Düzenlemesinin İptalini Talep Ettik
Adalet AKP’nin tabela süsü. AKP ve yandaşları hemen her uygulamaları ile bu gerçeği gözümüzün içine sokuyorlar. Somut düzenleme bunlardan biri. Yönetmelik, 8. sınıfı ülke dışında okuyan “altın nesile” en iyi okullara sınavsız kayıt yapma hakkı getiriyor. Muz Cumhuriyeti’nin Muz Lisesi’nde bir kış zaman geçiren bu AKP talihlisi nesil, iğrenç bir sınav sistemi cenderesine çocukluklarını feda eden günahsız nesillerin üzerine basarak gül dökülmüş yollarında yürümeye devam edecekler.
Okul Birincisini Başarı Puanının Değil, Disiplin Kurullarının Karar Vermesine Olanak Sağlayan Düzenlemenin İptalini Talep Ettik
Dava konusu yönetmelik, okul birincisi tespit edilirken, sübjektif değer yargılarıyla belirlenen “davranış kurallarının”, objektif ölçütlere göre belirlenmesi gereken “mezuniyet puanı”nın önüne geçirmiştir. Okul birinciliği üniversitelere girişte de öğrencileri oldukça avantajlı bir noktaya getirmekte, çeşitli kontenjanlar ve ilave puanlar getirmesi ile son derece önem arz etmektedir. Yönetmelik hükmü ile Disiplin Kurulları’na adeta okul birincisini belirleme yetkisi verilmektedir. Hukuka, vicdana ve hakkaniyete aykırı düzenlemelerin iptalini talep ettik.
Mesleki ve Teknik Eğitim Alanı Öğretmenleri ile Koordinatör Öğretmenlerine ve Atılan Kazığın Dayanağı Olan Hükmün İptalini Talep Ettik
Adalet düşmanı yönetmelikle kazık atılanlardan biri de meslek öğretmeni emekçilerimiz. Düzenlemeye göre mesleki ve teknik eğitim alan öğretmenleri, çalışma saatleri ve tatiller gözetilmeksizin ve kapsamı belirsiz bir ifade ile köle muamelesine maruz bırakılmışlardır. Yine uğursuz yönetmelik ile koordinatör öğretmenlerin ek ders ücretlerinin yarısı gasbedildi. Mesleki ve teknik alan öğretmenleri ile koordinatör öğretmenlerimizi asla kaderlerine ter etmeyeceğiz. Angarya ve ekmek gaspı niteliği taşıyan düzenlemenin iptalini talep ettik etmesine ancak, davanın sonucuna bağlı bir yaklaşım içerisinde olmayacağız. Mağdur emekçilerimiz haklarına sahip çıkma kararlılığına sahip oldukça, bu düzenlemenin hesabını her platformda AKP’den soracağız.
Yüzbinlerce Öğretmene Angarya Getiren Nöbetçi Öğretmen Uygulamasını Güncelleyen Düzenlemenin İptalini Talep Ettik
Anayasa’ya göre angarya yasak ama Anayasa’yı yok sayan “AKP hırsı” mevcut. Yıllardır ifade ediyoruz, okullarda keyfi biçimde sürdürülen “nöbetçi öğretmen” uygulamasının hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Okullarda nöbet olarak tanımlanan görev tanımı, hukuken okul yöneticilerinin sorumluluğu altında bulunan hizmet türüdür. AKP bu görevi okullarda yeteri kadar yönetici görevlendirmesi yaparak çözmek yerine, yüzbinlerce eğitim emekçisine karşılıksız angarya yüklemesi yaparak çözmeye çalışmaktadır. Nöbet angaryasına hukuki meşruiyet sağlayan düzenlemenin iptalini talep ettik.
Okulları Din İstismarının Merkezi Haline Getirme Hamlesinin Güncel Örneği Olan Düzenlemenin İptalini Talep Ettik
Okulları imamların tekeline veren AKP, okulları ibadethaneye dönüştürecek adımı da attı. Artık eğitim kurumlarında ibadethane olacak. Devlet tüm yurttaşlarının inançlarının gereğini –başkalarının özgürlük alanlarına tecavüz edilmeksizin- özgürce yaşanmasının garantisi olacak, ancak bu arayış hiçbir şekilde laik eğitim modelini tahrip etme potansiyeli taşımayacaktır. Kaldı ki bu hüküm son derece tehlikeli bir hükümdür. Zira bir okulda İslam inancına uygun bir ibadethane talebi olabileceği gibi, Hristiyan inancı ya da Musevilik inancına uygun ibadethane talepleri de olabilir. Ya da Sünni Müslümanlar ile Alevi Müslümanlar aynı okulda benzer taleplerde bulunabileceklerdir. Geçmişimiz acılarla doludur. Okullarda tüm toplumu kuşatacak tehlikeli bir gerginlik süreci başlayacaktır. Yine imamların tekelindeki okullarda öğrenciler ve öğretmenler inananlar-inanmayanlar şeklinde kamplara bölünecekler, türlü baskılara maruz kalacaklardır. Bu nedenle Anayasaya aykırı düzenlemenin iptalini talep ettik.
MERKEZ YÖNETİM KURULU