EĞİTİM
Okullarda Yardımcı Hizmetli Sorunu
Kadrolu yardımcı hizmetli sayısının yeterli olmaması nedeniyle hizmet alımına gidilmesinin yanında, kadrolu hizmetlilerden verim alınmaması nedeniyle de asgari ücretle çalışan insanlar istihdam edilmektedir.
Okul yöneticilerimiz;
Eğitim faaliyetinin sıkıntısız gerçekleşmesi için olağanüstü bir çaba sarf ederek, Okul Aile Birlikleri, İş-Kur ve kişisel iletişim becerileri ile elde ettikleri kaynaklar vasıtasıyla temizlik, ısınma ve diğer hizmetleri ile ilgili sorunlarım çözmektedirler.
Anılan hizmetler görülürken kadrolu personel ile hizmet alımı kapsamında çalışan personellerin verimliliği arasında uçurum göze çarpmaktadır.
657 sayılı Devlet memurları kanununda; yardımcı hizmetler sınıfı personeli için;
"Kurumlarda her türlü yazı ve dosya dağıtmak ve toplamak, müracaat sahiplerini karşılamak ve yol göstermek; hizmet yerlerini temizleme, aydınlatma ve ısıtma işlerinde çalışmak........" şeklindegörev tanımı yapılmıştır.
Kanununda belirtilen görev tanımındaki işleri yapmak üzere özellikle son yıllarda toplumun dezavantajlı kesimlerinden vatandaşlarımızın ataması yapılmaktadır.
Doğal olarak dezavantajlı vatandaşların topluma kazandırılması, rehabilite edilmesi, devletin şemsiyesi altına alınması; inancımıza, köklü geleneklerimize, sosyal devlet anlayışımıza, yardımlaşma ve dayanışma felsefemize uygun bir yaklaşımdır.
Ancak; bu kişilerin doğrudan eğitim öğretim faaliyetinin icra edildiği okullarda görevlendirilmeleri; başta pedagojik olmak üzere verimlilik, sağlıklı iletişim gibi birçok yönden doğru bir uygulama değildir.
Milyonlarca insanın devlet kapısında işe girmek için emek harcadığı, sıra beklediği günümüzde devletimizin himayesine girme şansının elde eden, devlet kadrolarına atanabilen bu personellerin görev tanımlarında belirtilen işleri görmeleri ya da gördürülmeleri noktasında sorunlar yaşanmaktadır.
İstisnalar olmak kaydıyla; kadrolu personelin iş garantisi olmasından dolayıçalıştırmanın çok kolay olmadığı, disiplin boyutunda okul yönetimi, öğretmen ve öğrenciler ile sorunlar yaşadıkları bir gerçektir.
Ayrıca; kendisinden yarıya yakın ücret alan ve kadro garantisi olmayan bir kişinin yarısı kadar işüretemeyen bu personellerin aynı zamanda okullarının huzurunu bozacak uyumsuz davranışlar içinde olmaları da işin cabası.
Hakkında günlük tutanak düzenlenmesine rağmen çalışmamakta ısrar eden çok sayıda kadrolu personelin olduğunu yöneticilerimiz yakinen bilmektedirler.
Bu kişilerin okullarımıza atanması yerine; çalışıldığı zaman ürünlerin hemen görülebildiği imalat sektöründe ya da erişkinlerle iletişimin yoğun olduğu diğer devlet kurumlarına atanmaları, hem kendilerinin iş doyumundan dolayı daha fazla haz almasına, hem de kamu hizmetlerinin daha etkin kullanılmasına fayda sağlayacak, ayrıca topluma uyum süreci hızlanacaktır.
Okullarımıza ise; kadrolu hizmetli atamasını yerine, ihtiyacı karşılayacak sayıda İş-Kur kapsamında sözleşmeli personel görevlendirilmesi, kamu kaynaklarının etkin, verimli ve amacına uygun kullanılması adına daha yerinde bir uygulama olacak, yöneticilerimiz de bu konuda rahat bir nefes alacak, enerjilerini eğitim öğretime harcayacaklardır.
Himmet YÜCELDİ - egitimmevzuat