EĞİTİM
Öğretmenlere Nöbet Görevine Evet
Nöbet denilince toplum olarak hemen askeri bit terim olan, askerde tutulan “nöbet” görevi akla gelir. Bu nedenle de akıllarımızda nöbetin genellikle silahlı olarak tutulması gerekirmiş gibi bir algı oluşur. Eğitim gündeminde Eğitim Bir-Sen’in gerçekleştirdiği “Angaryaya Hayır Diyoruz, Nöbete Ücret İstiyoruz.” Basın açıklaması ve imza kampanyası ile öğretmenlerin okullardaki nöbet görevleri, tanımı ve karşılığı olarak ücret ödenmesi gereği tekrar gündemimize geldi.
Öğretmenlerin okullarda tuttuğu nöbet görevi yıllardır okul idareleri ve öğretmenler arasında problemler oluşturmuş, oluşturmakta ve bu mevcut yönetmeliklerle oluşturmaya devam da edecektir. Bazılarının dediği gibi, “Nöbet görevi öğretmenin işi değildir.” yaklaşımına peşin peşin karşı çıkıyoruz. Bu nedenle de yazımızın başlığına anlayanlar için “Öğretmenlere Nöbet Görevine Evet” başlığını uygun gördük.
Ülkemizdeki mevcut eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin nöbet görevleri; 26 Temmuz 2014 tarih ve 29072 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim kurumları Yönetmeliği”, 7 Eylül 2013 tarih ve 28758 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği” ve 20 Eylül 2008 tarih ve 27003 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği’ne göre düzenlenmektedir. Bu üç yönetmelik de yaklaşık onar maddeden oluşmakta ve birbirlerine çok yakın yükümlülükleri söylemektedir. Bu yönetmelikler ilk yayınlandığı tarihlerde düzenlendiği gibi devam ettiğinden, o yıllarda kadınlarda emeklilik yaşı 20, erkeklerde 25 görev yılını tamamladığında hak edilmekte idi. Bu nedenle yönetmelik maddelerinden birinde, “Okuldaki öğretmen sayısının yeterli olması durumunda, bayanlarda 20, erkeklerde 25 hizmet yılını dolduran öğretmenlere nöbet görevi verilmez. Ancak, ihtiyaç duyulması hâlinde bu öğretmenlere de nöbet görevi verilebilir.” denilmektedir. Emeklilik yaşının yükselmesi ve öğretmenlerin çoğunun da 20-25 yıl görev süresini doldurmalarından dolayı en çok tartışılan konuların başında bu madde hükmünün uygulanması gelmektedir.
Ortaöğretim ve Mesleki Eğitim Kurumları Yönetmeliğinde, “Öğretmenlere, dersinin en az bulunduğu gün veya günlerde nöbet görevi verilir.” şeklinde bir madde yer almaktadır. İşte bu madde de nerede ise hiçbir okulumuzda uygulanamamaktadır. Çünkü bir çok branş öğretmeni boş veya yarım gün istemesine rağmen, bu günlerde nöbet görevi verilmesine razı olmamaktadır.
Yine İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde, “Ana sınıfı ve özel eğitim sınıfı öğretmenlerine, boş geçen dersleri doldurma ve nöbet görevi verilemez.” şeklinde bir yönetmelik maddesi yer almaktadır. Bu maddeye göre diğer öğretmenlere boş geçen dersleri doldurma görevi verilebilir, şeklinde bir durum söz konusudur. Fakat uygulamada bu konu da sıkıntılara neden olmaktadır.
Yönetmeliklerin tamamında, “Nöbet görevine özürsüz olarak gelmeyen öğretmen hakkında derse özürsüz olarak gelmeyen öğretmen gibi işlem yapılır.” maddesi yer alır. Fakat yaptırımı olan bu maddenin de uygulamada görünürlüğü hemen hemen yok gibidir.
Sivil toplum kuruluşlarının ortak paydası nöbete ücret verilmesi uygulaması, öğretmenlerin okullardaki nöbet görevleri ile ilgili karşılaştıkları sıkıntıları gidermeye yetmeyecektir. Bu nedenle, kurumlardaki öğretmenlerin nöbet görevlerini düzenleyen yönetmeliğin ince eleyip sık dokunularak, tekrar düzenlenmesi gerekmektedir. Bu düzenleme yapılırken nöbet görevine ücret de gündeme gelebilir.
“Öğretmene Nöbete Evet” ama nöbet yönetmeliği hazırlanırken uygulamada yer alan, nöbeti tutan öğretmenlerin de fikirlerine başvurulmalıdır. Paydaşların (Eğitim ile ilgili sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların, öğretmenlerin, okul idarecilerinin, öğrencilerin, velilerin…) görüşleri de alınarak günümüz şartların daha uygun bir nöbet yönetmeliği hazırlanmalıdır. Yoksa öğretmen hiçbir zaman, eğitimin hiçbir bölümündeki görev ve sorumluluklarından kaçmamaktadır. Kalın sağlıcakla. ekrem aytar - memurhaber