EĞİTİM
Öğretmenlere Alan Sınavı Gerekli mi?
Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 43. Maddesine göre öğretmenlik özel bir ihtisas mesleğidir ve bu mesleğin öğretmenlerde bulunması gereken üç önemli hususu: Alan yeterliliği, mesleki yeterlilik (pedagoji), genel yetenek ve genel kültürdür. Bu durum daha önceki yıllarda yönetmenlikte belli olsa da 2013 yılına kadar öğretmen adayları sadece mesleki yeterlilik ve genel kültür, genel yetenek sorularını cevaplayarak değerlendirmeye alınmışlardır. Yıllardır söylentiden ibaret olduğu düşünülen alan sınavı gelişmelere bakılırsa bu yıl öğretmen adaylarına uygulanacak gibi gözükmektedir. Şuan gözlemlenen KPSS'de alan sınavına yönelik öğretmen adaylarının içinde bulundukları belirsizlik halidir. Bu sınavın nasıl yapılacağı? Değerlendirmenin nasıl hesaplanacağı ve bu sınavda içerik olarak nelerin sorulacağı? Merak konusudur. Üniversiteyi bitirmiş, gelecek adına umut bağlayan insanların bu belirsizliği yaşamaları motivasyonlarını düşürme nedenlerinin en başta gelenidir. Tartışma aslında alan sınavı da dâhil eğitim fakültesi mezunlarının sınava tabi tutulup tutulmaması olayıdır. Alan sınavı yapılmasının en büyük kazancı eğitim fakültelerindeki eğitimi, kalitesi bakımından iyileştireceği düşüncesidir. Genelleme yapmadan belli devamsızlık haklarını 4 yıl içinde son anına kadar kullanıp, nesil yetiştirme adına gerekli olan çabayı göstermeyen ve 4 yılın sonunda nesil yetiştirme adına öğretmenlik mesleğine talip olan bireylerin alan sınavı ile aldıkları eğitime daha bir özen göstereceklerini varsaymak sevindiricidir. Eğitimi alan öğretmen adayları gibi fakültede onlara eğitim veren akademisyenlerinde alan sınavı ile bölümlerindeki yeterlilikleri sorgulanacağından dolayı KPSS'deki yeni sistemin gerekliliği ortadadır. Bu sınavı getiren Milli Eğitim Bakanlığının açıklaması alanında iyi öğretmen yetişmesini sağlamak ve alanında yeterli bilgiye sahip olan bireyleri görevlendirmektir. Ne yazık ki kısa bir süre önce norm kadro fazlası binlerce sınıf öğretmenlerini yıllardır öğretmenlik yaptıkları alandan başka alanlara geçişlerini sağlamak, bu sınavı getirme amacıyla çelişmektedir. Diğer bir yaygın olan tartışma konusu eğitim bilimleri ve alan sınavı dışında yapılan genel kültür ve genel yetenek sınavının gerekli olup olmadığı hususudur. Bu birçok branş öğretmeni tarafından tartışılmaktadır. Örneğin bir resim öğretmeni mesleki hayatta kullanmayacağıma göre neden Tarih, Coğrafya, Türkçe, Anayasa ve Matematik öğrenmek zorundayım gibi bir görüş ortaya atmakta ve bu derslere yönelik sınavın gereksiz olduğunu düşünmektedir. Bu düşünceye karşılık olarak devlet sisteminin gözü ile baktığımızda cevap olarak; bu ülkede öğretmenlik yapacaksın, maaş alacaksın ve yaşayacaksın. O zaman bu ülkenin tarihini, coğrafyasını, anayasasını ve dilini belli oranda bilmelisin görüşüdür. Devlet mi? Yoksa bu sınava girmek istemeyenler mi haklı? Tartışılır. Son olarak KPSS sınavına hazırlanan ve bu sınava geleceği adına umut bağlayan büyük bir kitle var karşımızda. Bu kitlenin içinde, değişimlerle belirsizliğe düşen bir nesil var. Kopya söylentileri ile iyice bunalan ve yıllardır umduğunu bulamayanları da değişen bu sisteme adapte etmenin zorluğu anlaşılmalıdır. Bunun için alan sınavına yönelik içerik belirsizliği kaldırılmalı ve süreç netleştirilmelidir.