Öğretmenlere yıpranma payı verilerek erken emekliliğin yolunun açılacağı şeklindeki haberler de dahil olmak üzere, 19. Milli Eğitim Şurasında alınan tavsiye kararlarını gerçekleşecekmiş gibi haberleştiren basın yayın organlarının aksine Milli Eğitim Şuralarında alınan kararların sadece %2' si hayata geçiyor.

Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI bu konuyla ilgili sorulan soruya, kararlarının çok ütopik olması ve reel şartlarda gerçekleştirilmesinin güçlüğü nedeniyle uygulanamamış olabileceğini dile getirerek, bu yüzde 2 oranının Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren maarif şuralarında alınan kararların tümüyle ilgili bir oranlama olduğunu belirtti.

Avcı, önceki Milli Eğitim Bakanlarının aksine AK Parti döneminden Milli Eğitim Bakanlarının bakanlık süresi 11 ayla sınırlı olduğunu, ancak hükümetleri dönemindeki bu sürenin Cumhuriyet tarihindeki ortalamaların üzerinde olduğunu belirterek, "Dolayısıyla burada bir istikrar söz konusudur. Karşı söylemlere rağmen, bakan değişiklikleri nedeniyle milli eğitimde çok sık değişim yaşandığı söylemleri doğru değil. Çünkü değişen bakanlar, aynı hükümetin bakanlarıdır. Aynı hükümet ve aynı kalkınma programı doğrultusunda ve aynı strateji planları doğrultusunda hizmet vermiş bakanlardır" dedi.

Bütçe olanaklarıyla sınırlı

Avcı, şurada alınan kararlarla ilgili olarak, “Tabii zamanlama önemli. Bu tavsiye kararlarının büyük bir bölümü bütçe olanaklarıyla sınırlı olan öneriler. Yani imkanlarımız genişledikçe Milli Eğitim Bakanlığına ayrılan pay arttıkça bunların gerçekleşme olasılığı daha da yükseliyor. Son 12 yıldır, Milli Eğitim Bakanlığı, bütçeden en yüksek payı alan kamu kurumu haline geldi. Bu bize maddi şartlar gerektiren önerilerin de zaman içinde daha çok uygulanma imkanı bulacağına dair bir ümit veriyor." dedi.

3600 ek gösterge

Avcı, öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi hakkında, bir kesime verilen imkanın diğer kesimleri de harekete geçirdiğini, dolayısıyla bunun sadece öğretmenlerle sınırlı düşünülemeyeceğini belirterek, "Maliye bunun hesabını yaparken; gelebilecek başka talepleri de toparladıktan sonra ortaya bir rakam çıkar. Bu rakamın gerçekçi olup olmadığı, bütçe imkanları ve bütçe dengeleri açısından karşılanabilir nitelikte olup olmadığı o zaman görülür ve dolayısıyla bizi çok zorlayacak tekliflerdir" dedi.

Bu konudaki düşüncemiz, önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere, bütçeye mali yük getirecek önerilerin(3600 ek gösterge, yıpranma payı vs.) hayata geçme imkanının çok düşük olduğu, ayrıca halen yürürlükte bulunan toplu sözleşme hükümlerinin de bu duruma bahane edilerek, mali haklarla ilgili taleplerin reddedileceği şeklindedir. memurunyeri.com