EĞİTİM
Öğretmenler-okul yöneticileri, tasarıya nasıl bakıyor
Sayılı gün göz açıp kapayıncaya kadar gelip geçiyor. On beş günlük yarıyıl tatili de sona erdi. Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 17 milyon öğrenci ve 800 bin öğretmen, bu gün eğitim öğretim yılının ikinci dönemine başlıyor. İkinci yarıyıl maratonu 13 Haziran 2014 tarihinde sona erecek ve yaz tatili başlayacak.
Okul yöneticileri (Okul müdürü, müdür başyardımcısı, müdür yardımcısı) harıl harıl okullarını 2. eğitim öğretim yılına eksiksiz olarak hazırlamaya çalışıyorlar. Kimi binalarının eksik gediklerini tamamlıyor, kimi aksayan bozulan kısımları tamir ettiriyor, bir çoğu yer değiştiren öğretmenler nedeniyle öğretmen eksiğini tamamlayıp yeni ders programlarını hazırlıyor… Hasılı kelam okullar, öğrenciler ve öğretmenler için eğitim öğretime hazır hâle getirilmeye çalışılıyor.
Fakat o da ne? Kamuoyunda “Dershaneler tasarısı” olarak bilinen “Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” okulların açılmasına az bir süre kala eğitim gündeminin baş köşesine oturuveriyor.
Kanun “Dershaneler” konusunda onların dönüştürülmesi, düzenlemesi konusunda olmasına rağmen daha çok okul yöneticilerinin, MEB üst düzey yöneticilerinin atanması konusu konuşulur oldu. Tasarı metninin medyada yer almasından sonra ilk şoku atlatan eğitim sendikaları, sivil toplum kuruluşları birbiri ardına tasarının yanlışları üzerinde yorum yapmaya başladılar. Tasarının öğretmenler, okul yöneticileri ve personelle ilgili olan maddelerini kısaca bir hatırlayalım.
5. madde, öğretmenlerin atanması ile ilgili. Öğretmenliğe atanmada yüksek öğretim kurumlarından mezun olma ve seçme sınavında başarılı olma şartı korunuyor. Burada yeni olarak bir yıl fiili çalışmanın ardından performans değerlendirme ve yazılı/sözlü sınavda başarılı olma şartı getiriliyor. Sınavda başarılı olmayanlara başka il veya ilçede bir yıl daha çalışma ve aynı kriterleri yerine getirme imkânı veriliyor. Bunda da başarılı olamaz ise memuriyetle ilişkileri kesiliyor.
22. maddede kurum yöneticilerinin atama ve yer değiştirmeleri belirlenmektedir. “Bakanlıkça belirlenen özür gruplarına bağlı yer değiştirmeler ise yarıyıl ve/veya yaz tatillerinde yapılır.” denilmektedir. Maddenin 7. ve 8. fıkralarında İl milli eğitim müdürü, İl milli eğitim müdürü yardımcısı, ilçe milli eğitim müdürü, il ve ilçe milli eğitim şube müdürü, eğitim denetmeni, okul ve kurum müdürü, müdürü başyardımcısı ve müdürü yardımcısı olarak görev yapanların hizmet süresi veya isteğe bağlı değiştirmeleri yeniden belirleniyor. “Okul ve kurum müdürleri, il milli eğitim müdürünün teklifi üzerine, müdürü başyardımcısı ve yardımcıları ise okul veya kurum müdürünün inhası ve il milli eğitim müdürünün teklifi üzerine vali tarafından dört yıllığına görevlendirilir. Bu görevlendirilmelerin süre tamamlanmadan sonlandırılması, süresi dolanların yeniden görevlendirilmesi ile bu fıkranın uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Bu fıkra kapsamındaki görevlendirmeler özlük hakları, atama ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmaz.” şeklinde belirtilmiş.
12. madde dershane öğretmenlerinin MEB’e geçişlerini düzenlemektedir. Dershanelerde çalışan öğretmenlerden en az 6 yıllık sigorta primi ödenmiş öğretmenlerden, öğretmenliğe atanma şartlarını taşıyanlar 1/7/2015 ve 1/8/2015 tarihleri arasında bakanlığa başvurarak Kamu Personeli Seçme Sınavına girme şartı aranmaksızın bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde yapılacak sözlü sınavda başarılı olmak şartı ile, kadro ve ihtiyaçlar dikkate alınmak şartı ile belirlenen hizmet ve hizmet bölge alanlarında istihdam edilmek ve sağlık özrü hariç dört yıl süre ile başka yere atanmamak üzere öğretmen unvanlı memur kadrolarına atanabilir denilmektedir.
Yukarıda tasarının öğretmen ve okul yöneticilerini ilgilendiren maddelerini özetlemeye çalıştık. Bu tasarı sayısı 1 milyona dayanan eğitim çalışanlarını ister istemez olumlu veya olumsuz olarak etkileyecektir. Tasarının maddeleri herkesin anlayabileceği şekliyle karşımızda durmaktadır. Maddeler konusunda yorum yapmak laf-ü güzaftır. Bu konudaki yorumu eğitim çalışanı arkadaşlarımıza bırakıyorum. Zaten ilk şoku atlatan eğitim sendikaları konu hakkında gerekeni yapacaklarını beyan etmişlerdir.
Yarıyıl tatil süresinde dinlenmiş olan öğretmen ve okul yöneticilerinin yüksek bir motivasyonla ikinci döneme başlayacakları bir zaman diliminde, böyle konularla meşgul olmaları eğitim açısından istenen bir durum değildir.
Dileğimiz konunun eğitim çalışanlarının isteği doğrultusunda vakit geçirilmeden bir an önce düzeltilmesidir. Ekrem Aytar-memurhaber