Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Afrika gezisi dönüşünde gazetecilerin bakanların değişmesi ile ilgili sorusuna “Her an her şey olabilir” sözünden sonra, tüm öğretmenleri bir heyecan sarmıştı bunun da nedeni acaba Ömer Dinçer de değişecek mi?

Ben de www.gazetekamu.com’da 15 Ocak 2013 Tarihinde “Dinçer Neden Gitmeli?” diye bir yazı kaleme almış Ömer Dinçer’in neden gitmesi gerektiğini anlatmıştım.

Başbakan eğitim öğretimde yarıyılın tamamlanmasına bir gün kala  Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’i görevden alarak tüm öğretmenlere karne hediyesi sayılabilecek bir hediye sundu.12 Haziran seçimlerinden sonra yeni kabine belirlenmeden önce,  arkadaşlarla yeni bakanımız kim olur diye tahminlerde bulunmuştuk.

İlk akla gelenler, geçen dönem Başbakan’ın  eğitim danışmanlığını yapmış olan Amasya Milletvekili olan Naci Bostancı ve Nabi Avcı idi. Ömer Dinçer 330 vekilin içinde aklımıza gelecek belki de ancak 300. Kişi olabilirdi. Başbakan öyle bir sürpriz yaptı ki tüm eğitimciler ve başta sendikalar olmak üzere herkesi şaşırtacak biçimde Ömer Dinçer’i Milli Eğitim Bakanı yaptı.

İlk günden itibaren Ömer Dinçer  yaptığı açıklamalar ile öğretmenlerin moralini altüst etti. Öğretmenler elbette yanlış bir açıklama olmuştur diye tahmin ederken Bakan Dinçer öğretmenlerin gönlünü almak yerine Başbakanı bile yanlış yönlendirdi. Başbakan'dan talihsiz bir açıklama geldi: "Öğretmenlerin 15 saatlik çalışma karşısında aldıkları rakam 40 saat çalışan memura haksızlık..." Çok bile alıyorlar tarzında yapılan bu açıklama sonrasında herkes şok geçirdi.

Başbakan her zamanki gibi sürpriz yaparak Dinçer’in yerine, Prof.Dr Nabi Avcı’yı Milli Eğitim Bakanı yaparak eğitimcilere hem karne hediyesi verdi. Hem de gönül aldı.

Ve şimdi asıl meseleye gelelim. Bu öğretmenler ne istiyor? Yeni Bakandan neler bekliyor?

-Öncelikle  Dinçer'in olumsuz demeçleriyle ayaklar altına aldığı itibarını geri istiyor.

-Eğitimde mesleki itibarın korunması ve arttırılmasına yönelik çalışmalar, düzenlemeler yapılsın istiyor.

-Altüst olan moralinin olumlu açıklamalarla düzeltilmesini istiyor.

-Alo 147 hattının kaldırılmasını istiyor.

-Öğretmenler herkese verilen ek ödemenin bir an önce kendilerine de verilmesini istiyor

.Ek derslerden vergi kesilmemesini istiyor.

-Öğretmenler düz memur gibi görülmek istemiyor. Her öğretmeni masa başında ya da başka memuriyetlerde görevlendirebilirsiniz, ama hiç bir memuru öğretmen yapamazsınız. Bir doktorun niteliklerini nasıl göz ardı edemiyorsanız, bir öğretmenin niteliklerini de yok sayamazsınız.

-Evde çocuğunun dersleri ile bir saat bile uğraşamazken bir öğretmenin 40 dk. bir derste sarf ettiği eforla başka bir memurun çalışma saatini kıyaslayamazsınız.

-Kısaca öğretmenler eğitim öğretimde asıl işi yapanların kendileri olduğunun, öğretmenliğin peygamberlik mesleği olduğunun, “Bana Bir Harf Öğretenin Kırk Yıl Kölesi Olurum” sözünün başta Başbakan olmak üzere yeni bakanımız tarafından bilinmesini istiyor.

Enes Yılmaz

Eğitimci