EĞİTİM
Öğretmen Sorunları TBMM'de
MHP Milletveikili Sayın TOPÇU öğretmen ve eğitimden şöyle bahsetti;
Eş durumu:
Pek çok öğretmen eş durumu tayinindebilgisayarlarını açtıklarında şöyle bir yazıyla karşılaştılar: İliniz sınırlarında alanınızda öğretmen eksiği olmadığı için tayin başvurunuz kabul edilmemiştir.
Alan Değişikliği:
"Alan değişikliği" dediniz, işi karmaşık hâle getirdiniz. Bugün okullarda, alan değiştiren pek çoköğretmenler atandığı alan ile ilgili olarak hiçbir hizmet içi eğitimden geçirilmeden bir hafta gibi bir sürede görevine başlamakta ve öğretmen öğrenci gözünde ve kendi dünyasında zor anlaryaşamaktadır.
Yer Değişikliği:
Son yaptığınız yer değişikliğinden dolayı, bugün ülkemizde pek çok okul dönem ortasında öğretmensiz duruma düşmüştür. Dün, Mersin'den bir veliden mail aldık. Her dönem ikidönemde atanan öğretmenler tekrar tayin istediği için şu anda neredeyse bir yıldır çocuklarınınöğretmensiz kaldığını bildirmekte. Bu mudur sizin planlama anlayışınız, bu mudur on bir yıllıkiktidarın vizyonu? Temennimiz yavrularımızın geleceği ve velilerin rahatı için bir an önce Millî Eğitim Bakanlığının işi bilenlere devretmesi ve sürekliği olan bir Bakanlık hâline dönüştürülmesidir.
Son yapılan yer değişiklikleri ile iller öğretmen açıklarını kapatabilmeleri için belediye hoparlöründen öğretmenler anonsu geçilmektedir, sanki yatmakta olan bir hasta için kan aranıyormuş gibi.
Ücretli Öğretmen:
Aldığınız ücretli öğretmenlerin hangi alanlarda olduğunu biliyor musunuz Sayın Bakan? Pedagojik formasyonları var mı, incelediniz mi, bu mu sizin eğitim anlayışınız? Geleceğimizin teminatı olan yavrularımız için ehil olan, pedagojik formasyon almış, atama bekleyen pek çoköğretmen adayınıza niçin bu çocukları emanet etmiyorsunuz? On bir yıllık iktidarınız boyunca, öğretimi, yöneticiyi ciddi anlamda itibarsızlaştırmaya çalıştınız. Eğitimciliği "üç ay yaz tatili olan yan gelip yatma mesleği" olarak tanımladınız.
Unutmayın Sayın Bakan, siz de bir eğitimcisiniz, öğretmenlik, sadece sınıfa girip çıkmaktan ibaret olmayan bir meslektir, öncesi ve sonrası da olan bir iştir.
Öğretmene Verilmeyen Ücret:
"Eşit işe eşit ücret." dediniz. Her ne hikmetse, öğretmen bu yasadan nasibini almamıştır. Bugün, öğretmen, okulunda beraber çalıştığı memurundan dahi daha düşük ücret almaktadır. Bu mudur sizin öğretmene vaat ettiğiniz değer?
Millî eğitim gibi devasa bir yapı, bu yapının paydaşlarının ve onların temsilcilerinindüşüncelerini, önerilerini, uyarılarını dikkate almadan kurumsal bilgi ve tecrübe birikimini göz ardı ederek, dar bir çerçeveyle yönetilmeye çalışılmıştır.
Kariyer Basamakları:
2005 yılında Öğretmen Kariyer Basamakları Yönetmeliği getirdiniz. Öğretmenliği bundan böyle kariyer mesleği hâline getirdiğinizi beyan ettiniz, bir daha ses çıkmadı, sadece okullardaöğretmenlerin aralarını açtınız bu uygulamayla çünkü uzman ve başöğretmen olarak atadığınızöğretmenlerle bu unvanı almayan öğretmenler arasında görev farkı bulunmamaktadır, sadece maaş farkı olmuştur. Siz, bu unvanı almayan bir öğretmen gibi düşünün kendinizi, nasıl bir tepki verirdiniz?
Yöneticiler:
Yöneticileri beceriksizlikle suçladınız ve bunların okulları için cansiperane çalışıp okullarını ayakta tutma uğraşlarında ödül yerine cezalar yağdırdınız. Bu mu sizin eğitimdeki vizyoner yaklaşımınız? Bunlar yetmezmiş gibi son bir yönetici yönetmeliği çıkardınız -teknik detaylarını konuşmak istemiyorum bu arada, bir haftadır basında yer alıyor bu bilgiler, bu kısa sürede- ama yanlışlarla dolu bir yönetmeliktir bu. Sayın Bakan, sanki başka bir bakanlık hazırlamış gibi üzerinde tekrar düşünülerek revizyona gidilebileceğinden bahsediyorsunuz. Bugüne kadar sürdürdüğünüz bu yöntemi yönetici atama yönetmeliğinde de görüyoruz "Biz yaptık, oldu." anlayışı. Bu anlayış, sizi toplum nezdinde güvenilmez ve komik duruma düşürüyor, lütfen dikkat ediniz. Mevcut uygulamalarınızdan çıkan sonuç bize şunu söylemektedir: Düz liselerin sonunda tabelaları değişti, anadolu liseleri oldu. Devamında "ilkokul ve ortaokullarda uygulanan adrese dayalı sistemi liselere de getireceğiz." diyorsunuz. Bir miktar iyi okulumuz kalmıştı, onu da bu sistemle halledip herkesi özel okullara yönlendiriyorsunuz. Bu mudur sizin vizyonunuz, bu mudur sizin bu ülkenin geleceği olan yavrularımıza reva gördüğünüz? Eğitimde kalite diye bir kaygı taşımıyorsanız en kolay yol nedir? Okulu aç, kalite ne olursa olsun "Biz okulu açtık ama." buna mı gücünüz yetiyor, kalite anlayışınız bu mudur? Aksini söylüyorsanız uygulamalarınızla çelişiyorsunuzdur. Bir taraftan okulların kalitesini düşürüyorsunuz diğer taraftan ise "Dershaneleri kaldıracağız." diyorsunuz. Bu ne kadar büyük bir çelişkidir? Onu söyleyelim.
Rehber Öğretmenlik:
5'inci Millî Eğitim Bakanı olarak atanan Sayın Avcı, beklentilerimiz, mevcut uygulamaların ve bundan sonraki uygulamaların ülkemizin gerçekleriyle bağdaşan vizyoner ve uygulanabilir projelerden oluşmasıdır. Özellikle, bazı sorunları da başlıklar hâlinde vermek istiyorum: Rehber öğretmen açığının kapatılması, üniversitelerdeki talep edilmeyen açık kontenjanların talep edilebilir yeni bölümlerle değiştirilmesi, bunların da üzerinde durulması çok önem arz etmektedir.