EĞİTİM
Öğretmen Maaşları ve Çalışma Süreleri
MHP Genel Başkan Yardımcısı Zuhal Topçu TBMM bütçe görüşmelerinde MEB'in bütçesi üzerinde
Hükümetin 2014 yılı için MEB'e ayırdığı bütçenin büyük bir bölümü, yaklaşık 39 milyar TL'si (yaklaşık %70'ni) sadece
ÖĞRETMEN MAAŞLARI ve
Bu sorunları çözmek bir yana acaba eğitim sektörünün itici gücü ve lokomotifi olan öğretmenlere ödenen ve
11yıllık AKP iktidarı döneminde öğretmenlik mesleği hiçbir dönemde olmadığı kadar itibar kaybetmiştir.
. 2002 yılında en düşük devlet memuru maaşından yüzde 100 daha fazla maaş alan öğretmen, bugün en düşük devlet memuru maaşını almaktadır.
. 10 yıl önce lise mezunu bir polis memurundan yüzde 4 daha az maaş alan öğretmen, bugün yüzde 22 daha az maaş almaktadır.
1930-2013 Yıllarında Öğretmenlerin Alım Gücü
YIL | ÖĞRETMEN MAAŞLARI (TL) | ÇEYREK ALTIN MİKTARI |
1930 | 90 | 97,82 |
2002 | 470 | 20,01 |
2013 | 1894 | 11,55 |
Sayın Başbakan'ın 2014 Bütçe Açılış konuşmasındaki simit açılımını biz de yıllara göre öğretmen maaşları üzerinde yapmak istedik. Elde ettiğimiz sonuçların öğretmenler açısından üzüntü verici olduğu görülmektedir. Sayın Başbakan'ın simit hesabı üç öğün üzerinden 5 kişilik öğretmen ailesine uygulandığında tablo şu şekildedir;
2002 | 2013 | Artış% | |
Simit Fiyatı | 20 Kuruş | 1 TL | %400 |
Çay Fiyatı | 10 Kuruş | 1 TL | %900 |
Öğretmen Maaşı | 470 TL | 1894 | %303 |
. Çay için verecekleri para 2002 yılında 45 lira iken, 2013 yılında 450liradır.
. Simit için verecekleri para 2002 yılında 90 lira iken, 2013 yılında 450liradır.
. 2002 yılında simit+çay parası bir öğretmen maaşının %28'i ederken, 2013 yılında simit+çay parası bir öğretmen maaşının %48'i etmektedir.
Sayın Başbakan ile bizim yaptığımız hesap birbirini tutmamaktadır. Acaba Sayın Başbakan simit hesabını yaparken akşam pazarı olarak 3 simit 1 liraya satılan simitler üzerinden mi yaptı merak ediyoruz. Bir de sormak istiyoruz; Neden hep simit yemek zorunda asgari ücretliler?
OECD ülkelerinde yıllık 1675 saat, Türkiye'de ise yıllık zorunlu çalışma süresi 1816saat olan ve günümüzde hala birleştirilmiş sınıflarda yaklaşık 257bin öğrenciye eğitim veren öğretmenlerin mesleklerine yönelik görüşlerini sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Türk Eğitim-Sen tarafından yapılan bir ankete göre;
. Öğretmenlerin Yüzde97'si mesleklerinin itibar kaybına uğradığını görüşünde.
. Yüzde 32'siöğrenci ya da veli şiddetine maruz kaldığını
. Yüzde 67'si Tükenmişlik sendromuna yakalandığını belirtmektedir.
. Yaklaşık Yüzde80'i aylık 1/2 kg ile 2 kg arasında et tüketebildiklerini belirtmektedir.
. Yüzde 82.1'içocuğuna ekonomik ve sosyal olarak iyi imkanlar sunduğunu/sunabileceğini düşünmüyor.
Ayrıca Sinema, Tiyatro, Konser, Sergi vb. Sosyal-kültürel etkinliklere öğretmenlerin%80'i "ayırabileceğim bir bütçem yok" diyerek katılamamaktadır. Bir öğretmen sosyal-kültürel etkinliklere gidemiyor. Çocuğu nasıl gidecek? Öğrencileri nasıl değerlendirecek? Üniversite sınavlarını merkezi sınav haline getirip, sosyal etkinliklerdeki başarılarını da üniversiteye yerleştirmede değerlendirmeyi düşünüyorsunuz. Hem zorunluluk var, hem yoksulluk.
Sayın Başbakan 2003 yılında, ''İstiyoruz ki benim öğretmenim, çarşıda, pazarda mendil satarak kendi maişetini temin etmesin. Öğretmenim, 'bu ay kirayı nasıl ödeyeceğim veya bu akşam eve gıda olarak ne götüreceğim' bunu düşünmek zorunda kaldı. Bunu gidermenin, bunu ortadan kaldırmanın gayreti içerisindeyiz'' derken, Acaba Sayın Başbakan öğretmenlerin 11 yıllık kendi iktidarları süresince hala aynı düşünce ve kaygı içinde olduklarının farkında mıdır?
Sayın Başbakan, gelecek nesillerin en çok öğretmenleri hayırla yad edeceğini ifade ederken, Öğretmenlerin en çok hakarete kendi iktidarları döneminde maruz kaldıklarının farkında mıdır?
Yine Sayın Başbakan, 2003 yılında öğretmenlere hediye ettiği saatlerin hala 11 yıl öncesini gösterdiğinin de farkında mıdır?