EĞİTİM
Öğretmen Çöpten Kola Şişeleri Toplamış
Yaşadığı sıkıntıları anlatan Nazım Öğretmen; ‘Allah düşmanımın başına bile vermesin. Önce inşaatlarda çalıştım. Daha sonra iş bulamayınca çöplerden metal kola şişeleri topladım. Son birkaç yıldır da bir yayınevinde çalıştım” dedi. 28 Şubat’ın faturasını ödeyen öğretmen hikayesini Milli Gazeteye bugün haber yaptı.
28 Şubat sürecinde aldığı sözde bir ceza ile öğretmenlik mesleğinden mahkeme kararıyla atılan ve Milli Gazete’nin geçtiğimiz ay gündeme taşıdığı mağdur öğretmen Nazım Erol’un 10 yıl aradan sonra önceki gün itibariyle görevine iadesi yapıldı…
Darbeler tarihi olan Türkiye’nin darbeler ile hesaplaşması devam ederken, öte yandan darbe süreçlerinde mağdur olanların da haklarının iadesi geç de olsa verilmeye başlandı. Özellikle 28 Şubat süreci sonrası mağdur olanların haklarının iadesi ise yıllar sonra yapıldı. Son örnek Milli Gazete’nin gündeme getirmesiyle ortaya çıktı.
Gazetemizin geçen ay ‘BÇG’nin Ruhu MEB Koridorlarında’ başlığı ile gündeme taşıdığı olay sonrası MEB harekete geçti ve mağdur olan öğretmen Nazım Erol’un 10 yıl sonra görevine dönmesine karar verdi. 19 Mayıs Üniversitesi Amasya Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü 3’üncü sınıf öğrencisi iken MGV evlerinde kaldığı gerekçesiyle yapılan baskın sonucu gözaltına alınıp, Leman dergisi karikatürleri ve fare kapanı ile suçlanarak ceza alan Nazım Erol, okulu bitirdikten sonra 2001 yılında görevine başladı.
2003 yılında aldığı ceza gerekçesiyle MEB tarafından işinden atılarak, öğrencilerinden uzaklaştırılan Nazım Erol’un hukuk mücadelesi de bir türlü sonuç vermedi. Bütün mahkemeler kendi lehine karar vermesine rağmen, bir türlü görevine iadesi yapılmayan mağdur öğretmen Erol, gazetemizin olayı gündeme taşımasıyla MEB’i harekete geçirdi.
Daha önce, sürekli kapıyı gösteren MEB bürokratları olayın duyulması sonrası Bakan Nabi Avcı ve Müsteşar Yusuf Tekin tarafından azarlanarak, mağdur öğretmenin görevine iadesi işlemlerinin başlatılmasını istedi. 10 yıldır öğrencilerinden uzak kalan Nazım Erol’a mutlu haber önceki gün geldi.
Bakan’a Ve Müsteşar’a Teşekkür
9 Eylül günü itibariyle görevine iadesi yapılan Nazım Erol, öncelikle gazetemize teşekkür etti. Erol, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve Müsteşar Yusuf Tekin’e de konu ile ilgili teşekkür ederek, “10 yıldır benim için süren bu çileli hayat nihayet bitmiş oldu. Çocuklarıma, öğrencilerime geri döndüm. Sayın Bakanımız ve Müsteşarımıza çok teşekkür ediyorum” dedi.
Geçmişe Dönük Haklarımı İstiyorum
Erol, ayrıca mağdur olduğu süre zarfındaki hak mağduriyetleri, özlük hakları, maaşları ve sigorta pirimleri başta olmak üzere geriye dönük hak taleplerinin de giderilmesini isteyerek, “O günlerde ben 32 yaşında idim. Bu gün ise 42 yaşındayım. On yılım çalındı. Bir şekilde en azından bu mağduriyetlerimin de giderilmesini istiyorum” diye konuştu.
Çöpten Kola Şişeleri Topladım
Erol, hayatının en önemli on yılının çalındığını ve bu süreçte zor günler de geçirdiğini belirterek, o günler için ‘Allah düşmanımın başına bile vermesin’ dedi. Uzun yıllar iş aradığını iş bulamayınca ise çöplerden metal kola kutuları toplayarak ailesinin geçimini sağladığını söyleyen Erol, “Önce inşaatlarda çalıştım. Daha sonra iş bulamayınca çöplerden metal kola şişeleri topladım. Son birkaç yıldır da bir yayınevinde çalıştım” dedi.
Çocuklarının İlk İsteği ‘Eve İnternet Bağla’ Olmuş
Evli ve biri 5 diğeri ise 10 yaşında iki çocuk sahibi de olan Erol, göreve başladığı haberini ailesi ile paylaştığında çocuklarının ilk tepkisini de anlattı. Erol, “Görevimin iadesinden sonra aileme söyledim, eşim çok sevindi. Çocuklarımın ise ilk tepkisi baba eve interneti ne zaman bağlayacaksın oldu. Bu süreçte bana destek olan Eğitim-Bir-Sen’e de sizin aracılığınızla teşekkürü bir borç biliyorum” açıklamasında bulundu.
Meb, Nazım Öğretmenin Şahsında Vicdanları Rahatlatmıştır
Olayın takipçisi olan ve sorunun çözümünde önemli çalışmalara imza atan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın ise Nazım Erol’un göreve başlaması ile ilgili yaptığı değerlendirme de “28 Şubat döneminde hukuku kendi süfli emelleri için eğip büken, yargısız infazların aracı haline getirilen, paşalardan brifing adı altında aldıkları talimatlarla yargıya güveni sıfırlayanların karanlık dönemde yaptıkları yargılamaların tamamı tartışmalı olduğu için yeniden ele alınmalıdır. Nazım Öğretmen’in başına gelenleri darbecilerin dışında kabullenebilecek bir tane vicdan bulamazsınız” dedi.
Yalçın, mağdurların görevlerine geri dönmeleri için de son günün 2 Kasım olduğunu hatırlatarak, “28 Şubat karabasanı sonrası hakkına hukukuna girilenlerin resmi müracaatlarının bürokratik barikatları geçememesi ayrı bir ayıptı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 6495 sayılı Torba Kanun kapsamında mağdurların haklarının iadesi için ilk somut adımı atan kurum olması önemlidir. İnsanların kılık kıyafeti sorun edilerek, özellikle bazı kadın çalışanların başörtülerinden yola çıkılarak yapılan zorbalıklar ve yargısız infazların oluşturduğu tahribatın tamiri son derece önemliydi. Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı ve Müsteşar Yusuf Tekin Bey’in kamuya örnek olacak şekilde hakların iadesi konusunda ortaya koydukları yaklaşım sendika olarak bizim de takdir ettiğimiz bir tutumdur. Bu eğitim öğretim yılında Nazım Öğretmen gibi birçok meslektaşımız 14-15-16 yıl sonra yeniden görevlerine dönmüşler ve pazartesi itibariyle ders başı yapacaklardır MEB’ten sonra Başbakanlığın yayımladığı Genelge’de bu noktada önemlidir” değerlendirmesini yaptı.
Ahmet AÇIKAY /Milli Gazete