Hem öğretmenlik alımları hem de memur alımları, Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yürütülmektedir.
Bu yönetmelikte, memur ile öğretmenlik alım süreci iki farklı uygulamaya tabidir.
Örneğin, madde 22'ye göre, ÖSYM'nin KPSS tercih kılavuzunu yayınlayabilmesi için, ilan edilen kadrolar için açıktan atama izinin alınmış olması gerekmektedir. İlgili hüküm şu şekildedir: 'KPSS sonuçlarının açıklanmasından sonra ÖSYM tarafından, yerleştirme işlemi için, bir Tercih Kılavuzu ve Tercih Formu hazırlanır ve adaylara ulaşması sağlanır. Kamu kurum ve kuruluşlarının, usulüne uygun olarak açıktan atama izni alınmış ve koşulları belirlenmiş (B) grubu boş kadrolarının sınıf, unvan, derece ve sayısı ile bu kadrolar için aranacak nitelikleri kapsayan bilgiler, DPB adına ÖSYM tarafından ilan edilir.'
Yukarıdaki maddeden de çok açık olarak görüleceği üzere, KPSS tercih kılavuzunda kadroların ilan edilebilmesi için açıktan atama izni alınmış olması gerekmektedir.
Ancak, öğretmen alımlarını düzenleyen 23. maddede ilan için, "açıktan atama izni alınmış kadrolar" şartına yer verilmemiştir. İlgili hüküm şu şekildedir: '...Milli Eğitim Bakanlığınca yapılacak ilk defaöğretmen atamalarına ilişkin yerleştirme işlemleri, ek 5 inci maddeye göre yapılan alan seçme sınavı ile ÖSYM'ce yapılan KPSS sonuçları birlikte değerlendirilerek adı geçen Bakanlık tarafından yapılır. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen ihtiyacı durumuna bağlı olarak sadece KPSS sonucuna göre de yerleştirme işlemi yapabilir. Gerek görüldüğünde tüm yerleştirme işlemlerinde ÖSYM ile Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü işbirliği yapar.'
Burada tek sorun, MEB'in kendi yönetmeliğindedir. Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 7. maddesinde, atama izni verilen kadroların kontenjanlarının belirleneceği ifade edilmiştir. MEB şayet bu maddeyi bugün itibariyle değiştirirse, yarın için kontenjanları ilan etmesinde ve başvuruları almasında bir sıkıntı olmayacaktır.
Bu prosedürün kabul edilmesi halinde, başvurular alınıp, yerleştirme sonuçları açıklanabilecek ama adayların ataması torba kanunun yasalaşmasına kalacaktır.
Bunu yapabilmek için, menfaat veya iş takibi adına değil eğitim adına, kamu yararı adına risk alabilecek MEB bürokratlarına ve Bakanlarına ihtiyaç bulunmaktadır.
Bu yolun takip edilmemesi ve Bakanın dün akşam belirtmiş olduğu sürecin esas alınması durumunda şu kötü senaryo da olabilecektir. Torba kanunun Meclisteki görüşme süresi 1 gün olsa dahi, bir iki gün redakte için, bir iki günde Cumhurbaşkanının incelemesi için süre gerekmektedir. Buna göre Kanunun Resmi Gazetede yayımlanması, en iyi ihtimalle 12 Eylüle sarkacaktır. Hafta sonu başvuru alınamayacağı için başvurular 15 Eylüle kalacak. 1 hafta başvuru süresi ve 1 günsonuçların açıklanması da dahil edildiğinde yerleştirmeler en erken 22 Eylülü bulacaktır.
Bunların olmaması için MEB'in ilk defa kamu yararına adına MEB'in risk almasını bekliyor ve kamu yararına adına risk alacak MEB bürokratlarını destekleyeceğimizi belirtiyoruz. kaynak:www.memurlar.net