EĞİTİM
'Öğretmen akademisini yerleştireceğiz'
Katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "1 Kasım seçimlerine 7 Haziran'daki tablo çıkmasın diye gidiyoruz" ifadelerini kullanarak, 1 Kasım'dan sonra tek parti hükümeti kuracaklarını düşündüğünü, bunun alternatifini düşünmediğini söyledi. "Bu sefer 7 Haziran'a göre farklı bir tablo çıkacak, tek başına iktidar olacağız, alternatifini düşünmüyorum" dedi.
"ÖĞRETMEN AKADEMİSİNİ YERLEŞTİRMEYE KARARLIYIZ"
Öğretmen ataması ile ilgili açıklamalarda bulunan Davutoğlu, "Öğretmen atamaları Türkiye'de sürekli gündem. Ne kadar atarsanız atayın daha fazla talep geliyor. Eğitim fakültelerinin yapısı gereği, eğitim fakültelerinden çıkan herkesin iş garantisi içinde öğretmen olacağı varsayılıyor. Biz eğitim fakültelerini yeniden yapılandırma kararı aldık ve bu anlamda eğitim fakülteleri ve öğretmenlerimizin hem özlük haklarını hem de kapasitelerini artırmak için bazı tedbirler öngördük. Ben öğretmenlerimize özel bir önem veriyorum, çünkü bende bir öğretmenim. En büyük önem benim gibi profesörlük yapıp üniversitede ders verenler değil, ilk okul öğretmenleridir. Hala ilk okul öğretmenimin bana bakarken ki merhametini... iki ilk okul öğretmenim oldu, Fitnat Hanım ve Müzeyyen Hanım, ikisini de annemden ayırmadım. Onların söylediği sözler hala kulağımda küpedir. Müzeyyen Hanım'ın ilkokul beşinci sınıfta günlüğüme yazdığı bir metin var ki, arada açarım, bir anne muhabbeti ile bir öğrenci yitirmiş öğretmenin irfanını bir arada görmek bana mutluluk verir. Bir nasihat gibi okurum. Öğretmenlik en kutsi görevlerden birisidir. Ebeveyn çocuk ilişkisi değiştirilemez, öğretmen öğrenci ilişkisi, zihni varoluşun temeli, doktor ya da hekim ilişkisi. Bu ilişkiler özel ilişkilerdir. Öğretmenlerimize her türlü ihtimama göstereceğiz. Ama Türkiye'nin ihtiyaçları, eğitim sistemimizin ihtiyaçları, Türkiye'nin imkanları ile öğretmen arz ve talebi arasında bir uyum bulmak durumundayız. Bir taraftan var olan öğretmenlerimizin mesleki kapasitelerinin artırılması, bir taraftan da öğretmenlik mesleğine girecek olan yeni mezunların en doğru kanallara en iyi seçilerek girmesi önemli. Özellikle öğretmenlerimizin kapasitelerinin geliştirilmesi bağlamında bir öğretmen akademisi kuracağız. Nasıl adalet akademisi, harp akademisi, polis akademisi var, bir öğretmen akademisi kuracağız. Böylece öğretmenlerimiz için öğretmenlik bir an başlayan ve hayatın sonuna kadar değişmeyecek bir meslek değil, kıymeti değeri değişmez ama tekniği değişir. Yöntemi, muhtevası değişir. Türkiye'nin kurmaylarını yetiştireceklerin kurmay eğitiminden geçmesi gerekiyor. Öğretmen akademisini yerleştirmeye kararlıyız. Öğretmen atamalarını yapacağız, ihtiyaç olursa Şubat'ta da yaparız. Bizim dönemde öğretmen sayısı 2.5 misli yapıldı. Doğu'ya ve Güneydoğu'ya öğretmen gönderdikten bir müddet sonra öğretmenlerimiz oradan Batı'ya nakil yapmaya başladıklarında ülke içindeki denge sarsılıyor. Halbuki, ilk okul öğretmenlerimizin zor şartlarda nasıl görev yaptıklarını biliriz. Şimdi tam bu dönemde Doğu ve Güneydoğu'daki köylerimizde öğretmen şefkatini hisseden, eğer şefkatini gördüğünde terör odaklarının uzaklarına düşmeyecek olan pırıl pırıl bir nesil var. Bütün öğretmenlerimizden bir ricam, oralara tayin edildiklerinde bunu bir yük gibi değil, tarihin bu aşamasında üstlendikleri ulvi bir görev olarak değerlendirmeliler. Her mesleğe girenin o mesleğin zorluklarına katlanması lazım. Mesleğe girdikten sonra en iyi şartlarda o mesleği icra etmek, çileli yollardan geçerek o mesleğin hakkını vermek önem taşır" dedi.
"288 SAYFALIK BİR HÜKÜMET PROGRAMI"
AK Parti'nin 1 Kasım seçim bildirgesinin bir hükümet programı olduğunun altını çizen Davutoğlu, "2 Kasım'da hükümet kurma görevi aldığımızda hükümet programı haline dönüşecek olan beyanname. Bizim diğerlerinden farkımız bu. Onlarınki sadece beyanname. Biz bunu yazarken, beyannamenin hükümet programı olacağını düşünerek yazıyoruz. 288 sayfalık bir hükümet programı. Eğer bunun içinden söz verdiğimiz hususları yerine getirmezsek halk bizden 2019'da hesap sorar, hakkıdır. Bu bir siyasi pozisyon belgesi değil, bir hükümet programı" diye konuştu.