EĞİTİM
Öğretmen Adayları Dikkat!
Dershane tasarısı olarak başlayan ancak dershaneleri dönüştüren yasa olmaktan çıkarak Milli Eğitimde tepeden tırnağa çok önemli değişiklikleri içeren torba yasa 14 Mart 2014 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu yasa ile Bakanlık merkez teşkilatında, taşrada, illerde, ilçelerde, okullarda yönetim kademelerinde önemli değişikliklerin önü açıldı. Tüm kamuoyu yapılan değişikliklere odaklanmışken ben torbadan çıkan ancak yeteri kadar gündeme alınmayan bir husustan söz etmek istiyorum. Milli Eğitim Bakanlığı ülkemizin en büyük bakanlığı, milletimizin ve devletimizin ilelebet var olması için kuşaklar arası kültürü aktaran çok önemli bir kurumudur. Bakanlığımızın en önemli unsuru insan kaynağı öğretmenlerdir. Bütün yazılarımızda özellikle vurguladığımız nitelikli öğretmen sayılarının artırmak bakanlığımızın en önemli görevi olmalıdır.
Öğretmen olmak yalnızca bir mesleğin icrasından çok bir idealin gerçekleşeceği çok önemli bir fedakârlık mesleğidir. Günümüzde icrası giderek zorlaşan bu kutsal mesleğin hakkını verebilmek oldukça zordur. Toplumsal çözülmelerin kendini en fazla hissettirdiği yerler olan okullarda eskiye nazaran etki alanı daralan eğitimcilerden kişisel beklentilerin artması sonucu mesleğin stresi artmıştır. Mesleğin içindeki öğretmenler yüzlerce sorunla mücadele ederken mesleğe başlayabilmek için de dışarıda amansız rekabet devam ediyor. Sistematik olarak yılların birikimi ile eğitim fakültelerinden mezun olan ve ümidini kaybetmek istemeyen yüzbinler yapılan değişiklikle yeni bir sınavla daha karşı karşıya geliyorlar.2014 Ağustos ayında yapılacak atamalarda göreve aday olarak başlayacak öğretmenler 2015 Ağustosunda aşağıda söz edilen değişiklikle asalete kavuşabilmek için sınavları başarıyla geçmek zorunda kalacaklardır. Yapılan kanun değişikliği ile Aday öğretmenlikten asli memurluğa geçişi aşağıdaki şekilde değişmiştir.
“Aday öğretmenliğe atanabilmek için; 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde sayılan şartlara ek olarak, yönetmelikle belirlenen yükseköğretim kurumlarından mezun olma ve Bakanlıkça ve Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılacak sınavlarda başarılı olma şartları aranır.
Aday öğretmenler, en az bir yıl fiilen çalışmak ve performans değerlendirmesine göre başarılı olmak şartlarını sağlamak kaydıyla, yapılacak yazılı ve sözlü sınava girmeye hak kazanırlar. Uygulanacak olan sözlü sınavda aday öğretmenler;
a) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade kabiliyeti ve muhakeme gücü,
b) İletişim becerileri, öz güveni ve ikna kabiliyeti,
c) Bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı,
d) Topluluk önünde temsil yeteneği ve eğitimcilik nitelikleri,yönlerinden Bakanlıkça oluşturulacak komisyon tarafından değerlendirilir.
Sınavda başarılı olanlar öğretmen olarak atanır. Sınavda başarılı olamayan aday öğretmenler il içinde veya dışında başka bir okulda görevlendirilerek bir yılın sonunda altıncı fıkrada belirtilen değerlendirmeye tekrar tabi tutulurlar.
Aday öğretmenlik süresi sonunda sınava girmeye hak kazanamayanlar ile üst üste iki defa sınavda başarılı olamayanlar aday öğretmen unvanını kaybeder ve memuriyetle ilişiği kesilir.
Ancak aday öğretmenliğe başlamadan önce 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre aday memurluğu kaldırılarak asli memurluğa atanmış olanlar hakkında sekizinci fıkra hükümleri uygulanmaz. Bu kişiler Bakanlıkta kazanılmış hak aylık derecelerine uygun memur kadrolarına atanırlar.
Sınav komisyonu üyeleri; Bakanlık personeli, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personel ile öğretim elemanları arasından seçilir. Bakanlık gerekli gördüğünde illerde veya merkezde birden fazla komisyon oluşturabilir. Performans değerlendirmesinde dikkate alınacak meslekî ölçütler, sınav konuları, komisyon üyelerinin seçimi, görevleri, çalışma usul ve esasları ile sınava ilişkin diğer hususlar yönetmelikle düzenlenir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin olarak 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun aday memurluk ile ilgili hükümleri saklıdır.”
Böyle bir değişim yerine öğretmen liselerinden, eğitim fakültelerine, çalışma koşullarından, mesleki itibarın artırılmasına kadar yapılacak düzenlemelerin daha anlamlı olacağını düşünüyorum. Siz ne dersiniz?
İlhami Fındık