GÜNDEM
ODTÜde Akademik Rezalet
ODTÜ Felsefe Topluluğu ve Düşünbil Dergisinin ortak hazırladığı ODTÜ 1. Teoloji Sempozyumu tam anlamıyla bir akademik rezaletle sonuçlandı. Facebookda 120 binin üzerinde takipçisi bulunan Bilim ve Felsefe Kulübü tarafından, sempozyumu düzenleyenlere ağır eleştiriler getirildi.
İşte o eleştiriler:
15-16-17 Şubat tarihlerinde Ankara ODTÜde düzenlenen 1. Teoloji Sempozyumuna katıldık. Öncelikle şunu belirtelim ki Bilim ve Felsefe Kulübü kurucu ve yöneticileri içinde ulusal ve uluslar arası kongrelere ve sempozyumlara katılmış sunumlar yapmış hatta kendi üniversitelerinde çeşitli ulusal ve uluslar arası kongrelere ev sahipliği yapmış deneyimli kişiler bulunmaktadır. Yani bizler bir kongrenin veya sempozyumun nasıl hazırlandığını gayet iyi bilen insanlarız. ODTÜ öğrencileri sempozyumlarında her şeyi protesto ettikleri gibi bizler de burada onların bazı tavırlarını ve yanlışlarını protesto etme hakkını kendimizde görüyoruz.
ODTÜ FELSEFE TOPLULUĞU 10 BİN TLYİ NE YAPTI?
Sempozyuma ülkenin çeşitli yerlerinden birçok akademisyen, yazar, düşünür ve konuyla ilgilenen kişiler katıldı. Herkes sempozyumun belirli kurallar çerçevesinde geçeceğini sanıyordu. Şimdi ODTÜ de neler yapıldı bir de ona bakalım. Kişi başı paralar toplandı. Yaklaşık 350-400 kadar katılımcının olduğu sempozyumda katılımcılara sadece yaka kartı dağıtıldı. Bırakın bildiri kitapçığını basit bir çay kahve ikramı dahi yapılmadı, çay ve kahve ticareti yapıldı. Peki sormak istiyoruz ODTÜ felsefe topluluğuna; yaklaşık 10 bin TL parayla siz ne yaptınız? Sonradan anlaşıldı ki gönderilen bildiriler için hiçbir profesyonel hakem kurulu da oluşturulmamış ve bu arkadaşlar kendileri profesörlerin sunumlarının olduğu bildirilere hakemlik etmişler!
İLAHİYATÇI HOCALAR KABUL EDİLMEMİŞ
Adı Teoloji Sempozyumu yani Tanrı Bilimi... Çeşitli görüşler deniyor ancak tek görüş katılıyor. İlahiyatçı hocaların bize aktardığı şey şu ki kendi başvuruları değerlendirmeye alınmıyor, reddediliyor. Tüm sunumlar tek bir görüşe ait oluyor. Ve ODTÜ öğrencileri sürekli demokrasiden bahsediyor. Yabancı konuklara burada biz konuşuruz burası ODTÜ deniyor. Topluluğu yöneten kişi zaman zaman profesörleri azarlıyor ve söz hakkı vermiyor. Sunumların ardından soru sormak isteyen akademisyenlerin yerine salondaki bazı genç katılımcılara söz veriliyor ve bu katılımcılar soru soracakları yerde nutuk çekiyor. PKK yandaşları, Atatürk düşmanları içeride cirit atıyor..
SEMPOZYUM BİTMİŞTİR HERKES DAĞILSIN
Yönetici soru sormak isteyen bir profesöre söz hakkı vermeyerek çay arası zamanı diyor. Akademisyenler biz buraya fikir alışverişi için geldik çay arası için değil dediğindeyse 23-25 yaşlarındaki yönetici genç, peki madem öyle çay aranızı kısaltıyorum hadi bakalım diyerek salonu cezalandırıyor. Daha sonra felsefe topluluğu sempozyumun hazırlayıcı ortağı olan düşünbil dergisini protesto ediyor sempozyumdan çıkardığını ilan ediyor. Ardından Sevan Nişanyan konuşmasında küfür etmesine rağmen (feminist gurubun ODTÜye giremezsin sözüne karşılık herkesin içinde mikrofonla iki kez ----s
ke s..ke girerim--- diyor) bu sorun olmuyor da konuşması sosyalist düşünceye uymadığı için ODTÜ felsefe topluluğu yöneticisi ben sosyalistim bu durumda bu sempozyum devam edemez, Nişanyan konuşamaz diyerek kendi hazırladıkları sempozyumu protesto ediyor ve sempozyumu kapatıyor. Konuklar şaşkınlık içinde kalakalıyor. Herkes son oturumdaki Sevan Nişanyan - Edip Yüksel tartışmasını beklerken yönetici onca akademisyenin ve konuğun bulunduğu salona Sempozyum bitmiştir herkes dağılsın diyor.
BİRBİRLERİNE GİRMİŞLER
Bu sefer konuklar isyan ediyor. Ödedikleri parayı bile geri almak isteyenler çıkıyor. Aynı zamanda sempozyumu Homofobik karşıtı grup ve feminist grup sabote ediyor. Sevan Nişanyan konuşamıyor araştırmacı yazar Edip Yüksel bu şartlarda bir daha ODTÜde böyle bir etkinliğe katılmayacağını söylüyor. Yani ODTÜ felsefe topluluğu denen grup yola çıktığı kişiler de dahil herkese karşı tavır alıyor hatta olaylar büyüyünce topluluk kendi arasında tartışmaya başlıyor.
NASIL YETİŞTİRDİNİZ BU ÇOCUKLARI?
Şimdi ODTÜlü kişileri tenzih ederek eleştirimizi sadece bu sempozyumu hazırlayanlara yönelttiğimizi belirtmek istiyoruz ve diyoruz ki siz nasıl insanlarsınız? Anlıyoruz ki bu tavırlarının tek nedeni kendilerine olan güvenlerinin tek nedeni ODTÜ kampüsüymüş. Aldıkları eğitim değil. Meğerse felsefenin f sinden haberleri yokmuş. Nerede etik nerede düşünceye saygı nerede konukseverlik. Kendilerine bile saygısı olmayan bu kişiler nasıl bu sempozyumu düzenledi ve akademisyenler nasıl bu oltayı yuttu. ODTÜlü saygıdeğer felsefe hocalarına sormak istiyoruz bu nasıl iştir hocam? Nasıl yetiştirdiniz bu çocukları? Bunlar mı değiştirecek bu ülkeyi? Yüksek medeniyet ve düşünce seviyesine bu kişilerle mi ulaşacağız? Hem de felsefe adı altında.
Habervaktim