EĞİTİM
Muammer Yıldız'dan velileri rahatlatan açıklama
Milli Eğitim Bakanlığı'nın Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında ilköğretim ve ortaokullar bağımsız olarak düzenleniyor. İstanbul'daki okulların büyük bölümündetam gün eğitime geçilirken, uygulamanın henüz yürürlüğe girmediği okullar da var. Bu kapsamda İlçe milli Eğitim müdürlüklerinde geceli gündüzlü çalışmalar yapılıyor.
Yöneticiler, sistemin sıkıntısız bir şekilde çözümü için vaziyeti tüm detaylarıyla ele alırken, bazı noktalarda velilerin tedirginliği ön plana çıkıyor. İlgili kanunun 3. maddesinde, "Fiziki şartlarınuygun olduğu durumlarda ilkokul, ortaokul ve lisenin bağımsız olarak düzenlenmesine öncelik verilecektir. Okulların fiziki ortamları, öğrencilerin gelişim özellikleri dikkate alınarak düzenlenecektir. Aynı bina içerisinde ilkokul ile ortaokul veya ortaokul ile lisenin birlikte bulunması durumunda, okul giriş çıkış kapıları ile bahçe gibi ortak kullanım alanlarınınöğrencilerin yaş seviyeleri dikkate alınarak imkanlar dahilinde düzenlenmesi sağlanacaktır" ifadelerine yer veriliyor.
Tam güne geçemeyen okullar için gerekli çalışmalarını tamamlayan ilçe milli eğitim müdürlükleri, evraklarını il milli eğitim müdürlüklerine gönderdi. Nihai kararların kesinleşmesiyle birlikte, uygulamanın yürürlüğe giremediği okullar da artık ilkokul, ortaokul ve lise şeklinde bağımsız düzenlenecek. Fakat tam güne sorunsuz bir biçimde geçebilecek olan bazı okullarda kademeli olarak bu geçişin yapılacak olması özellikle eğitim hayatına yeni başlayan miniklerin velilerini tedirgin ediyor.
"KANUN NE DİYORSA O OLSUN KADEMESİZ GEÇİŞ EN İYİSİ"
Uygulamaya yeni geçecek olan Beylikdüzü Mehmet Gesoğlu İlköğretim Okulu velileri, bakanlığınuygun gördüğü şekilde tam gün eğitime geçemediklerini öne sürerek, haksızlığa maruz kaldıklarını iddia ettiler. Okul velilerinden Nihal Seçkin, "İkili eğitim 4+4+4 eğitim sisteminibaltalamaktır. Eğitim sisteminin amacına terstir. Amacına uygun değildir. Sistemin hedefinde kesinlikle ikili eğitim yoktur. İstanbul'daki bir çok okul tam güne geçebildi. Durum böyleyken biz neden tam güne geçemiyoruz. Kademeli eğitimi kesinlikle istemiyoruz. Bizim, bu amacın gerekliliğinin yerine getirilmesinden başka bir talebimiz yok. Bakanlığın ön görüsüne göre düşünecek olursak bu sisteme geçişte biz geç bile kaldık. Neden ertelenmek isteniyor. Bizim hiçbir ayrıcalık talebimiz yok. Sadece kanunun uygun gördüğü şekliyle uygulama yapılmasını istiyoruz" dedi.
Bakanlığın ön gördüğü şekilde hareket edilmesi durumunda bir sıkıntı olmayacağını savunan Seçkin, "Bizim okulumuz ilkokul, diğer okul ortaokul olursa kimse haksızlığa uğramamış olacak. Uygun olanın dışına çıkılması yönünde tedirginliğimiz var. Eğer öyle bir durum olursa bizim çocuklarımız ya tam güne geçemeyecek, ya da ortaokul öğrencileriyle birlikte tam güne geçiş yapılacak. Uygun olanı varken neden ortalık bulandırılıyor. Bize neden bir yıl daha sabredin diyorlar. Haksızlığa uğruyoruz" diye konuştu. Seçkin, "Bir takım kişilerin itirazıyla verilen dilekçelerle bin 100 çocuğumuz mağdur edilmek istenilmektedir. Bu eğitim sisteminde 6 ile 14 yaşındaki çocukların birlikte eğitim görmelerinin pedagojik açıdan uygun olmadığı söylenilmişti. Benim birinci sınıfta okuyan çocuğum 14 yaşındaki çocukla aynı tuvalete giderken, aynı koridorlarda yürüyüp düşerken, kantinde ezilirken, bana bunun hesabını kim verecek" ifadelerini kullandı.
"EN KÜÇÜKLE EN BÜYÜK NASIL BİR ARADA OLUR?"
Velilerden Öznur Saral Özbek, "Kademeli eğitim olması, birinci sınıf öğrencisi ile orta okul öğrencisinin aynı anda tenefüse çıkması demek. Bu, aynı tuvaletlerin kullanılması anlamına da geliyor. Artık 66 aylık çocuklar da okula gidiyor. Küçük yaştaki çocukların bu durumda mağdur olması söz konusu. Okulumuzun kapasitesi bunu kaldırmaz. Şube sayısı fazla gibi görünse de okulumuz bu yoğunluğu kaldıramaz. Küçük bir bahçemiz var. Yüzlerce öğrencinin aynı anda giriş çıkış yaptığını düşünün. Bu öğrencilerin düzenini sağlamak nasıl mümkün olacak. İlkokul ve tam gün olmamıza bir engel yok. Neden engel var gibi gösteriliyor. Bize hak veren yöneticiler neden kararlarını değiştiriyor. Bazı veliler, kendi okullarının daha iyi imkanlara sahip olduğunu belirterek, okul beğenmiyorlar. Bu ne kadar doğru. Bu uygulamaya tabi tutulacak olan bütün okullar sonuçta Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı. Hepsi bir birine denk" açıklamasında bulundu.
"UYGUN OLMAYAN PLANLAMA MUTLAKA İNCELENSİN"
Okul velilerinden Özlem Argalı da, haksızlığa maruz kaldıklarını öne sürdü. Argalı, "Mehmet Gesoğlu İlköğretim Okulu ile Koç İlköğretim Okulu'na ilişkin düzenlemeye dikkat çekmek istiyoruz. Lütfen incelensin. Yüzlerce öğrencinin mağduriyeti söz konusu. Bizim okulumuzun durumu, ilkokul olmaya müsait. Bunu herkes biliyor fakat neden bir türlü uygun karar verilmiyor. Bu lütfen araştırılsın. Sayın Bakanımıza sesleniyorum. Sayın Bakanımız lütfen sesimizi duyun. Ortada bir haksızlık olduğunu düşünüyoruz. Tepkiliyiz fakat Sayın İl Milli Eğitim Müdürümüz'ün şeffaf bir çalışma neticesinde hakkımız olanı uygun göreceğine inanıyoruz. Torpil veya özel muamele kesinlikle istemiyoruz. Karar muhtemelen önümüzdeki hafta çıkacak. Hepimiz merakla bu kararı bekliyoruz. Çünkü bizler, çocuklarımız için en iyisini istiyoruz. Sadece bizim çocuklarımızın değil, başka çocuklar da bu şekilde mağdur edilmesin lütfen" ifadelerini kullandı.
MUAMMER YILDIZ'DAN VELİLERİ RAHATLATAN AÇIKLAMA
Konuya ilişkin telefonla bilgi veren İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız ise, okullara ilişkin bu uygulamada herhangi bir torpil veya ayrıcalığın söz konusu olmadığını söyledi. Yıldız, "Okullarımıza ilişkin ilçelerden gelen bilgi komisyonda değerlendiriliyor. Uygulama tamamiyle bakanlığın ön gördüğü şekilde yapılıyor. Söz konusu tüm okullar, ayırım ve ayrıcalık gözetmeksizin bu sürece hazırlanmaktadır" dedi.
Bu durumun hatır işi olamayacağının da altını çizen Yıldız, "Bu yöndeki çalışmalar gayet şeffaf bir şekilde yürütülmekte. Bundan kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.
Konuyla ilgili mücadeleyi bırakmayacaklarını söyleyen minik öğrencilerin anne-babaları haksız bir karar çıkması halinde milli eğitim önünde seslerini duyurmaya hazırlanıyor.