EĞİTİM
Milli Eğitim Bakanını bekleyen sorunlar neler?
Yani bu manzarada atacağı, küçük adımlar dahi manzarayı güzelleştirmeye yetebilecektir. En önemli sorun güven sorunu, değer sorunudur. Örneğin öğretmenler, yöneticiler, bürokratlar (eski) kırgın, dargın ümitsiz ve karamsardırlar. Bunu ortadan kaldırmak mümkündür.
İletişimci bir hocaya iletişim dersi verecek değiliz fakat var olanı aktarmamız kendisine yardımcı olur. Bu da eğitime katma değer olarak döner.
Eğer; Öğretmenin 15 saat derse girip sonra da yan gelip yattığını,
Eğer; Öğretmenin yılda 3 ay tatil yapıp çok kazandığını,
Eğer; Eşine kavuşmak isteyenin talebinin haksız olduğunu,
Eğer; Atama bekleyen öğretmenin ekmek, görev kavgası yerine siyasal yada, sendikal kavga verdiğini,
Eğer; Kuralın yazılı mevzuat değil de ağzınızdan çıkan olduğunu,
Eğer; En iyi bürokratlara sahip olduğunuzu,
Eğer; Kitapta yazanın uygulama ile her zaman örtüşeceğini,
Eğer; Okulların tüm ihtiyaçlarının bakanlıkça karşılandığını,
Eğer; Okulların sorunsuz olduğunu,
Eğer; Okul yöneticilerinin paragöz olduklarını ihtiyaç olmadığı halde Aile birliklerini çalıştırdıklarını,
Eğer; Alan değiştiren öğretmenin mutlu olduğunu,
Eğer; En iyi yöneticinin torpille, mülakatla atanabileceğini,
Eğer; Hiçbir sorun yokken sorunu sendikaların çıkardığını,
Düşünüyorsanız emin olun ki bu eğerlerin hiçbiri katmaz size ya da eğitime değer O zaman bugünden kaybetmişsiniz demektir.
Öyle düşünüp öğretmenine, yöneticisine, kapılarını kapatanların,
eşten ayrı kalmanın ne olduğunu idrak edemeyenlerin
mezun olduğu halde atanamamanın baba eline bakmanın ne demek olduğunu düşünemeyenlerin,
Her eleştiriyi provokasyon olarak görüp böyle değerlendirenlerin durumları ortadadır.
Sayın bakan brifing alırken bürokratlarınıza sorunuz (mutlaka soracaksınızdır ama) her bürokrat kendi alanında acil bekleyen ve tepki çeken birkaç konu hakkında bilgi versin Aciliyeti de bir ay içinde çözmezsek sorun doğuracak konular olarak belirtin Bakalım neler çıkacak:
Biz bazı genel müdürlük ve başkanlıklara buradan gördüğümüz şekliyle yardımcı olalım;
İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü
- Öğrenim özrü dahil, Özür durumu ataması (ki Sayın DİNÇERi en çok sarsan konu diye düşünüyorum.)
- Şubat ataması (ki olması gerekir fakat başbakanın açıklamasından sonra ne olur bilmem? )
- Taşra ve Eğitim Kurumu yöneticilerinin atamaları (mevzuat+atama)
Talim ve Terbiye Kurulu
- Haftalık ders çizelgeleri,
- Müfredat düzenlemeleri
- Haftalık ders saatinin arttırılmasının doğurduğu sonuçlar
Ortaöğretim ve Mesleki Teknik Eğitim Genel Müdürlükleri
- Okul dönüşümleri,
- Ortaöğretimde yeniden yapılanma (eğer sayın DİNÇERin bıraktığı yerden devam edilecekse,edilmeyecekse de açıklanmalı)
- Ortaöğretim Kurumları yönetmeliği (Sınıf geçme, ödül, disiplin dahil )
- 2013-2014 için yeni derslik ihtiyacı
Temel Eğitim Genel Müdürlüğü
- İlkokul -Ortaokul dönüşümlerinin tamamlanması,
- 2013-2014 için yeni derslik ihtiyacı
Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü
- Sıra dahil okul malzemesi taleplerinin karşılanamaması,
Basın ve Halkla İlişkiler
- Sendikal tepkiler
- Öğretmen ve Yönetici tepkileri,
- Alo 147
Peki bize sorsalar ne deriz.
Çok acil olarak yukarıdaki hususların yanı sıra;
- Bakanlıkta iş bilen muhatap bulamama, basit bir soru yada sorunda dahi telefondan telefona aktarmalar, sonuçta sıfır+sıfır elde var sıfır
- Hiçbir inisiyatif kullanamayan, bir icraat için bakanın ağzından çıkacak olanı bekleyen çoğu zaman da söylenen ile uygulananın tutmadığı bürokrat yapısından uzaklaşılması,
- Eğitimcilerin güveninin kazanılması
- Sahip çıkılması
- İtibarsızlaştırmaya yönelik sözlerden ve icraatlardan kaçınılması,
Hem öğretmen çok değerlidir, çok seviyoruz, onlar olmadan olmaz diyip sonra da vedalaşmada dahi;
İl teşkilatlarındaki yöneticilerimize ve tüm öğretmenlerimize teşekkür ediyorum .
Eğer çocukların daha iyi eğitim alması için gerekirse öğretmenler üzerinde, gerekirse yöneticilerüzerinde fedakarlıklar yapmak gerekiyorsa, o fedakarlıkları çekinmeden yapmak için çaba sarf ettik.
Gibi çelişkili cümleler sarf edilmemesi
Saygılarımla
Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi
kaynak: www.memurlar.net