EĞİTİM
Milli Eğitim Bakanı mı? Kurs Müdürü mü?
Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI göreve geldiği günden bu yana kamuoyunca dikkatle takip edilen bir Bakan. Bu çok doğal, çünkü; Milli Eğitim Bakanlığı, 850 bin civarında eğitim çalışanın görev yaptığı, Örgün eğitimde 62 bin civarında okul bu okullarda 17.5 milyon öğrencinin öğrenim gördüğü bir Bakanlık. Türkiye de standart aileler 4 kişi hesap edildiğine göre, neredeyse Türk toplumunun tamamına yakınına direk ya da dolaylı etki eden bir Bakanlık.
Son günlerde, sendikalar başta olmak üzere,ziyaret ettiğimiz kurumlarda da sık sık şahit olduğumuz konuşma, Milli Eğitim Bakanı Sn.Nabi AVCI' nın da, Milli Eğitim Bakanlığının iş ve işleyişinden bihaber,oraya temsilen oturtulmuş bir Bakan profili çizdiği şeklinde.Ziyaretine gidenlere,kendilerini iyi hissedeceği şeyler söyleyip yolcu ediyor. Burada,iletişim uzmanı olması avantajını iyi kullanıyor diyorlar.
Ben de Sayın Bakanımızı, milli eğitim camiasında çok sık göremediğimiz kurs müdürlerine benzetiyorum. Bilindiği gibi, özellikle Özel Anaokullarında ve Motorlu Taşıtlar Sürücü Kurslarında, Kurs Müdürlüğü kanuni zorunluluktur. Öğretmen emeklisi bir kurs müdürü atanır.(faal çalıştığı dönemde,yöneticilik yapıp yapmadığının bir önemi yoktur) Genel de bu müdürlerimizin adı var,kendileri ortalıkta yoktur.Onun için de çok sık görme imkanımız olmaz.Sayın Bakanımız da, kurs müdürleri gibi kanuni zorunluluk dolayısıyla o göreve getirilmiş,tonton,orada otursun,pek öyle işe güce karışmasın,işleri yürütüyor görüntüsü çizsin yeter
gibi bir profil ortaya koyuyor.
Devasa sorunlar la boğuşan Milli Eğitim Bakanlığı ve Milli Eğitim Camiası böyle bir yönetim anlayışıyla ne kadar idare edilebilir, hep beraber göreceğiz.
Enver DEMİR
Türk Eğitim-Sen İstanbul
9 Nolu Şube Başkanı