EĞİTİM
MEB’in HAYMATLOSLARI
GAZETEKAMU / ÖZEL HABER
Ak Parti’nin iktidara geldiği gün valizini toplayan ve ne zaman beni görevden alırlar diyen bürokratlar geçmişi saymazsak iktidar zamanında 12. yılına bastı. Kendileri bile bu kadar uzun süre görevde kalacaklarına inanamamışlardı. Her iktidar döneminde “hükümet kurulsa da bizim de partimiz belli olsa” diyen bu bürokratlar, en uzun soluklu yolculuğu şu anki hükümet zamanında yaptılar. Diledikleri gibi keyif çattılar. Eğitime ve okula ne kattıkları konusuna girmeye gerek yok sanırım.
“Bu adamın genel müdürlük yaptığı yerde ben müsteşarlık yaparım. Bu adamın İl müdürlüğü yaptığı yerde ben genel müdürlük yaparım. Bu adamın ilçe müdürlüğü yaptığı yerde ben il müdürlüğü yaparım. Bu sözlerimde samimiyim. Şaka yapmıyorum her türlü bahse girerim” cümlelerini duymayanımız yoktur sanırım. Öğretmene ilk görüşte bu özgüveni kazandıran bürokratların çokluğu ile bilinen Milli Eğitim Bakanlığı, hükümetin 12. yılında bürokratik açıdan mevcut durumunu gözden geçirmeye karar verdi.
Bir iktidar kendi sancısını yaşayan bürokratları yakaladığında mesafe alır. Eğer bunu başaramazsa başkasının bürokratlarının ayak oyunları karşısındaki aczi yetini sloganlaştırarak bürokratik oligarşiyi ya da bürokratik barikatı bahane ederek şikayetlenir durur.
Ne başkasına ait bürokratlar ne de hiç bir yere ait olmayan ya da her yere ait olan haymatloslarla mesafe alınamayacağını anlamak için 12 yıl geçirmeye gerek yoktu. Gezi olaylarında ve benzeri kalkışmalarda okulları politize eden öğretmenlere çanak tutan müdürler ve onlara; “görmedim-duymadım-bilmiyorum” tavrı içerisinde olan üst yöneticiler; bu hallerini CHP, MHP ya da her hangi bir partinin iktidarı zamanında sergileyebilirler miydi? Bu soruya ‘evet sergileyebilirlerdi’ diye cevap verebilen varsa peşinen devamında ne olacağını da söylemelidirler.
Milli Eğitim Bakanlığı ilk yapacağı şeyi 12 yıl sonra yapmak zorunda kaldı anlaşılan. Zorunda kaldı diyorum çünkü bir arpa boyu yol alınamayan ya da eğitim açısından rutini tekrar eden o kadar yerleşim birimi var ki. Haymatloslar ya da “Bu seçimde geliyoruz gardaş” diyenler sadece Hindistan’daki gibi yola yattılar. Mevcut mevzuatları kutsallaştıran ve akşam sabah mevzuat okuyanlar, ne halkı, ne okulu, ne öğrenciyi ne de öğretmeni okuyabildiler.
Milli Eğitim Bakanlığı’nda okul müdürleri rotasyonu sonrası konuşulan “ Adam hiçbir şey yapmamış, biz de dışardan bakınca bu adamların da işi hakikaten zor diye düşünüyorduk. Bunlar kıymeti kendinden makul kişiler. Ne yapılıyorsa sınıflarda öğretmenlerce yapılıyor. Gördüğüm tabloyu anlatsam hayret edersin!” tarzı cümleler duyulmaya başlandı. Bu günlerde kendini vazgeçilmez sanan birçok bürokrattan vazgeçiliyor.
Nereye gideceğini bilmeyen gemiye hiçbir rüzgârın yardım edemeyeceği anlaşılmış olacak ki; Milli Eğitim’de haymatloslar dönemi kapanıyor.
Cem Altınyayla
Özel Eğitim Danışmanı