EĞİTİM
MEB’de Mutfakta Biri mi Var?
GAZETEKAMU / ÖZEL HABER
Uzun zamandır Milli Eğitim Bakanlığında teftiş sisteminin nasıl yapılandırılacağı tartışılıyor. Neden yapılandırılması ve niçin yapılandırılmasından ziyade il eğitim denetmenleri ile bakanlık denetçileri arası var olduğu sayılan kayıkçı kavgası ön plana çıkarılıyor. İster birleştirilsin isterse birleştirilmesin, Bakanlıkta teftişin birleştirilmesinin hiç bir sorunu çözmeyeceği hususlar var. Nasıl mı? Müsaadenizle nasıl olduğuna ışık tutayım.
Milli Eğitim, Hüseyin Çelik’ten sonraki süreçte kısa sürede 3 Bakan değişikliği yaşadı. Üç Bakanla birlikte 3’te müsteşar gördü. Bakanlığı tanımadan, ne olup bittiğine bile vakıf olunamadan ayrılan bakanlar; bakanlıktaki kilit yapıya her zaman altın tepside fırsatlar sundu. Bunun da farkında bile olmadılar. Milli Eğitimi tanımayan Bakan ve Müsteşarlar kemik yapıya yaradı. Çok fazla hafızası değişen Bakanlıkta hiç değişmeyen kör noktalar bir başka ifadeyle ise kilit noktalar var. İddialı olacak ama Bakanlık kendi teftiş sisteminden habersiz bir bakanlıktır. Ayakta uyutulan Bakanlık hangisi deseler kesinlikle cevap hazırdır.
Ben size bakanlık hakkında hiç kimsenin sormadığı üç konuda soru soracağım. Çünkü cevabını merak ediyorum.
Birincisi: Çalışanlar huzurunda Başbakan’a hakaret eden Bakanlık denetçisi hakkında, kimler ne riskler alarak neler yaptılar. Bakan ve müsteşar bu dosyadan haberdarlar mı? Haberdarlarsa eğer, karşılarında duran sonuç kendilerini tatmin etti mi? Vicdanları rahat mı?
İkincisi: Öğretmenlerin, merkezi okula tayin istemek ve atanabilmek için yıllarca beklediği bir ortamda yanındaki yöneticinin eşini bin bir fırıldakla merkezi okula aktaran ve hakkında yapılan şikâyetle soruşturma açılan il müdürünün, suç sübut bulduğu halde görevden alınmaması için sorumluluk makamındaki hangi yöneticiler hangi riskleri aldılar ve ipten adam çektiler? Bunu hangi aidiyet duyguları için yaptılar ve gözlerini kararttılar. İpten alınan adam hangi yöntemlerle ve kimler aracılığı ile kendisini soruşturan Bakanlık müfettişinden acısını çıkartıyor ve Bakanlıktaki abileri aracılığı ile had bildirip, burnunu sürtmek için soruşturmayı yapana soruşturma açıyor?
Üçüncüsü: Öğretmenlerin nefret ettiği ve hakkında çıkan haberler biriktirilse cilt olacak olan bir İl Müdürü hakkında görevden alınma teklifi yapıldığı halde nasıl oldu da sümenaltı edildi? İline selamet değil felaket getiren müdürü kim neden görevden almadı. Kim hangi rolü üstlendi. Hangi taassuplar kime ne gibi tasarruflar yaptırdı?
Sudan havadan bahanelerle milletin canına ot tıkandığı yerde özde ve sözde vatandaş muamelesi mi var? Neler oluyor beyler?
Sahi mutfakta biri mi var?
Cengiz AYDIN
Eğitim Yöneticisi