EĞİTİM
MEB yönetici atama yönetmeliği nasıl olmalı?
Okul yöneticiliğinin ilk kademesi olan, müdür yardımcılığı için öncelikle belli bir süre öğretmenlik yapılması şartı konulmalıdır. Eğitim yazarı Ekrem Aytar, MEB yönetici atama yönetmeliğinin düzenlenmesine ilişkin detayları kaleme aldı.
02 Nisan 2014, Çarşamba
30 Mart Mahalli İdareler Yerel Seçimleri sonuçlandı. Kazanan tüm adayları tebrik ediyor, hayırlı görevler yapmalarını diliyoruz. En büyük tebriği de son yılların en fazla katılımı ile sandığa giden seçmene, hür iradeleri ile oylarını kullanan halka yapmayı da ihmal etmiyoruz. Seçimlerin sonucuna piyasalar dövizin normalleşme sürecine girmesi, borsanın yükselme emareleri ile pozitif anlamda yüksek perdeden ses vererek değerlendirdi.
Seçim öncesinde meclisten geçen ve cumhurbaşkanı tarafından da onaylanan “Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” kapsamında nasıl bir uygulama yapılacağını merakla bekleyen okul müdürü ve müdür yardımcıları da taşların yerine oturmaya başladığını fark ediyor. Şu ana kadar MEB tarafından konu ile ilgili resmi bir açıklama yapılmadı. Sadece bundan sonra okul müdürü ve müdür yardımcılığının bir kadro olarak değil, dört yıllığına görevlendirme ile gerçekleştirileceği netlik kazanmış durumda. Bunun dışında performansa dayalı, sınava dayalı veya daha farklı görevlendirme yolu ile yapılacak atamaların nasıl yapılacağı yönündeki görüşler yorumdan ileriye giden bir konumda değildir.
Bizim de bu yazıda okul müdürü ve müdür yardımcılarının nasıl atanacağına dair yorumlarımız, süreç içerisinde atamaların nasıl yapılması gerektiğine dair hazırlanacağı söylenen yönetmeliğe olumlu katkı sağlamaktan öte bir amaç gütmemektedir. Şu ana kadar görüş alış verişinde bulunduğumuz okul müdürlerin ekseriyetinin görüşü, okul müdürlüğünün sınavla belirlenecek bir makam olmadığı yönündedir. Fakat bu görüşün hemen devamında yüksek sesle dillendirilen çekince; bu makamların belli kişilere, liyakate bakılmadan dağıtılacak bir yer olarak görülmesi ve bu minval üzere uygulama yapılmasıdır. Eğitim yöneticilerinin bu çekincesi de yerinde bir uyarıdır.
Bu noktadan yola çıkarsak; okul yöneticiliği için şöyle bir çerçeve çizmek çoğu eğitimci tarafından kabul görecek bir yöntem olacaktır. Okul yöneticiliğinin ilk kademesi olan, müdür yardımcılığı için öncelikle belli bir süre öğretmenlik yapılması şartı konulmalıdır. Bu süreyi dolduran öğretmenlerden, okul yöneticiliğinin birinci kademesi olan müdür yardımcılığına talip olan adaylar arasında bir yazılı sınav yapılmalıdır. Okul müdürleri, bu yazılı sınavı kazanan adaylardan öncelikle kendi okulunda görevli öğretmenler arasından bir seçim yapmalıdır. Kendi okulunda müdür yardımcılığı için aday yok ise devamında ilçe içerisinden ve silsile ile diğer yerlerden alınan taleplere göre okul müdürün önerdiği üç kişi arasından ilçe milli eğitim müdürü bir kişiyi müdür yardımcısı olarak atamalıdır.
İki yıl müdür yardımcılığı yapan öğretmen, müdür başyardımcılığı için yukarıdaki paragrafta anlattığımız yöntemlerle müdür tarafından teklif edilerek ataması yapılmalıdır.
Okul müdürlüğü için ise bir sınav olmamalıdır. Vali, ilçe milli eğitim müdürünün en az beş yıllık müdür yardımcılığı yapmış kişiler arasından teklif edeceği üç kişi arasından okul müdürlerini atamalıdır. Bu kişiler kurulan bir komisyon tarafından mülakata da alınmalıdır. Belki biraz uçuk bir teklif gibi görünebilir. Fakat okulda çalışan öğretmenlere de ilçe milli eğitim müdürünün seçtiği adaylardan hangisini okul müdürü olarak görmek istedikleri hakkında bir anket uygulanıp, anket sonuçları değerlendirmek üzere atamayı yapacak valiye veya mülakat komisyonuna sunulabilir.
İl ve ilçe milli eğitim müdürleri de en az beş yıl okul müdürlüğü yapmış kişiler arasından seçilmelidir. Çünkü eğitimin tüm kademelerini bilmeden gelen yöneticilerin, içerisinden gelmedikleri yapıda, uygulamadaki aksaklıkları teorik olarak bilmesi sorunların çözümünde sürecin uzamasına neden olmaktadır.
Bu atamalar yapıldıktan sonra eğitim yöneticileri için bir performans değerlendirme ölçeği belirlenmelidir. Okul yöneticilerinin performansı için öğrenci, veli, öğretmen, okulda çalışanı diğer görevlilerinin görüşleri mutlaka alınmalıdır. Okuldaki eğitim başarısı, okuldaki sosyal etkinlikler, sportif faaliyetler… kalem kalem belirlenerek performans değerlendirmesinde bir puanlama ölçeğinde yer almalıdır. Okul yöneticilerine belirlenen bu performans değerlendirme ölçeğine göre her yıl bir puan verilmelidir. Dört yılını tamamlayan okul yöneticisinin performans puanına göre okul yöneticiliğine devam veya tamam kararı verilmelidir.
İdarenin okul yöneticilerinden istedikleri bu performanslardan sonra okul yöneticilerine de bir takım insiyatifler tanınmalıdır. Çalışacağı müdür yardımcıları ve hatta öğretmenlerin belirlenmesinde okul müdürünün belli bir yetkisi olmalıdır. Öğretmenler için de belirlenen performans ölçeklerine göre okul müdürünün öğretmenle çalışmaya devam veya tamam gibi bir yetkisi de olmalıdır.
Ayrıca okul idarecilerinin yer değiştirme kriterlerinin de yönetmelikte belirlenmesi gerekmektedir. Performansı yüksek olan okul müdürlerine okullara verilen bölge numaralarına göre yer değiştirme isteklerinde öncelik tanınmalıdır.
Okul yöneticisi eğitimciler kara kara, “Bizim durumumuz ne olacak?” diye hayıflanacaklarına, tıkanmak üzere olan sisteme tecrübeleri ışığında çözüm önerileri sunmalı, yönetmeliğin en iyi şekilde çıkmasına katkıda bulunmalıdırlar. Bizim önerilerimize de görüşlerinizle yön verebilirsiniz. memurhaber. Ekrem Aytar