EĞİTİM
MEB, özür grubunda yeni açılan kurumları açmamış
Özür grubu da dahil tüm yer değiştirmelerin yaz döneminde yapılması prensibi bakan Ömer DİNÇER zamanında benimsendi ise de bu konuda ısrar etmesi ve Şubat’ta özür grubu ataması yapmamaktaki kararlılığı, koltuktan ayrılmasının gerekçelerinden biri olarak karşımıza çıkmıştı.
MEB bu günlerde SBS skandalı ile çalkalanırken özür grubunda da yeni açılan kurumların sisteme yansıtılmamasını emrettiği gündeme geldi.
Mail, Telefon, Twitter ve Facebook’tan ulaşan insanlara bakanlığın iyi niyetli olduğunu belirtip bunun göstergesi olarak Halk Eğitim Merkezlerinin dahi sisteme yansıtıldığını söylememize rağmen;
- yeni açılan kurumların sisteme yansıtılmaması,
- öğretmenlerin nokta atışı atamaları yerine kendilerinin de talep ettiği yakınlaştırma yönteminin uygulanması
gibi önerilerimizin dikkate alınmaması da niyetin; “yapmış olmak için mi yapılıyor?” Sorusunda mı gizli olduğu izlenimi vermektedir.
Yeni açılan kurumları bakanlık neden sisteme yansıtmaz?
Bunun sebebi uzun zamandır göremediğimiz mevzuata uyma sevdası olabilir mi(!) Hiç sanmıyoruz. Mevzuat ancak ve ancak işin kılıfı olabilir.
Şimdi yeni açılan kurumlara atama nasıl yapılır ona bakalım:
“Yeni açılan eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacının karşılanması
MADDE 42 – (1) Yer değiştirme döneminde eğitim ve öğretime yeni açılan eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacı yer değiştirme döneminde yapılacak atamalarla karşılanır.
(2) Yer değiştirme dönemi dışında eğitim ve öğretime açılan eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacı, il genelinde duyurulmak ve il içinde yer değiştirme şartlarını taşıyan öğretmenler ile bu Yönetmeliğin 41 inci maddesi kapsamındaki öğretmenlerin başvurularının alınması suretiyle hizmet puanı üstünlüğüne göre yapılacak öğretmenlerle karşılanır.”
Mevzuat yerinde. Buna sözümüz yok. Elbet ki il içinde yıllardır bu bölgede çalışmak isteyen öğretmenlerin atamasının yapılması doğru fakat özür grubu gibi önemli bir gerekçe ile yapılacak atamalarda okulları kapalı tutmak tek cümle ile skandaldır.
Evet skandal diyoruz çünkü bir yandan atama bekleyenler var diğer yandan ise mevzuata dayanarak özür grubunda açılmayan kurumlar.
Mevzuattaki doğruyu uygulamak bakanlığın elinde iken bugüne kadar tedbir almayan bakanlık skandalın büyüğüne imza atmaktadır.
Bakanlık kendi plansızlığının, programsızlığının, mevzuat tanımama yaklaşımının bedelini öğretmenlere ödetmektedir.
Plansızlık diyoruz çünkü MEB Eylül 2013′te Ocak-Şubat döneminde özür grubu ataması yapacağını açıklamıştır.
O zaman siz planlı giderek yeni açılan kurumlara atamanızı bugüne kadar yapmış olsaydınız onlardan boşalan kadrolara da özür grubunda atama yapabilirdiniz.
Özür grubu başladığından bugüne kadar her türlü öneriyi değerlendirdik. Her türlü katkıyı da sağlamaya çalıştık. Hatta ve hatta İl/ilçe emri isteyen öğretmenlerimize bunun politik ve popüler bir yaklaşım olacağını, il/ilçe emrine atanan arkadaşlara okul/ders bulunamadığını bu nedenle de devletin bir yandan ihtiyacı varken diğer taraftan atıl durumda kadrolar yarattığını belirttik.
Bir örnekle anlatacak olursak; Ankara’da bundan 4-5 yıl önce İl emrine atanan bir öğretmenin bugüne kadar kadrosu belirlenmemiş. Evet (üzerinden onlarca atama geçtiği halde) yıllardır bu şekilde bekleyen öğretmen(ler) var. Bunlar doğru yaklaşımlar değildir.
Fakat her türlü imkanın kullanılması, hesaplanması yöntemiyle özür grubu ataması yapılması gerekir. Kaldı ki Eylül’deki özür grubunda boşluk olmayan okullara da atama yapıldı. Gerekçesi de bu okullar sınıf açmak(öğretmeni norma dahil etmek) mümkün olan okullardı.
Bugün gelinen noktada yeni açılan kurumları açmayan MEB’in İl Emrine sıcak bakması gerekir. İl Emrine yapılacak atama sayısı herhangi bir nedenle boşalacak, yeni açılacak kadrolar ile yeni açılan kurumlardaki kadrolarla sınırlı olabilir.
Verilen sözün altında kalmamak adına bizden önermesi…
Maksut BALMUK (kaynak: maksutbalmuk.com)