Kariyer, liyakat hiçe sayılarak göreve getirilen bu ilçe müdürleri de ülke genelindeki okul müdürlerini kafalarına göre süzgeçten geçirerek görevden almışlardı.

Okul müdüründen sonra müdür yardımcılıklarına sıra gelince ilçe müdürleri devreye girmişler okul müdürünün çalışmak istediği kişiler için "sen onu tanımazsın ben sana yardımcı gönderirim" diyecek kadar ileri gidebilmişlerdi.

Bir ilçe müdürü de hiç utanmadan göreve geldiği günlerde ben istediğim okul müdürü ile çalışacağım, yaşlı müdür istemiyorum diyebilmiş, okul müdürlerini odasına dahi almamıştır.

Aynı müdür; son günlerde kendi tasarrufu dışında göreve gelen bir okul müdürü tanışmak ve okulla ilgili konuşmak için İlçe Milli Eğitim müdürünü ziyarete gittiğinde, sekretere şimdi yazı imzalıyorum başka zaman gelsin diyebiliyor. Okul müdürü de çekip gitmeyi değil istenmediği halde kapıyı çalıp içeri girmeyi tercih ediyor ve iki kelam edip çıkıyor.

Böyle müdürlerle mi yönetilecek İlçeler? Vay eğitimin haline.

Bunlar sadece küçük örnekler. Niceleri var aslında. İşte bu müdürlere asalet vermek için kolları sıvadı MEB.

Süreci hatırlayalım:

İlçe Müdürü atamaları için keyfiyeti getirmek, yani istenen kişileri atayabilmek için öncelikle "Kamu Kurum Ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme Ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik" te değişiklik yapılmış ve ilçe Müdürü atamaları görevde yükselme kapsamından çıkarılmıştı.

Sendikaların açtığı davalar sonucu Danıştay bu hükmü durdurmuştu. MEB geçen zamana rağmen Danıştay kararı doğrultusunda bir düzenleme yapmadı.

Aksine iki kez kanun değişikliği ile Danıştay'ı aşmak istedi fakat bunda da başarılı olamadı.

Sonuç itibariyle İlçe Müdürü atamaları için izlenecek yolu belirleyen bir yönetmelik hükmü yok.

Buna rağmen MEB ilçe müdürü atamaları gerçekleştirmeye başladı. 657 sayılı kanunun ucu açık 76.maddesine dayanarak yapılan atamalar iptale gebe. Son gelen bilgilere göre İstanbul'da 24 İlçe Müdürünün kararnamesi gelmiş bile.

Bakan sayın AVCI bir röportajda "Geçmişte kendisine TRT Genel Müdürlüğü teklif edildiğini kendisini yeterli görmediği için kabul etmediğini söylemişti."

Sayın bakan bu duyarlılığı taşımışsa geçen sürede ne değişti ki MEB'de kariyer, liyakat yerlerde sürünüyor? MEB'i bakan yerine başka güçler(mi) yönetiyor. Kadrolaşma nasıl tavan yapıyor? Üstelik kendisinin bakan olduğu bir dönemde...

MEB maalesef liyakati dip, torpili tavan yapmış olanlar için mücadele etmeye, onların koltuğunu sağlamlaştırma mücadelesine devam ediyor. Bunu da ülkenin geleceğine dinamit koyulduğunu bile bile yapıyor.

MEB adaleti hakim kılacağına, koltuğa yapışanlara asaleti verip maalesef ataleti hakim kılarak kime yaranacak? Siz düşünün?...

Maksut BALMUK

Öğretmen

www.memurlar.net