EĞİTİM
MEB, İl İçi Atamalar Sorunlarla Başladı
Tercihte bulunma süreci ile adeta başvuru yapacak öğretmenlerin mağdur edilmesi için büyük bir çaba gösterilmek istenmektedir. Nisan ayı içerisinde yapılan norm güncelleme işlemleri önümüzdeki yılın gereksinimleri doğrultusunda değil, bitmekte olan mevcut eğitim-öğretim sisteminin norm yapısı üzerinden yapılmıştır. Önümüzdeki yılın
Kuruluş amaçlarından birisi de personellerinin ihtiyaçlarını gidermek, iş ve işlemlerini kolaylaştırmak olan MEB, hantal bürokrasi ve Arap saçına dönen mevzuatı ile kendi personellerinin işlerini zorlaştırmakta, önlerine setler çekmekte, rahat etmemeleri için olmadık entrikalar çevirmektedir. Binlerce Öğretmen tercih edecek okul bulamamaktadır. Haziran ayında yapılacak norm güncellemeleri ile il dışından ya da özür grubundan atanacak olan öğretmenler lehine avantajlı bir durum oluştururken il içi atamalarında tayin isteyecek olan öğretmenler için dezavantaja dönüşmektedir. Bakanlığın yürüteceği politikalarda özellikle kendi personeli başta olmak üzere hiçbir mağduriyetin ve ayrımcılığın yaşanmaması için azami dikkat göstermesi gerekirken günü kurtaran, insani duyarlılıktan nasibini almamış bir yaklaşımla her şeyi oldubittiye getirmektedir.
İl içi atama takvimi işliyorken MEB'in bir an önce yaşanan sıkıntıyı dikkate alacak düzenlemeler yapması gerekmektedir. Tercihte bulunmaya çalışan ancak tercih edecek yer bulamayan pek çok öğretmen, eğitimdeki dönüşüm süreci nedeniyle bir ay içinde muhtemelen norm kadro fazlası durumuna düşecektir.
Atama takvimi öncesinde norm kadro güncellemesinin önümüzdeki eğitim-öğretim yılının gereklilikleri doğrultusunda yapılması gerekirdi. Sistem üzerinde atama talebinde bulunacak öğretmenler hem norm kadro açığı olan okulları hem de norm kadro açığı şu an bulunmayan ancak atama talebinde bulunanları bir şekilde gösterecek bir altyapıya kavuşturulması gerekirdi. Yani şu an norm kadro açığı olmayan ancak atama tercihinde bulunan öğretmenin gitmesi nedeniyle boşalma ihtimali yüksek olan pek çok yeri il içi atama da maalesef öğretmenlerimiz tercih etmek imkânından yoksun olacaklardır.
Bu açıdan MEB, insanları dikkate almayan, sorunlarını çözmeyi, kolaylaştırmayı gözetmeyen vurdumduymaz tavrını terk ederek çalışanlarının talep ve beklentileri doğrultusunda medeni bir yaklaşımla sorunları çözmeyi hedeflemelidir.
Son olarak mevcut haliyle can çekişen eğitim sisteminin asli bileşenlerinden olan ve pek çok güçlükle (mali, özlük, çalışma koşulları vs.) uğraşan eğitim çalışanları, kendi bakanlıkları nezdinde adam yerine konulmama, itilip kakılma, savsaklanma politikalarına muhatap edilmekten vazgeçilmelidir. Kendi kurumunda itibarı olmayanların toplum nezdinde itibarlı olması, kendisi mutlu-huzurlu olmayanların öğrencilerini mutlu etmesi nasıl beklenebilir?
Abdulbaki DEGER
Özgür Eğitim-Sen Genel Sekreteri