Yapısal düzenlemeler yerine günübirlik gelişmeler üzerinden, tek yanlı bir şekilde palyatif tedbirler ileri sürülüyor. Eğitim camiasının hatırı sayılır bir kesimini ilgilendiren "alan değişikliği" mevzusu da bu konulardan birisidir. Gerek MEB'in istihdam politikası gerekse de öğretmenlerin yeni eğitimleri neticesinde karşımıza çıkan "alan değişikliği" talebi Öğretmenler için 2014 yılında yapılan değişikliğe kadar ilgili düzenli bir şekilde karşılanmaktaydı. 2014 yılında "Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği"nde yapılan değişiklikle alan değişikliğine bağlı atamaların tarihi belirsiz hale getirilmiş ve öngörülebilir bir takvimin dışında Bakanlığın keyfi bir tasarrufuna indirgenmiştir.

Daha önceki yıllarda sorunsuz bir şekilde uygulanmış bir prosedürün terk edilmesini gerektirecek olağanüstü bir durum yaşanmadığına göre kendi çalışanlarının talep ve beklentilerini dikkate alması ve çözüm üretmesi gereken Bakanlığın bir an önce mağduriyetler oluşturan ve eğitim sisteminin tartışmalı niteliğini iyice gölgeleyecek uygulamayı yeniden ele alması kaçınılmazdır. Bakanlığın yürüttüğü iş ve işlemlerde "hesap verebilirlik", "öngörülebilirlik" gibi temel esaslara uygun hareket etmesi, çalışanlarının talep ve beklentilerini dikkate alması, "Çalışma Hakkı ve Ödevi" şeklinde Anayasal güvence altına alınmış olan "....çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak..." maddesi doğrultusunda planlama yapması hem görevidir hem de olması gerekendir.

Bu açıdan çalışanların mesleki doyumları, iş barışı, huzurlu ve verimli bir öğretmen-öğrenci ilişkisi vs. gibi doğrudan eğitim-öğretimin niteliğine etki eden bir konunun acil bir şekilde talep ve beklentilere uygun, temel hukuk ilkeleri ve adil bir personel yönetimi sisteminin makul değerlerine yaslanmış bir şekilde "alan değişikliği"nin periyodik ve öngörülebilir bir takvime bağlanması gerekmektedir. Eğitim sisteminin temel bileşeni olan Öğretmenlerimizin keyfi uygulamalarla mağdur edilmesi, önlerinin kapatılması, talep ve beklentilerinin görmezden gelinmesi kabul edilemez bir durumdur.

ÖZGÜR EĞİTİM-SEN olarak "alan değişikliği" ile ilgili olarak belirtilen temel prensipler doğrultusunda MEB'i kendi görevine ve varoluş gerekçesine uygun hareket etmeye çağırıyoruz.

Abdulbaki DEGER

Özgür Eğitim-Sen Genel Sekreteri