Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, okulların kapanmasına sayılı günler kala, nereden aklına geldiyse, yayınladığı bir genelgeyle LYS gerekçesini kullanarak, “devamsızlığı 45 güne” çıkardığını duyurdu.

Söz konusu genelgenin görünür gerekçesi LYS’ye girecek öğrenciler olsa da, okullarda ne olup bittiğinden haberdar olan herkes, bunun fiiliyatta olanı yasal kılıfına uydurmaya yetmeyeceğinin farkında. Çünkü okullarda devamsızlık, yalnızca LYS’ye hazırlanan son sınıf öğrencileri için değil, bunların dışındaki birçok öğrenci için de 45 günlük sınırı aşmış durumda.

Yönetmelikler uygulansa bu öğrencilerin çoktan, devamsızlıktan kalmış sayılmaları gerekecek. Ancak uzun süredir bunun farkında olan bazı İl MEM Müdürleri, devamsızlığı meşrulaştırıp, kalıcı hale getirecek “sözlü talimat”larla  -ki bunlara tehdit demek daha doğrudur- sorunun üzerini örtmeyi tercih etmekteydiler.

45 Günlük Devamsızlık Hakkı Yetmez

Yönetmeliklerde yer alan yasal devamsızlık süresinin, LYS gerekçesi bir yana, alt sınıflarda da aşıldığını bilen MEB’in bazı etkili ve yetkili kadroları, Bakan Nabi Avcı’dan yaklaşık iki ay önce, üniversitelileri bile kıskandıracak ‘devrim’ gibi bir uygulamaya, sessiz sedasız start verdi. Ki o günden beri devamsızlıktan sınıfta kalma tarih oldu. Artık öğrenci okula doğru dürüst gelmese ya da arada sırada şöyle bir görünüp gitse, derslere hiç girmese ve sınavlarda öylesine boy gösterse bile sınıfta kalmayacak. Daha doğrusu, bu eylemleri sonucu sınıfta bırakılamayacak. Hele bir de okulun önünden, arkasından, yakınından rastgele geçerken şöylesine bir uğrayıp sınavlara girer ve sağına soluna bakıp 30-35’lik kâğıt da verirse iş tamamdır.

İlgili milli eğitim müdürlerinden birinin, okul müdürü ve idarecilerine emir kabilinden, tehditvari sözlü talimatı, aklımda kaldığı kadarıyla, aynen şöyle: “Benim karşıma devamsızlıktan sınıfta öğrenci bırakmış birisi olarak sakın gelmeyin. Hiçbir öğrenci devamsızlıktan sınıfta bırakılmayacak.” Bu koşullarda söylemedikleri tek şey kalıyor geriye: Liselerde devam zorunluluğu kalkmıştır!

Üniversite öğrencilerinin bile bir günlük devamsızlık süre aşımından vizelere alınmadığı günümüzde, kendini her şeyin üzerinde gören bazı milli eğitim müdürleri, yasal ve yazılı anlamda düzenlenmiş herhangi bir dayanağı olmadığı halde, sözlü talimatla devamsızlıktan sınıfta kalmaya son verme yetkisini kendinde görüyor. Hem de karşısındaki okul idarecilerini tehdit edercesine bir söylem biçimiyle…

Devamsızlık Serbest LYS’de Başarısızlık Yasak!

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu, demeyin! Öğrencinin devamsızlıktan sınıfta bırakılmasının fiilen ve sözlü talimatlar önüne geçen ve bunu meşrulaştıranlar, LYS’deki başarısızlığın faturasını ise öğretmene kesmekten geri durmuyorlar. Özellikle her seviyedeki MEM müdürleri, öğretmenin ve okul idarecilerinin karşısına ellerindeki istatistiklerle çıkıyorlar. Sanki istatistiki rakamlar her şeyin doğrusunu anlatıyor ve gösteriyormuşçasına…

Aslında MEM müdürleri ve her kademedeki yetkilileri için yalnızca LYS’de değil, alt sınıflarda da başarısızlık yasak. Derslerinde başarısız olan her öğrenci için, idarecilerin ve öğretmenlerin karşısına maliyet hesaplarıyla çıkarak, kar-zarar tablosu çizmeyi marifet sayıyorlar. Öğrencisinden öğretmenine, velisinden yöneticilerine dek, belki Bakan Nabi Avcı hariç, herkes olup bitenin farkında ama şimdilik vaziyeti idare ediyor.

Sonuç mu? Daha ne olsun efendim! Türkiye, dünyada birinci!!!!1

Atalay Girgin