EĞİTİM
Liselerde Performans Ödevi Sorunu
Liselerde Performans Ödevi Sorunu
27 Ocak 2014, Pazartesi
Performans ödevi, öğrencinin gerçekleştirdiği ya da tamamladığı ve belirli performans ölçütlerine göre değerlendirilen etkinlik ya da ödevden oluşur. Kısa süreli çalışmalardır. Performans ödevleri öğrencinin bilgisini günlük hayatta nasıl kullandığını ölçmek amacıyla verilen ödevlerdir. Tüm derslerden her dönem için en az bir performans ödevi hazırlanır. Bireysel olabileceği gibi grup olarak ta hazırlanabilir. Genellikle sınıfın bütün öğrencileri aynı konu üzerinde çalışırlar. 40 saat ders gören bir öğrenci dönem başına 30 performans ödevi hazırlar. Yıllık toplamda ise ortalama 60 performans ödevi demektir. Bu kadar fazla performans ödevini hiçbir öğrenci tek başına hazırlayamaz, hazırlamaya kalkarsa sınavlara çalışacak zaman bulamaz. Kimseye sormadan, danışmadan, masa başında sistem değişikliğine gidilirse böyle olması gayet normaldir.
Performans ödevlerinin çokluğu ve zorluğundan hem öğrenciler, hem öğretmenler, hem de veliler şikayet etmektedirler. İlgililerin büyük çoğunluğu bu tutar tarafı olmayan sistemin değiştirilmesini istiyor. Öğretmenlerin önemli bir kısmı performans ödevlerinin amacına ulaşmadığını, ödevlerin tamamına yakın kısmının internetten hazır indirildiğini, değerlendirme konusunda da sıkıntılar yaşandığını belirtiyorlar. Ödev zamanlamasının, puanlama sisteminin, kişisel farklılıkların nasıl aşılacağının açık olmaması işi daha da zorlaştırmaktadır. Performans ödevi liselere konulurken işleyiş, değerlendirme ölçütlerinin ve sınırların daha net olması gerekirdi. Net olmayan koşul ve sınırlar değerlendirme güvenilirliğini oldukça düşürmektedir. Önemli sayıda öğrencinin bu ödevlerini başkalarına yaptırdıkları ya da internetten indirip hiç okumadan teslim ettiği bilinen bir gerçektir. Böyle olunca da doğrudan sınıf geçmeyi etkileyen bir veya daha fazla ödev notunun eşitlik ilkesini zedelediğini açıkça görebilirsiniz. Bu ödevlerin tamamı öğretmen gözetiminde ve okulda yapılmış olsaydı güvenilirlikten bahsedebilirdik. Mevcut sistem içinde bunun da mümkün olmadığına göre sistem oldukça güvensiz ve etkisizdir.
Önemli bir kısmı tekrarlanan ortak sınavlarla beraber düşünüldüğünde durum daha da vahim hale gelmektedir. Çünkü sürekli yapılan sınavlar işlenebilen ders saati sayısını oldukça düşürmektedir. Bunun üstüne performans ödevleri ile yoğun zaman kaybı konuların yetişmemesine, ve öğrencilerin eksik bilgi ile yılı bitirmesine neden olmaktadır. Eksik konu bilgisi ile mezun olan öğrenciler ayrı bir sorun teşkil edecektir. Ayrıca YGS, LYS gibi sınavların baskısı bu ödevlerin öğrenciler tarafından fazla önemsenmemesine neden olmaktadır. Ortak sınavlardan alınan notların bu ödevler üzerinde bir baskı unsuru olduğu ise ayrı bir gerçektir. Şöyle ki; öğretmen, performans ödevinin öğrenci tarafından hazırlanmadığını biliyorsa, ödev internetten indirildiyse, diğer bir öğrenciden bire bir kopya olarak alındı ise, ödev mükemmel bile olsa yazılı notları düşük bir öğrenciye nasıl not takdir edilecektir? Yazılılardan çok düşük not alan bir öğrenciye not verilirken objektif olunabilecek midir? Yazılı notları çok yüksek olan birine kötü bir ödevden verilmesi gereken düşük not objektif olarak nasıl verilecektir? Bu notlar yüzünden öğretmen, öğrenci, veli ve idare arasında oluşan gerilimler nasıl giderilecektir?
Yapılması gerek en iyi şey performans ödevlerinin kaldırılması, sözlü notu sistemine geri dönülmesidir. Bu hem öğretmene olan güveni tekrar artıracak, hem de daha sağlıklı bir değerlendirmenin önünü açacaktır. Bu ödevler daha geniş anlamı ile proje olarak yaptırılıp, daha objektif kriterlerle değerlendirilip, başarı düzeyi belirlemede kullanılabilir. Ama bunun da her dersten değil, birkaç ders ile sınırlı olması gerekir. Bu sistem, eğitimin mutfağında çalışan kişilerin fikri alınarak ve iyi irdelenerek getirilmelidir. Yoksa her zaman olduğu gibi ‘’ben yaptım oldu’’ anlayışı ile bir yere varamayız. Buralarda sürekli sistem ve işleyiş üzerine tartışırız.
Hüseyin ASAR