GÜNDEM
Kılıçdaroğlu İmamlara Seslendi
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bütün imamlara sesleniyorum, size güveniyoruz. Elbette siyasi bir görüşünüz olabilir, biz ona saygı duyarız. Ama Allah'ın kelamını dillendirirken siyaset kullanmayacaksınız" dedi
19 Ocak 2014, Pazar
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Kurtdereli Spor Salonu'nda düzenlenen belediye başkan adayları tanıtım toplantısında, güzel bir Türkiye yaratmak, kadın erkek eşitliğini sağlamak için, annelerin çocuklarını okula güler yüzlü göndermeleri, gençlerin iş bulabilmeleri, tarlada alın teri dökenlerin hakkını alabilmeleri, çocukların yatağa aç girmemeleri için çalıştıklarını söyledi.
Yeni bir Türkiye yaratıldığını belirten Kılıçdaroglu, "Bir diktatörün yönettiği, baskının olduğu, alın terine değer verilmeyen bir Türkiye var. Yolsuzluk yapanların el üstünde tutulduğu ama alın teri döküp kazananların horlandığı bir Türkiye var" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, rüşvet ve yolsuzluğun diktatörlük rejimlerinde olacağını belirterek, "Rüşvet ve yolsuzluk, medyanın baskı altına alındığı toplumlarda olur. Sizin haber alma hakkınız kısıtlanmışsa, medya üzerine baskı kurulmuşsa, bilin ki o ülkede rüşvet, yolsuzluk vardır" ifadesini kullandı.
"Yani yargı kararları uygulanmıyor"
Kılıçdaroğlu, kul hakkı yiyeni affetmeyeceklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önümüzde tarih var, 30 Mart. 30 Mart'ta demokratik yollardan bunun hesabını soracağız. Geçmişte Anavatan Partisi, Doğruyol Partisi, Demokrat Parti vardı, MHP var, Adalet ve Kalkınma Partisine oy veren yurttaşlarım var. Bugüne kadar hiçbir yurttaşımı sen bu partiye oy verdin diye hiç suçladım. Bizler saygı duyarız. İlk kez önümüzde bir tablo var. Çatışan bir Türkiye tablosu, çöken bir devlet yapısı var. Ben demiyorum, TBMM Başkanı, Anayasa'nın 138. maddesi çökmüştür diyor. Yani yargı kararları uygulanmıyor. O zaman her yurttaşımın elini vicdanına koyup yeniden düşünmesi lazım. Türkiye çok kirlendi, bu kirlilikten arınması lazım. Yeni bir siyaset ve anlayışın Türkiye'ye gelmesi lazım."
Siyasetin zenginleşme aracı olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, siyasetin halka hizmet olduğunu, halka hizmetin hakka hizmet anlamına geldiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, siyasetçinin yurttaşa hizmet etmesi gerektiğini belirterek, "Dicle'nin kenarında iki koyun kaybolsa onun sorumluluğunu almaya hazırım ben" ifadesini kullandı.
"Hakimin yakasında, parti rozeti olmaz"
Kılıçdaroğlu, Mısır'da dönemin devlet başkanının mal varlığının 55 milyar dolar çıktığını belirterek, "Bir kişi götürmüş. Bunlar aile boyu komple götürüyorlar, 85 milyar avro. Aynı şey. Kimin parası bu? Alın teri döküp ürettiği ürünü alamayan çiftçinin parası, çocuğuna iş bulamayan annenin parası, siftah yapamayan, üretim yapamayan önüne engel çıkarılan sanayicinin parası, atanamayan 300 bin öğretmenin parası" dedi.
Cumhuriyetin ve demokrasinin tehlikede olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, "90 yıllık cumhuriyeti, özgürlük mücadelemizi almak istiyorlar. Basına sansür konuluyor, halk bilgilenmesin diye. TV kanalları, bir açıyorsunuz her yerde Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor" ifadesini kullandı.
RTÜK modeline benzer bir modelin Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu için önerildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Hakimin yakasında, parti rozeti olmaz. Hakim, tarafsız ve bağımsız olmak zorundadır. Biz demokrasiyi savunacağız. Özgürlüğü savunacağız. Gün ayrışma günü değil, Türkiye'yi temizleme, kirlilikten arınma günüdür. Beraber olacağız. Geçmişte hangi partiye oy verdiyseniz başımın üstüne. Önümüzde fırsat var. Çocuklarımız, ülkemiz, gençliğimiz, vatanımız, bayrağımız, İstiklal Marşı'mız, gazilerimiz, şehitlerimiz için yeni bir fırsatımız var. Gelin Türkiye'yi yeniden inşa edelim, temiz siyaseti getirelim. Söz veriyorum, CHP iktidarında ilk 4 ayda çıkaracağımız yasanın adı temiz siyaset yasası olacak, siyasi ahlak yasası olacak, söz veriyorum."
Hiçbir zaman halka yalan söylemeyeceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, hayatını olumsuz da etkilese, bu sözünün arkasında duracağını, çünkü Türk milletinin yalandan bıktığını kaydetti. 17 Aralık'tan bu yana yaşananların darbe olarak nitelendirilmeye çalışıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Ne darbesi kardeşim. 4,5 milyon doları bir bankanın genel müdürünün evinde ayakkabı kutusuna darbeciler mi koydu? Bir bakana 700 bin liraya saat hediye ediyorsun. Ankara Mamak'ta 10 apartman dairesi demek. 700 bin lirayı bu bakana darbeciler mi verdi? Hadi yaptı diyelim. Bu bakanların çocuklarının yatak odalarına bir değil 7 para kasasını darbeciler mi koydu? Hadi diyelim ki bu çocuğun hobisi, para kasası saklıyor yatak odasında anladık. Bu kasaların içine milyonlarca doları, avroyu, Türk Lirası'nı darbeciler mi koydu? Gerçekleri biliyoruz. Benim anlatmam yetmez. Hepimiz çalışacağız, anlatacağız. Sadece benim sorumluluğum yok. Hepinizin sorumluluğu var. Hepimiz çağdaş Türkiye'yi inşa etmek için ayağa kalkacağız. Hadi bunların hepsini darbeciler yaptı. Bu darbeciler mi 700 bin liralık saati alan bakanın ailesini Umre'ye götürdü? Üstelik rüşvetin başı olan adamın özel uçağıyla Umre'ye gidiyorlar. Haram parayla Umre olur mu Allah aşkına?"
"Bütün imamlara sesleniyorum, size güveniyoruz"
Dinin siyasete alet edildiğini öne süren Kılıçdaroğlu, imam hatipleri, ilahiyat fakültelerini, Diyanet İşleri Başkanlığını kuranların CHP olduğunu ama hiçbir zaman dini siyasete alet etmediklerini söyledi. Herkesin inancına saygı gösterdiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Her gittiğim yerde söylüyorum. İnancı, görüşü, rengi, dini ne olursa olsun her insanın başımın üstünde yeri vardır. Ama onlar toplumu ayrıştırıyorlar bölüyorlar. İmam hatip okullarıyla ilgili bir tören düzenleniyor. İmamlar çağrılmış, müftüler orada, imam hatip öğrencileri orada, CHP'yi yuhalatıyor. Bunlar, yarın camide cemaate vaaz verirken ne diyecekler? Senin hiç ahlak anlayışın, din anlayışın yok mu arkadaş? Nedir senin din anlayışın? Sen imam hatibi, neden siyasete alet ediyorsun. Bütün imamlara sesleniyorum, size güveniyoruz. Siz toplumun kanaat önderisiniz. Elbette siyasi bir görüşünüz olabilir, biz ona saygı duyarız. Ama Allah'ın kelamını dillendirirken siyaset kullanmayacaksınız. O farklı bir şey. Bir şey daha, 17 Aralık'tan bu yana Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yapıldı. Bekliyorum Diyanet İşleri Başkanı konuşacak mı acaba?"