DİYANET
'Kendinizi sorgulayın' Hutbesi
Hutbede, "Nihayet onlardan birine ölüm gelip çatınca 'Rabbim. Beni geri gönder de geride bıraktığım dünyada iyi işler yapayım' der. Hayır. Onun söylediği bu söz boş laftan ibarettir. Önlerinde, yeniden diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır" ayet-i kerimesi ile "İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır, sağlık ve boş zaman" hadis-i şerifi hatırlatılacak.
Yeni bir yılın arifesinde olunduğuna işaret edilecek hutbede, "Ömür sermayemizden bir seneyi daha geride bırakıyoruz. Yeni yıla girerken biz Müslümanlara düşen, geçmişin muhasebesini yapmak ve geleceği planlamaktır" ifadeleri kullanılacak.
Hutbede, bu seneye veda edilirken Müslümanların kendilerine şu soruları sormaları istenecek:
"Ömrümüzün senelerini bir bir sayarken acaba kaç güne secdelerle merhaba diyebildik? Kalabalıklar arasında yönümüzü kaybetmeden, kıbleye çevirebildik mi yüzümüzü? Yerde ve göklerde bulunan bütün varlıklar O'nu tesbih ederken acaba biz Rabbimize itaat edebildik mi? O'nun emirlerini tutabildik mi? Yasaklarından korunabildik mi? Rızkımızı, kazancımızı haramlara bulaşmadan helal yollardan sağlayabildik mi? Elimizi, dilimizi, belimizi, gözümüzü, kulağımızı, zihnimizi, gönlümüzü haram ve günahlardan koruyabildik mi? Rabbimiz 'Var mı dua eden, duasını kabul edeyim?', 'Var mı tevbe eden, tevbesini kabul edeyim?' buyurduğu halde O'na el açıp dua edebildik mi? O'ndan af isteyip günahlarımız için tevbe edebildik mi?
Gündüzlerimizi, gecelerimizi, cumalarımızı, ramazanlarımızı hakkıyla ihya edebildik mi? Anne ve babalarımıza, eş ve çocuklarımıza, akraba ve komşularımıza karşı vazifelerimizi yerine getirebildik mi? Sofralarımızda fakirlere yer verip ekmeğimizi kardeşlerimizle paylaşabildik mi? Bayram sevincimizi yoksulların sevincine katabildik mi? Yetimlerin başını okşayıp Efendimize bir adım daha yaklaşabildik mi? Mazlumların gözyaşlarını silebildik mi, yaralarına merhem olabildik mi? Masumları hedef alan her türlü zulme karşı 'dur' diyebildik mi? Hakkı anlatabildik mi? Hakikati duyurabildik mi? Hakkın, hakikatin, adaletin, fazilet ve erdemin yanında yer alabildik mi? Kur'an'ın yanında, Peygamberimizin tarafında durabildik mi? Örnek insan olabildik mi? Kısacası Din-i Mübin-i İslam'ı hakkıyla yaşayarak Hz. Muhammed Mustafa'ya gerçekten ümmet olabildik mi?
Bir yılı daha geride bırakıyoruz. İki günü birbirine denk olan zarardayken hangi günümüzü diğerinden bereketli kılabildik? Bu sene sevap hanemize hangi hayırları, hangi iyilikleri kaydedebildik? Acaba Rabbimizin huzuruna sevdiği, razı olduğu bir kul olarak varabilecek miyiz?"
"İslam diyarlarında katliam, yoksulluk, cehalet hiç eksik olmadı"
"Ömür sermayemizden bir yılı daha geride bıraktık. Ancak gelecek nesiller için daha iyi bir dünya kuramadık. Dünyamızı barış ve esenlik yurduna dönüştüremedik. İnsanın şeref ve itibarını, haysiyet ve onurunu koruyamadık" ifadesine yer verilecek hutbede, 2013'te yüzbinlerce insanın şiddet ve çatışma yüzünden hayatını kaybettiği anlatılacak.
Dünya genelinde her altı saniyede bir çocuğun açlıktan öldüğüne, her otuz saniyede bir çocuğun meta gibi satıldığına, her dört kadından birinin şiddet gördüğüne, onlarca kadının katledildiğine dikkat çekilecek hutbede, bir yılın daha geride bırakıldığı ancak İslam coğrafyasında kan ve gözyaşının hiç dinmediği vurgulanacak.
İslam diyarlarında katliam, çatışma, açlık, yoksulluk, cehalet, tefrikanın hiç eksik olmadığına işaret edilecek hutbede, "İslam ülkelerinde kardeşin kardeşi öldürmesine, bebeklerin kimyasal silahlarla katledilmesine, küçücük bedenlerin kurşunlara hedef olmasına engel olamadık. Zalimlerin işledikleri cinayetleri ne yazık ki durduramadık" denilecek.
Hutbede, şu değerlendirmeler yer alacak:
"Bir yılı daha geride bıraktık. Ancak tabiatın dengesini bozmaya, çevreyi hoyratça kullanmaya, örselemeye devam ettik. Her türlü nimeti sınırsız şekilde tükettik. İsraf ve savurganlığa devam ettik. Bir yılı daha geride bıraktık. Ancak gençlerimizi zararlı alışkanlıklardan ve zararlı unsurlardan yeterince koruyamadık. Onları değerlerimizle gerektiği gibi buluşturamadık. Bir yılı daha geride bıraktık. Ancak kardeşlik hukukumuzu, kardeşlik ahlakımızı yeterince oluşturamadık. Dilimizi, üslubumuzu, bilgimizi, birikimimizi, aşkımızı, şevkimizi ve heyecanımızı yenileyemedik. İlişkilerimizi geliştiremedik.
Bütün bunlara rağmen 2013 yılını başarılarla geçirmiş gibi milyonlarca insan kutlama yapacak. Zamanın sahibine boyun eğmektense, çılgınca eğlencelerle, sınırsız tüketimle, geçici haz ve avuntularla, şans ve talih oyunlarıyla zamanı öldürecek. Oysa insan ancak 'zaman bendedir ve mekan bana emanettir' şuurunu taşıdığında hayatı anlamlı hale gelir."
Hutbede, bu senenin son cuma günü vesile kılınarak tüm bunların nefislere bir kez daha hatırlatılmasının, henüz fırsat varken, can teni terk etmeden, Rab emanetini almadan, verilen ömür sermayesinin değerinin bilinmesinin önemi vurgulanacak.
Müslümanların, ellerini vicdanına koyarak "2013 senesinde Rabbim için, dinim için, dünya ve ahiret saadetim için, kardeşlerim için, insanlık için ne yaptım?" sorusunu sorması istenecek hutbede, şunlar kaydedilecek:
"Ve şu mübarek vakitte kaybettiklerimizi telafi etmek ve daha yaşanılabilir bir dünya kurmak için kendimize hedefler koyalım. Kendimiz için bir karar alalım ve Allah'a dua edelim. Dua edelim ki bize iyi yolları kolay kılsın. Dua edelim ki iki günümüz birbirine eşit olmasın. Dua edelim ki Allah bize güç, kuvvet versin. Dua edelim ki Rabbimiz bizlere basiret ve feraset bahşetsin. Dua edelim ki Rabbimiz ülkemizi ve alem-i İslam'ı her türlü bela ve tuzaklardan korusun. Dua edelim ki birliğimiz, dirliğimiz, beraberliğimiz ve kardeşliğimiz kaim ve daim olsun. Dua edelim ki İslam coğrafyasında tutuşturulan fitne ateşi sönsün. Dua edelim ki gönül coğrafyamızda milletimize umut bağlayan kardeşlerimizin umutları boşa çıkmasın."