Bu süreçte esas rolü ilçe Milli EğitimMüdürleri oynayacak. Personele bölümüne bakan şube müdürü ve alana bakan şube müdürü de değerlendiriciler arasında olacak. Ancak genel bir kanı var ki, İlçe Milli Eğitim Müdürü son sözü söyleyecek…
İlçe Milli Eğitim Müdürlerine bir bakalım. Çoğunluğu kadrosuz ve vekâleten işini yürütüyor ve uzunca zamandır da bu böyle. Şube müdürlerinin cenahında ise değişenbir şey yok. Şube müdürlerinin kimisi yeni atanmış, kimisi de henüz kadrosuz olarak vekâleten bu görevi yürütüyor. Her ne kadar vekâleten görevlendirilenler de kadrolularla aynı yetki ve sorumluluğa sahip olsa da, okulmüdürleriyle ilgili puanlama yaparken ne kadar bağımsız olabilecekleri merak konusudur. Elbette içlerinde “her şeye rağmen” diyebilenler de olacaktır.
İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Şube Müdürlerinin 6528 Sayılı Kanunun okul ve kurum müdürleriyle ilgili kısmının, yönetmelik çerçevesinde uygulanmasına yönelik yerine getirecekleri görev gerçekten çok önemli. Okul ve kurum müdürünün görevine devam edip etmeyeceğine karar verecekler her şeyden önce… Değerlendirmeleri neticesinde kimi okul müdürleri görevlerine devam edecek kimileri ise devam edemeyecek. Görevine devam edemeyen okul ve kurummüdürleri için görevden alınma konusu; kimileri için gurur meselesi olacak, kimileri için ek ders yönünden ekmek parası, kimileri içinse itibar kaybı olarak değerlendirilebilecek. Mahkemelere koşacak birçoğu ve tazminatlar akabinde gelecek.
Düşünüyorum da bu yetkililer kadrosuz ve vekâleten görevleriyle bu ağır süreci nasıl yüklenebilecekler? Değerlendirmeye alınan okul ve kurum müdürlerin içinde, tabiri caizse “yüksek mevkilerde adamı” olanlar olacak, hem de çok olacak. İşi gücü bırakıp hamili kartlarla, telefonlarlauğraşacaklar. Her gelen talebe evet efendim sepet efendim mi diyecekler? Yoksa “bu değerlendirmeyi biz yapacağız” babında kendi kararlarını önemseyen tavır mı sergileyecekler? Ancak bunları düşünürken şöyle bir geriye dönüp bakacaklar ki, henüz kendi konumları sağlamdeğil… Ha desen vekâleten görevlendirmeleri sona erecek. Peki, gelen taleplere karşı nasıl dik durabilecekler? “Olmaz kardeşim her ne olursa olsun, ama bu müdür gerçekten başarılı” diyebilecek? Ya da başarısız olarak değerlendirdiği yönetici için ne olursa olsun kararını değiştirmeyecek…
Mademki bu sürece girildi ve bu yöneticilerin kucağına ateşten top bırakıldı, o halde en azından konumları güçlendirilmeli, kadroları tahsis edilmelidir. Kadrolarıverilmeli ki; hiç değilse önlerine konulan hamili kartlara takılmadan adil olabilsinler, liyakati ve hakkı savunabilsinler.
Hüseyin Kemal
TurkiyeEgitim.Com