GÜNDEM
Kadrini bilelim ki, kadri bilinenlerden olalım
Ramazan’ın bizlere veda etmeye hazırlandığı şu günlerde, Allah’ın nuru olan Kur’an-ı Kerim’in yeryüzüne inmeye başladığı ve Ramazan ayının 27. gecesinde idrak ettiğimiz Kadir Gecesi biz mü’minlere gülümsüyor. Allah indinde bin aydan daha hayırlı o mübarek gece, tanyerine dek Müslümanlara bir hediye Rabbinden.
Bağışlanma Kapıları Sonuna Kadar Açık
Soruyor bizlere Rahman, “Doğrusu biz Kur’an’ı, Kadir Gecesi’nde indirmişizdir. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen bilir misin?” Ve anlatıyor nurunu, “Melekler ve Cebrail o gece yeryüzüne inerler. O gece tanyerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” Müslümanlar için bağışlanma, huzur ve bereket kapılarının sonuna kadar açıldığı, duaların, tevbelerin geri çevrilmediği, Allah’ın nurunun yeryüzünü sarmaya başladığı o mübarek geceye bizi ulaştıran Rabbimize hamd olsun, ona ulaşan mü’minlere bin selam olsun.
3 Ağustos 2013 Cumartesi gününü; Pazar gününe bağlayan gece: Ramazan ayının 27. gecesi olup KADİR gecesidir. Yüce Rabbimizin lütuf ve keremi ile pek şerefli ve mübarek olan bu geceyi idrak etmiş bulunuyoruz. Yüce Rabbimize sonsuz şükürler ve hamd ü senalar olsun.
Kadir Gecesi, bütün İslâm aleminin mukaddes kabul edip ihya ettiği, beş büyük gecenin en mübarek gecesidir ki, Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle “Bin aydan hayırlı”, pek kıymetli bir gecedir.
Hiç şüphe yok ki vakitler aslında birbirine eşittir. Bir vakit diğer bir vakitten kendiliğinden üstün olamaz. Öyleyse bir vaktin diğer vakitlerden daha şerefli ve faziletli olması mutlaka o vakitte meydana gelen bir yüce işten ve mübarek bir olaydan kaynaklanmaktadır. Zaman ve mekanlar kendilerinde meydana gelen büyük ve önemli olaylarla değer kazanırlar. Kadir gecesi hayırlarla dolu olayların meydana geldiği bir gecedir.
Kadir Gecesi, bize Kur’an-ı Kerîm’i getirdiği için değerlidir
Kadir Gecesi’ni, bu derece yücelten husus: İnsanlık alemini küfürden imana, zulmetten nura ve huzura kavuşturan, beşer tarihinin en önemli hadisesi, dünyanın en büyük inkılabını yapan, cihanı saran cehalet, küfür karanlıklarını giderip dünyayı aydınlatan Kur’an-ı Kerîm’in, Hira mağarasında ibadet ve tefekküre çekilmiş bulunan Hz.Peygamber Efendimiz (S.A.V.)e bu geceden itibaren indirilmeye ve beşeriyetin ufuklarını aydınlatmaya başlamış olmasıdır. Kur’an-ı Kerim gibi insanlık için bir hidayet rehberi olan kadri yüce bir kitabın böyle bir gecede indirilmesi ona müstesna bir şeref kazandırmış, kadrini yüceltmiştir ki, Kadir Gecesi; “çok kıymetli gece” demektir.
Kıyamete kadar gelecek olan insanlara dünya ve ahirette rehberlik edecek olan Kur’an-ı Kerîm’in indiriliş gün ve gecesi ve bunun yıldönümleri elbette böyle müstesna bir gün ve gece olmalı, bayramlar ve merasimlerle elbette kutlanmalıdır.
Bu mubarek gece her yıl, İslâm dünyasının dört bir tarafında derin bir huşu ve hürmet ile karşılanır ve uğurlanır. İslâm aleminin saadet ve selâmeti, mü’minlerin mağfiret-i ilâhiyyeye nail olmaları için bu mübarek gecede milyonlarca Müslümanın elleri semaya açılır.
Camilerimiz, mescidlerimiz bu gece, sabaha kadar üstlerine gökten yağan nurlar ile, kendilerini dolduran Müslümanlardan taşan nurlar arasında parıldar durur. Bu gecede camilerimizi kubbelerine kadar dolduran dualar bütün bir yıl ümmet-i Muhammed üzerinde ilahî bir rahmet olur. Bu gece, camilerimizde, mescidlerimizde tan ağarıncaya kadar Kur’an-ı Kerîm okunur, dinlenir, namaz kılınmak ve dua-niyaz yapılmak suretiyle ihya edilir. Bu mübarek gecenin hepimiz ve bütün İslâm alemi için maddî ve manevî hayırlara bereketlere ve afv ü mağfirete nail olmamıza vesile olmasını Cenab-ı Hakk’dan niyaz ederiz. Ve bilhassa idrak ettiğimiz bu mübarek gecenin; çağın getirdiği sıkıntılarla bunalan ruhlara, manevi hayatın ihmaliyle daralan kalplere, ümütsüz, karamsar, günleri gafletle geçen kimselere gerçek manada maddi ve manevi bir kandil olması için dua ve niyaz ediyoruz.
Gecelerin en feyizlisi ve Kur’an-ı Kerîm’de adı geçen, kıymeti ve ehemmiyeti dile getirilen tek gece Kadir Gecesi’dir. Cenâb-ı Hak, bu gecenin öneminin nereden kaynaklandığını bizlere Kadir suresinde şöyle açıklamaktadır:
“Gerçekten biz, O Kur’an-ı Kerîmi Kadir Gecesi’nde indirmeye başladık. Kadir Gecesinin o büyük şeref ve azametini sana bildiren nedir. Kadir Gecesi içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan hayırlıdır. Onda melekler ve Ruh Cebrail (A.S.) Rablerinin izniyle her bir iş için iner de iner. O kadir gecesi tanyeri ağarıncaya kadar bir selâmdır.”
Görüldüğü üzere; sûre-i celilede, Kadir Gecesi’nin bin aydan hayırlı olduğu, çünkü bu gecede kadri yüce bir kitab olan Kur’an-ı Kerîm’in indirilmeye başladığı bildirildi ki, biz de bu sebeple o gecede indirilen Kur’an-ı Kerîm’in faziletini, kıymetini bilelim.
Bu sure-i celilede, Kadir Gecesi’nin fazileti üç madde ile açıklanmaktadır:
1- Kadir Gecesi, içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan hayırlıdır. Kadir Gecesi, biz Ümmet-i Muhammed (A.S.)a mahsus bir gecedir. Diğer peygamberlere böyle bir gece verilmemiştir. Önceki ümmetlerin uzun ömürlü olmaları sebebiyle daha fazla sevap kazanma imkanına sahip bulunmalarına karşılık, Müslümanlara Kadir Gecesi verilmiştir. İmam Malik (R.A.) şu rivayeti nakleder:
“Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize, O’ndan önceki ümmetlerin ömürleri veya bundan ALLAH Teâlâ’nın dilediği kadarı gösterilmiş de, sanki Resûlullah (S.A.V.), kendi ümmetinin ömürlerini kısa bulmuş, neticede diğer ümmetlerin uzun ömür içerisinde işledikleri amele, ulaştıkları sevaba erişemezler diye endişelenmiş. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak, Peygamber Efendimiz (S.A.V.)e bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi’ni vermiştir, ihsan buyurmuştur.
Ümmetine karşı duyduğu aşırı şefkat sebebiyle, O’nun her meselesiyle ilgilenen Resûlullah (S.A.V.)efendimiz, daha önceki ümmetlerin ömrü ile, kendi ümmetinin ömrünü kıyaslayınca, ahirete gönderilecek salih amel işleme yönüyle kısalık görür. Çünkü ümmetinin ortalama ömrü 60-70 senedir. Rivayetlerde gelmemiş olsa bile, önceki ümmetlerin yaş ortalamasının daha uzun olduğu bu hadis-i şeriften anlaşılmaktadır. Cenâb-ı Hakk, Habibini (S.A.V.) Efendimizi bu meselede memnun etmek üzere, kendi merhametine mahzar olmuş olan bu ümmete lutfuyla Kadir Gecesi’ni vermiştir. Bu gecenin kadrini bilip ihya edenler, tek gecede, bin aylık -ki ortalama 84 yıl eder- bir manevi kazanç elde edeceklerdir.
Bu gece, Rabbimizin rahmet ve mağfiret ırmakları taşarak bir deryaya dönüşür. Hayırlar, ibadetler bire binler; hatta yüzbinler katıyla kabul edilir. Tıpkı dünyevî nizamlarda bazı hususî kutlama ve af günleri bulunduğu gibi, Cenâb-ı Hak, Kadir Gecesi’ni hususi mağfiret günü yapmış, o gün yapılan ibadetlere, hayırlara; mutad “bire on” ölçüsünün çok çok üstünde asgari bire bin ay karşılık takdir buyurmuştur. Geçmiş ümmetlerin mücahidlerinin bin ayda kazandığı sevaba bu ümmet Kadir Gecesi’ni ihya etmekle erişecektir. Çünkü geçmiş peygamberler ve ümmetler belirli zaman, mekan ve kavim için gönderilmişlerdi. Bu Kur’an-ı Kerim, kıyamete kadar gelecek bütün insanlığa gönderilmiştir. Bu ümmet de bu Kur’an-ı Kerimi taşımakla, indiği geceyi ibadet, taat ve Kur’an-ı Kerim okumakla geçirdiği için, kendinden sonra gelenlere Kur’an-ı Kerimi taşıdığı için, bir gecesi bin aydan hayırlı olmuştur.
2- Melekler ve Cebrail (A.S.) o gece ALLAH Teâlâ’nın takdir ettiği her bir iş için, O’nun izniyle iner de inerler. Meleklerin kimisi rükû, kimisi secde, kimisi de dua ile meşgul olur. İnsanların iyiliğine çalışırlar ve rastladıkları her Müslümana selâm verirler. Rabbimiz, takdir buyurduğu “Levh-i Mahfuz”da yazılı olan bir senelik işleri, görevli meleklere Kadir Gecesi’nde bildirir ve Melekler o bilgiyle iner de inerler. Meleklerin selâmı, tan yeri ağarıncaya kadar devam eder.
Böylece Cenâb-ı Hak kainatın çok hassas bir saat gibi çalışmakta olduğuna, gelişigüzel, plansız, programsız hiçbir hükme ve takdire yer verilmediğine ve her hükmün ve olayın yerine getirilmesinde görevli meleklerin bulunduğuna işarette bulunuyor.
Şüphesiz böylesine mübarek bir gecede melekler ancak rahmet ve bereketle iner. Özellikle Ruh, büyük melek Cebrail (A.S.), ilahî gufran, rahmet ve inayeti; o geceyi ihya edenlerin üzerine yağmur misali yağdırmak ve o insanların malına, canına, evine ve işine bereket havası estirmek üzere iner. O bakımdan “Kadir Gecesi”nde yeryüzü ilahi rahmet nefhasıyla dolar. Gönül kapısını açık tutanlar o nefhayı fecir doğuncaya kadar kalp ve ruhlarına sindirirler.
3- Kadir Gecesi, tan yeri ağarıncaya kadar selâm gecesidir. Çünkü gecenin tâ başından beri, tan yeri ağarıncaya kadar grup grup inen melekler rastladıkları her Müslümana selam vermektedirler. Kadir Gecesi aynı zamanda bir selamet gecesidir. O gece zararlı şeyler inmez. Çünkü ALLAH Teâlâ o gece insanlara sadece hayır ve selamet takdir buyurur. Binaenaleyh hep kulların yararına olan şeyler iner. O gece esenlik gecesidir.
Meleklerin rahmet ve bereketle yeryüzüne inerek mü’minlere hayır ve selametle dokunması; ayrıca büyük melek Cebrail (A.S.)ın ilahî rahmet ve gufran müjdesiyle inip açık kalplere bunun manevi ışığını yansıtması ve Kur’an-ı Kerim’in inmesine zaman parçası olarak belirlenip ayrılması, şüphesiz ki Kadir Gecesi’nin her yanıyla ve anıyla hayır, bereket ve selamet olduğunun açık delilidir. Bu bereket ve selamet, fecir doğuncaya kadar sürer de nasibini almak istidadı, kabiliyeti taşıyanlar ve bu idrake erişenler alır. İman ve kalp yatışkanlığı düzeyinde bu gecenin ihya çizgisine gelmesini bilenler bir anda kendilerini ilahi rahmet, gufran, bereket ve selamet atmosferinde bulurlar. Feyiz ve rahmet saçan meleklerle biraraya gelme bahtiyarlığına kavuşurlar.
Zihnimiz ve kalbimizdeki yükleri hafifleterek ruhumuzda derin izler bırakan Kadir gecesi, Kur’an-ı Kerim’in övdüğü, esenlik ve güvenliğin her tarafa yayıldığı, sema kapılarının açıldığı, hak adına yeryüzünden semaya yükselen taleplerin, dua ve tevbelerin kabul edildiği ve adeta yer ehli ile gök ehlinin birbirleriyle buluştuğu kutlu bir gecedir. Değeri Kur’an-ı Kerim’e dayanan bu gecenin değerlendirilmesi, ancak Kur’an-ı Kerim’e yönelmekle, O’nun eşsiz mesajını anlamak ve O’nun mana ikliminde yol almakla, bütün zamanların Kadir gecesi bilinip imanın bir aşk, ölümün yeniden bir diriliş olarak kabul edilmesiyle, hayatın peygamber kılavuzluğuyla yaşanıp yaratılanın yaratandan ötürü sevilmesiyle mümkün olacaktır. Çünkü Kur’an, insanlığın ufkunda bir ışık gibi yanan ve her dönemde insanların yollarını, kalplerini ve gönüllerini aydınlatmaya devam eden bir meşaledir. O insanlığı aydınlatmaya başladığı günden beri ışığından hiç bir şey kaybetmemiş, O’nun taşıdığı değer ve anlamlar, getirdiği ahlâk ve erdem ilkeleri hep taze ve yeni olarak kalmıştır.
Kadir gecesini nasıl ihya edelim?...
Ebû Hureyre (R.A.)den rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
“Her kim faziletine iman ederek ve mükafatını sadece ALLAH Teâlâ’dan bekleyerek Kadir Gecesi’nde kalkar, namaz kılar, ibadet ederse geçmiş günahları mağfiret edilir.” buyurmuşlardır.
Binaenaleyh yapacağımız ibadet ve duaların muhakkak kabul olunacağına ve ALLAH Teâlâ’nın biz kullarına olan ikram ve izzetinin bol olacağına inanarak Kadir Gecesi ve gündüzünü şöylece ihya etmeye çalışmalıyız:
1- Bu mübarek gece kusur ve günahlarımızdan tevbe ve istiğfarda bulunmalıyız. En azından bir tesbih “Estağfirullah” demeliyiz.
2- Salat ü selâm okumak. Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz e hiç olmazsa bir tesbih salat ü selâm okumalıyız. Can ü gönülden, “Es-salatü ve’s-selamü aleyke ya Resûlellah” demeliyiz.
3- Kur’an-ı Kerîm okumak veya dinlemek. Kur’an-ı Kerîm’in inmeye başladığı böyle mübarek bir gecede yapacağımız ibadetlerin en önemlisi: Kur’an-ı Kerim’i okumak, dinlemek ve anlamı üzerinde düşünmektir. Çünkü Kur’an-ı Kerîm Cenâb-ı Hakk’ın insanlığa son mesajıdır. O’nun iyi anlaşılması ve uygulanması halinde insanlık mutlu olacaktır.
4- ALLAHü Teâlâ’ya tam bir huşu içinde dua ve niyazda bulunmalıyız. Kadir Gecesi, yalnız namaz kılınmaz. Dua edilir, Kur’an-ı Kerim okunur. Bunlar da sünnettir. Hatta Süfyan-ı Sevri: “Kadir Gecesi dua ve istiğfar etmek namazdan sevimlidir; Kur’an-ı Kerim okuyup sonra dua etmek daha güzeldir” demiş.
Bu sebeple, idrak ettiğimiz şu mübarek gecede, içimizi ve dışımızı bilen Rabbimize ellerimizi ve gönüllerimizi açıp dua edelim. Hz. Aişe (R.Anha) validemiz, Resûlullah (S.A.V.) Efendimize:
- Ya ResûlALLAH! Kadir Gecesi’ne ulaşırsam nasıl dua edeyim? diye sormuş. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de:
“ALLAHümme! İnneke afüvvün, kerimün tühibbü’l-Afve fe’fü annî. = Ey ALLAH’ım!.. Sen çok affedicisin, kerimsin, affetmeyi seversin, beni de affeyle, de!.” buyurmuş.
Ya Rabbi! Kulluk borcu olarak ve sırf ilâhî rızanı kazanmak niyeti ile bugüne kadar tuttuğumuz oruçları, huşû içinde kıldığımız namazları ve okuduğumuz hatim ve mukabeleleri dergah-ı izzetinde kabul eyle. Ya Rabbi! Cümlemizi rahmetine gark eyle. Mağfiretine nail eyle. Cemalinle ve Firdevs Cennetinle müşerref eyle. Cehennemden uzak eyle. İslâm’ı ve Müslümanları aziz ve mansur eyle. Amin! Ya Rabbe’l-alemin ve ya erhame’r-rahimin. Ya Rabbi! Yeryüzünün neresinde olursa olsun, Müslümanlara zulmeden bu zalimleri-kafirleri sana havale ediyoruz, Ya Rabbi! Sen Müslümanları halas eyle! Amin, ya Rabbel-alemin ve ya erhame’r-rahimin.
5- Namaz kılmak
Kadir Gecesi ve gündüzündeki namazları cemaatle kılmaya son derece gayret göstermelidir. Kaza namazı bulunan kimseler, bu namazlarını kaza etmeye çalışmalıdırlar. Sadece farz namazları ve vitir namazı kaza edilmektedir. Sünnetler kaza edilmiyor. Kaza namazı kılarken bir defa ezan okunur ve her bir farz namaz için ayrı ayrı kamet getirilir. “Ya Rabbi! Vaktinde kılamadığım ilk (veya en son) sabah namazının farzını kaza etmeye niyet ettim” şeklinde niyet edilir, tekbir alınır ve namaza durulur. Diğer namazlar için de böylece niyet edilir. Kaza namazlarını kılarken hepsini aynı yerde değil de, ayrı ayrı yerlerde kılmak, yerlerin şahid olması ve secde ile şereflenmesi bakımından daha faziletlidir. Yani sabah namazını kıldığı yerin biraz ötesinde öğleyi ve O’nun yanında ikindiyi ve biraz ileri veya geri çekilerek diğerlerini kılmak, daha sevablı olur.
Üzerinde namaz borcu olan kimsenin bu gecede hiç olmazsa bir günlük namaz kaza etmesi uygun olur. Böylece hem borcunu öder hem de geceyi ihya etmiş olur.
Tekellüf yani zorakilik-bitkinlikten kaçınılmak sûretiyle nafile namaz da kılınmalıdır. Kadir Gecesi namazının muayyen bir şekli yoktur. Ancak bu gece kılınması tavsiye edilen namaz hakkında deniliyor ki: Kadir Gecesi namazının en azı iki rekat, ortası yüz rekat, en çoğu da bin rekattır. Bu namaz iki rekat kılındığı takdirde her rekatında ikiyüz ayet-i celile okunmalıdır. Yüz rekata kadar kılındığı takdirde her rekatında Fatiha-ı Şerif’den sonra “Kadr (inna enzelnahü) süresi”, üç kerre de ihlas (kulhuvellah) suresi okunup her iki rekatta bir selam verilmelidir. Sonra da dua yapılmalıdır.
Ayrıca bu gece, şöylece 4 rekat Kadir Gecesi Namazı kılınması tavsiye edilir:
1.Rekatta : 1 Fatiha, 3 İnna enzelnâhü
2.Rekatta : 1 Fatiha, 3 İhlası Şerif
3.Rekatta : 1 Fatiha, 3 İnna enzelnâhü
4.Rekatta : 1 Fatiha, 3 İhlası Şerif okunur. Namazdan sonra:
1 defa “ALLAHü ekber, ALLAHü ekber. La ilahe illalahü vellahü ekber. Alahü ekber ve lillahil hamd.”
100 defa Elem neşrah leke...
100 defa İnna enzelnâhü....
100 defa “ALLAHümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fe’fü anni” okunup dua yapılır. Mümkünse, kandil gecesi olması sebebiyle bir de tesbih namazı kılınır. Secde ayetleri okunup, secdeler yapılır. Dua edilir.
MEHMET TALU